Dikkat ediyor musunuz, kaçaklar ve suçlular ülkesine dönüştük…
Ülke baştan aşağıya kriminal olaylara boğulmuş durumda.
Hırsızlık, soygun, cinayet, tecavüz, şiddet, şiddet tehdidi, trafik suçları, uyuşturucu, kaçakçılık…
Neredeyse günlük rutinimiz haline geldi bu olaylar.
Ülke suçlular cennetine dönüşmüş durumda.
Halbuki huzuruyla, rahatlığıyla, kimsenin kimseyi rahatsız etmemesiyle ünlüydü bu ülke.
Hani şu; “Kapımızı kilitlemeden evden çıkardık”, “kapımız, penceremiz açık uyurduk” klişe sözleri var ya ben o günleri hatırlıyorum.
Gerçekten de öyleydi ama ya şimdi?
Kapıyı kapatıyor, kilitliyoruz, pencere açmaz olduk, hatta güvenlik kameramız da var ama yine de hırsızlar evimize giriyor.
Kapatmak, kilitlemek de yetmiyor artık, oldukça profesyonel hırsızlar evinize girip, değerli eşyalarınızı alıp gidiyor.
İçeri girmeyi bir şekilde beceriyorlar, elektriği kesebiliyorlar, kameralardan korkmuyorlar, onun da tedbirini alıyorlar.
Siz evde uyurken de eve girecek kadar gözü kara suçlular bunlar.
Aman sakın uyanmayın, uyanırsanız da karşılarına çıkmayın, bırakın işlerini yapsınlar, çünkü silah, bıçak taşıdıkları kamera görüntülerine yansıdı.
Evinize hırsızlığa gelen bu kişiler katiliniz de olabilir.
Vah zavallı ülkem, ne hallere geldin böyle?
Sırf suç işlemek, mesela hırsızlık yapmak için ülkemize gelen kişiler var.
Onlar da duymuşlar bir yerlerden buralarının denetim özürlü olduğunu.
Güvenlik açığımız olduğundan haberleri var, ülkemiz onlar için güzel bir iş alanı.
Ülkenin dört bir tarafında aynı yöntemlerle hırsızlık yapılıyor.
İnsanlar endişe içinde, kendilerini güvende hissetmiyorlar.
Bir bakıyorsunuz bir yerde bir cinayet, bir bakıyorsunuz birisini kaçırmışlar, ormana götürmüşler hem parasını almışlar hem darp etmişler.
Bir bakıyorsunuz bir kişi, kendisine yan baktığını iddia ettiği kişinin kafasında şişe kırıyor.
Bir bakıyorsunuz kız arkadaşına bakmış diye birisi başka birisini bıçaklıyor.
Bir bakıyorsunuz trafikte kendisini uyarmış diye, önünü kesip o kişiyi darp ediyorlar.
Bir bakıyorsunuz adamın biri, başkasından kıskanmış diye kız arkadaşını dövüyor.
Bir bakıyorsunuz küçük bir kız taciz edilmiş, bir diğerine tecavüz edilmiş.
Bir bakıyorsunuz gencecik insanlar uyuşturucu zanlısı olarak mahkemeye çıkarılmış.
Bir bakıyorsunuz ülkemize üniversite eğitimi almaya gelmiş birisi fuhşa sürüklenmiş…
Bir bakıyorsunuz aynı ülkeden gelmiş yabancılar birbirine giriyor, birbirini darp ediyor hatta öldürebiliyor…
Örnekleri artırabilirim, her gün yığınla suç işleniyor.
Çıldırmamak elde değil, tedbir alınamadığı için ülke suç cennetine dönüşmüş durumda.
Suçların çoğunu yabancılar işliyor, cezaevindeki hükümlü ve tutukluların çoğu yabancı.
Suç istatistiklerde yabancıların bu kadar fazla olması, tedbir alınması gerekliliğini ortaya koymuyor mu?
Kaçak yaşam ve çalışma yaşamında kayıt dışı işçiler da ciddi sorunlarımızdandır.
Nüfusumuzu bilmiyoruz, ülkede çok sayıda kaçak yaşayan insan var.
Polisin dar zaman içinde, kısa sürede yaptığı denetimlerde bile çok sayıda kaçak insan tespit ediliyor.
Birçok meslek dalı da kaçak çalışanlar tarafından işgal edildi, bu da hafife alınmaması gereken bir sorundur.
Kaçak taksiciler, kaçak berberler/ kuaförler, kaçak emlakçılar, kaçak taşeronlar, kaçak hekimler, kaçak tamirciler ve daha neler neler…
Ülke tam bir kaçak cennetine dönüştü, tam bir keşmekeş yaşanıyor.
Herkes mağdur, böyle bir ortamda paranız olsa ne yazar olmasa ne yazar?
Huzur kalmadı bu ülkede… Kendi ülkemizde yabancı durumuna düştük…
“Tedbir alın, tedbir alın” demekten yorulduk…
Özel günlerde güzel sözler sarf etmekle ülke yönetmiş olmuyorsunuz, alın işte eserinizle gurur duyun.