Tutkunun hikayesi : ALFA ROMEO

Abone Ol

Bugün yine dopdolu bir konuyla sizlerleyim. Başıkta da belirttiğim gibi ‘’Tutkunun hikâyesi’’. Geçen her Alfa Romeo'nun önünde şapka çıkartan Henry Ford'tan başlayıp, Alfaları geçtiği yarışlarda Enzo Ferrari'nin bir çocuk gibi ağlamasına kadar uzanan bir İtalyan Efsanesi. Motorlu araçlar tarihinde unutulmaz birçok sayfa açan Alfa Romeo’nun geçmiş tarihine yolculuğumuz başlıyor. Alfa Romeo'nun dünya genelinde oluşturduğu imajının parçası olan semboller vardır: "cuore sportivo", yani sportif ruhu, boyun eğmeyen hareketli yapısı, motorunun çıkardığı ses, zarafeti ve İtalyan tasarımı... Şimdi sizi efsanenin başladığı tarihten bugüne kadarki süreçte değişik Alfa Romeo görüntülerinden oluşan bir ve tabiî ki tek sayıya sığmayacak kadar olan A.L.F.A  yolculuğuna gelin bir göz atalım.

DÖRT  YAPRAKLI   YONCA  ;  ALFA ROMEO

 

Alfa Romeo için otomobil yarışları her zaman çok önemliydi.
Alfa'nın 1910 yılındaki doğuşundan beri amacı, henüz bu konuda çok bilgisi olmayan ancak çoktan "motor"lu yarışlar için coşku duyan bir müşteri kitlesine sunmak üzere otomobiller üretmekti. Bu yarışmacı macera 1911 yılında, Franchini ve Ronzoni isimli pilotlar ve Targa Florio plakalı (dört yapraklı yonca) iki altıncı jenerasyon 24 HP ile pistlerde ilk olarak boy gösteriyor.


Şanslı bir tecrübe olmamasına rağmen Alfa'da coşku eksilmiyor. İlk podyum 1913 yılında Parma-Berceto yarışında 40-60 HP ile 2. sırayı alan Franchini ile gerçekleşti, 1914 yılında ise Campari, Franchini ve Fracassi denetimindeki üç 40-60 HP kendi aralarında Targa Florio için çekiştiler. 1919 yılında savaş sonrası yarışlara devam ettiler ve 1920 yılında Giuseppe Campari Mugello'da ilk zaferini kazandı.
1920 yılından itibaren Alfa, olağanüstü yarışlarda bir efsane oldu. Campari 1920 yılında Mugello'da kazandı, 1921 yılında bunu tekrarladı, ancak bu sefer takım arkadaşları da onu takip ediyorlardı; Enzo Ferrari 2., Ugo Sivocci 3. olmuştu. 1920 yılında Campari, Gallarate'de kısa mesafe parkurunda 1914'de Merosi tarafından projelendirilen Grand Prix ile yarıştı.

Alfa Romeo'nun kuruluş tarihi ise Haziran 1910 tarihine dayanıyor. İtalyan Darracq otomobil şirketinin Fransız ortağından ayrılarak Milano yakınlarında Anonima Lombarda Fabbrica Automobili (ALFA- Lombarda anonim otomobil fabrikası) adıyla yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte Alfa Romeo markası da doğmuş oldu. Alfa Romeo kurulduğunda şimdiki kardeş markalarından Fiat 11, Lancia ise henüz üç yaşındaydı.

 Yeni şirketin ilk modeli olan 24 HP, 1910 yılında yollara çıktı. Giuseppe Merosi tarafından tasarlanan ilk model dört silindirli ve 4084 cc'lik motora sahipti. 40 HP güç üreten ve 100 km/s'nin üstünde hızlara çıkabilen 24 HP'nin iki koltuklu Spider, 7 koltuklu Limousine ve askeri versiyonu temsil eden Torpedo tipleri de üretildi. 1913 yılında Merosi, aynı modeli baz alarak 147 km/s hız yapabilen bir yarış otomobili yaptı. 1915 yılında Napolili Nicola Romeo isimli mühendis firmanın Portello fabrikasını satın aldı.

 Birinci Dünya Savaşı'nın bitmesinin ardından firmanın tamamına sahip olan Romeo, 1920 yılında üretilmeye başlanan Torpedo 20-30 HP modellerini Alfa Romeo markasıyla süslemeye başladı. Böylece bu model, Alfa Romeo amblemini taşıyan ilk model oldu. Alfa markasıyla özdeşleşmiş amblem ise, firmanın kurulduğu Milano şehrinin simgeleri olan dört yapraklı yonca ve kırmızı haçın bir araya getirilmesinden oluşmuştu.

1925/1946 Markası


Markanın etrafında defne yapraklarından metal taç efsanevi bir zaferi hatırlatmaktadır: 1. Dünya Otomobil Şampiyonasındaki P2’i (1924). Dairenin çapı 65 mm’den 75 mm’ye büyütülür. 1930 yılında tekrar 60 mm’ye küçültülür ve 1945 yılına kadar değişmeden kalır.
1750 Coşkusu Pat Braden, Alfa Romeo Amerika Ortakları genel sekreteri 1961 yılında bir makalede 1750’yi tarif eder:” Alfa Romeo’nun motor seslerine kapıldım. Bir tür tarif edilmez rapsodi gibiydi. Bu araba hakkındaki herşey bu hissi veriyor, bu arabaya her binişimde ve motoru çalıştırdığımda, günlük hayatın sıkıntısı dağılıp gidiyor ve herşey tekrar yeni ve tazeye dönüşüyor.” Peter Hull, Alfa Romeo tarihinde 1750 için 1970 yılında yazmıştır: “Muhteşem arabalar güzel kadınlar gibi heyecan vericidirler, ancak genellikle kusursuz olmazlar. Bu anlamda Alfa 1750 bir istisnadır.”

İlk dünya şampiyonluğu

 

-1923 yılında Alfa Romeo tarafından üretilen ve P1 adını taşıyan yarış otomobili Enzo Ferrari pilotajında önemli başarılar elde etti. Fiat'dan transfer edilen Vittorio Jano ile birlikte P2 modelinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar hız kazandı. 1924 yılında 2.0 litrelik ve 8 silindirli motora sahip, 140 HP ve 155 HP gücünde iki farklı versiyonu bulunan P2, gün ışığına çıktı.

 225 km/s'lik hızlara çıkabilen bu aracın yarış versiyonları Ascari ve Campari gibi pilotlarla beş yıl boyunca tüm GP yarışlarının favorisi oldu ve 1925 yılında Alfa Romeo ilk dünya şampiyonluğunu kazandı. 1927 yılında 6C modelini ilk kez üretmeye başlayan marka, 1929 yılına gelindiğinde 15 bin civarında otomobil üretmişti. Alfa Romeo, 1920'li yılların ikinci yarısından itibaren Bristol lisansı altında dokuz silindir uçak motorları da üretmeye başladı. Alfa Romeo, hafif uçaklar için de motorlar geliştirdi. -1930 yılında yapılan anlaşma ile 1931 yılında ikinci İtalya Turu'nda Albay Velardi'nin yönetimindeki Caproni 100 uçağına modifiye bir 6C 1750 motoru yerleştirildi.

-1932'de Vittorio Jano, bütünüyle Alfa Romeo tarafından tasarlanan ilk uçak motorunu üretti. Bu motor, Ugo Gobbato'nun rehberliğinde, 240 HP gücünde, yıldız biçimli dokuz silindirli bir ünite olan D2'ydi. Şirket, özellikleri Jupiter ve Pegasus ile edinilen deneyimden yararlanılarak oluşturulan büyük havacılık motorlarının üretimine başladı. Bu motorlar, 1939 - 40 döneminde üretilen İtalyan bombardıman uçaklarının çoğunluğunda kullanılan Alfa 125, 126, 130, 128, 129 ve 135 motorlarıydı.

-1930'lu yıllarda tüm dünyayı saran ekonomik kriz, Alfa Romeo'yu da etkisi altına alsa da yeni modellerin üretimine devam edildi. 1929 yılında ilk 8C modelini tanıtmış olan marka, 1931 yılında aynı modelin 8C 2300 Le Mans ve Monza versiyonlarını tanıttı. Le Mans versiyonu, satışa sunulduğu yıl ve -1934'te Le Mans yarışlarını kazanırken 180 HP'lik motora sahipti.

 Monza versiyonu ise Le Mans'tan farklı olarak 165 HP gücündeydi ve İtalya GP'sinde Alfa'ya birincilik kazandırmıştı. Alfa Romeo mühendisleri, 1938 yılında 8C modelinin 2900 B Lungo ve 2900 B Speciale Le Mans versiyonlarını tanıttı.

 Tasarım olarak birer efsane olan bu iki model de yine Vittorio Jano imzasını taşıyordu. Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel otomobili olarak adlandırılan B Lungo, 2905 cc'lik 8 silindirli ve 180 HP'lik bir motorla donatılmıştı. Aynı aracın Le Mans yarışlarına katılması için tasarlanan kusursuz aerodinamik yapısıyla göz dolduran versiyonu ise 220 HP güç üreten motora sahipti. 1931 yılında kamyon üretmeye de başlayan marka, İtalyan ordusu için çeşitli ebatlarda kamyonlar geliştirdi.

147'nin ilham kaynağı

 

Patlak veren İkinci Dünya Savaşı boyunca faaliyetlerini durduran Alfa Romeo, 1946 yılında 6C 2500 modelini üretmeye başladı. Villa d'Este olarak da bilinen bu model, Rita Hayworth, Monaco Prensi Ranieri ve Mısır Kralı Faruk gibi ünlüler tarafından da tercih edilerek oldukça popüler olmuştu.

 Günümüzde üretilen 147 modelinin tasarımında ilham alınan model olarak bilenen 6C 2500, 2443 cc'lik V6 motorla donatılmıştı. 110 HP'lik motor, ekstra hafif malzemelerden üretilen gövdeye sahip aracı 165 km/s'lik son hıza erişebiliyordu. 1950 yılında 1900 modelinin üretimine başlanmıştı. 1951 yılında ise GP 159 adı verilen yarış otomobili ve Arjantinli efsane pilot Juan Manuel Fangio, Alfa adına ilk F1 şampiyonluğunu kazanmışlardı.

BUNLARI BİLİYORMUYDUNUZ  :  ALFA ROMEO AMBLEMİ

 

1910/1915: İlk Amblem


Alfa Romeo’nun amblemi bile gizemli !! Amblemiyle ilgili Birçok rivayet olsa da birçok kaynak iki kısımda çözümlemiş Alfa ablemini.
1 )…Alfa Romeo markasının ilk amblemi iki farklı Milano sembolünden oluşuyordu: açık mavi zemin üzerindeki taç giymiş yılan, Milano’nun soylu Visconti ailesinin armasını; beyaz zemin üzerindeki kırmızı haç ise Milano şehrinin simgesini temsil ediyordu. Amblemdeki kırmızı haç soyluluğu simgelerken, beyaz zemin halkı ve köylüleri simgelemektedir. Armadaki yılanın ağzından çıkan çocuk ise Visconti ailesinin atalarının çocuklarını zehirleyen büyük bir yılanın öldürülmesini temsil etmektedir. Bu iki sembol metalik bir daire içine alınıp üzerine ALFA (Anonima Lombarda Fabbrica Automobili- Lombarda Anonim Otomobil Fabrikası) ve MILANO yazıları Savoia Krallığı’nın simgesi olan düğümlerle ayrılmış olarak yazılmıştır.

2  )…Logo Milano için önemli iki figürün bir araya gelmesiyle ortaya çıkmış.Birincisi Milano'ya musallat olan ve Visconti ailesi lideri tarafından öldürülen yılandır. Bu yılanın resmi Visconti'leri onurlandırmak için kalkan süsü olarak verilmiş.İkincisi, aynı ailenin Haçlı seferlerine katılımlarını temsil eden ve maiyetlerindeki Giovanni De Rio’nun Kudüs surlarına diktiği ilk Haçlı bayrağı da simgeleyen Kırmızı beyaz haç figürü. Bu yılanın ağzındaki kişinin Milano'nun veya Hristiyanlığın düşmanlarını yani bir anlamda Müslümanları temsil ettiği söylense de bu konuda hiçbir resmi kayıt yoktur veya pek dillendirilmez. Alfa Romeo logosu daha sonra dönem dönem Milano ismini, yarış zaferlerini simgeleyen çelenkleri de taşıdı ama en sonunda bugün kullanılan sade halini aldı ve hala piyasadaki en görkemli logolardan biri.

1915/1925: İkinci Amblem

ALFA ROMEO MILANO yazısı, Nicola Romeo'nun fabrikayı satın almasından sonra amblemde yer alan yeni yazıdır. Markanın etrafında defne yapraklarından metal taç efsanevi bir zaferi hatırlatmaktadır.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }