Ulusal Birlik Partisi (UBP) Kurultayları ve genel başkan seçimleri her zaman için gündemin başında ülke kamuoyunu meşgul etmektedir. Çünkü, seçilecek UBP genel başkanı büyük ihtimalle ülkeyi yönetecek başbakan olacaktır.
Parti başkanını seçmede etkili olan faktörler bilimsel literatürde mevcut olmasına rağmen KKTC’de hüküm süren beşerî ilişkiler, liberal ve hatta neoliberal sitemin çarkları ile patronaj siteminin hakimiyeti özellikle iktidara yakın sağ partilerde genel başkanı seçmede bazı faktörleri ön plana çıkarmaktadır. Bunlar sırasıyla seçeceği adayın kendisinin ve yakın çevresinin menfaatine olacağına duyulan inanç (Makyavelizm), parti üstü malum güçlerin hissettirdiği genel başkan tercihi ve algı ve/veya olgu olarak güçlü ve kazanma ihtimali yüksek olan adaya yönelme şeklinde ifade edilebilir.
Her ne kadar KKTC’nin kendine özgü koşulları nedeniyle seçmen tercihlerinde bazı faktörler daha fazla önem taşısa da UBP üyeleri genel başkanlarını seçerken muhtemel adayların aşağıdaki unsurlar açısından farklarını mutlaka dikkate almalıdırlar:
1. Adayın özel ve siyasi hayatındaki somut başarıları,
2. Ülkeyi yönetmek için adayın bilgi birikimi ve donanımı,
3. Adayın kitleleri sadece yönetmek değil önderlik yapma becerisi,
4. Adayın partinin birliğini ve dirliğini sağlama yönünde üyeleri motive etme becerisi,
5. Ülkenin ve toplumun refahını artırmak için adayın ortaya koyduğu vizyon,
6. Adayın belagatı,
7. Adayın genel ve parti içi demokrasi anlayışı,
8. Adayın partiyi kurumsallaştırma ve profesyonelleştirme vizyonu,
9. Adayın devleti liyakat esasına göre kurumsallaştırma müktesebatı ve mevcut vizyonu,
10. Adayın ülkedeki adaleti ve eşitliği sağlamadaki müktesebatı ve mevcut vizyonu,
11. Adayın devleti ve partiyi yönetmek için ehil kadrolar oluşturma becerisi,
12. Adayın devleti vatandaşın hizmetkârı olacak şekilde dönüştürme arzusu ve vizyonu,
13. Adayın ülkedeki torpili ve kayırmacılığı ortadan kaldırmak için geçmişte gösterdiği gayret ve bugünkü vizyonu,
14. Adayın gerek parti gerekse devlet yönetimindeki kadroları nepotik ilişkilere göre oluşturmama ilkesi,
15. Adayın devlet yönetimindeki etik anlayışı ve devlet kurumlarının etik kurallara uyumda gösterdiği hassasiyet,
16. Adayın ülkedeki yolsuzlukları önlemede gösterdiği kararlılık ve samimiyet,
17. Adayın devletin ve toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tuttuğunu gösteren somut emareler,
18. Adayın özellikle İskandinav ülkeleri gibi başta yürütme olmak üzere kurum ve kuruluşların iyi yönetişim kapsamında şeffaflık ve hesap verebilirliklerini kurumlaştırmak adına kamuoyuna açıkladığı somut projeler,
19. Adayın malum güçlere methiyeler düzmek haricinde özellikle yükseköğretim, turizm ve sağlığı çağdaş düzeye taşımak üzere ortaya koyduğu kendine özgü projeleri ve
20. Giderek bozulan gelir dağılımına karşı adayın ortaya koyduğu somut projeler.
Sonuç olarak; yukarıdaki liste artırılabilir. Ancak, üyelerin ülkeyi ve toplumu daha iyi yönetmek adına rasyonel bir bakış açısıyla adayların farklarını dikkate almak yerine subjektif değerlendirmeleri esas aldıkları sürece seçilecek Parti Başkanından ve Başbakandan ülkeyi ileriye taşımasını beklemek ve bundan şikâyet etmek akılla ve mantıkla bağdaşmayacaktır.