Türkiye ile İngiltere’nin Doğu Akdeniz bölgesinin kontrolü için ana parametrelerini savunma işbirliği, ortak eylem/tatbikatlar, askeri sanayi alanında ilişkilerin geliştirilmesi ve Kıbrıs’taki İngiliz askerî üslerinin oluşturduğu stratejik işbirliği içerisinde olduğu, bu durumun, yakından takip etmekte olan Rum Yönetimini endişelendirdiği bildirildi.
Haberi “Askerî İşbirliğiyle İngiliz-Türk Yayı” başlığıyla aktaran Fileleftheros Türkiye-İngiltere ittifakının Rum Yönetiminin çıkarlarını olumsuz etkilediğine işaret ederek, görüşüne başvurduğu uzmanların, Rum Yönetiminin Ada’daki üsler meselesini er ya da geç gündeme getireceği, bunun kaçınılmaz olduğu görüşünü belirttiğini yazdı.
Habere göre aynı kaynaklar, Rum Yönetiminin, İngiliz üsleri konusunda siyasi karar alması halinde, bu başlıkta eskiden çalışılmış senaryoları da bulunduğuna işaret etti.
Aklında, ortak faaliyetleri, diğer bölge ülkeleriyle işbirliğini genişletme hareketlerini tutan Rum Yönetiminin, “tepki göstermemesinin ve İngiliz üsleri meselesini baskı unsuru olarak kullanmamasının düşünülemeyeceği” belirtilen haberde Londra ile Ankara’nın Roma ve Madrid’i de cezbetmeye çalıştığına işaret edildi.
İtalya’nın temkinli olmakla beraber kapıyı kapatmadığı (kısa süre önce İtalya, İngiltere, Türkiye savunma bakanları görüşmesi gerçekleşti) İspanya’nın ise maddî çıkarı olduğu (Türkiye’nin uçak gemisi satın alması) kaydedilen haberde özetle şu ifadelere yer verildi:
“Libya’ya yakın bir bölgede konuşlanması beklenen Anadolu isimli uçak gemisi her an gerek Kıbrıs’a, Yunanistan’a ve herhangi başka bir komşu ülkeye ‘saldırgan’ harekette bulunabilir. Ankara ve Londra’nın, özellikle İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra Fransa’yı dengeleyecek şekilde daimi bölgesel siyasi denetim oluşturmak istediği açıktır.
İngilizler ne derse desin bu yeni işbirliği bölgeyi, özellikle de Kıbrıs’ı etkiliyor. Londra’nın yatıştırma nitelikli müdahaleleri Lefkoşa’yı hiçbir şekilde sakinleştirmemelidir. Bu jeopolitik ve jeostratejik çabadaki iki ana oyuncusu olan Türkiye ve İngiltere Kıbrıs’ta asker bulunduruyor. Bu iki ülke Kıbrıs’ı etkileyen bir işbirliği geliştiriyor.
Lefkoşa’nın elinde, caydırıcı araç olarak İngiliz üsleri bulunuyor. Siyasi sistem açısından karabasan görülse de zaman zaman harekete geçiriliyor. 23 Ekim 2007 tarihli İngiltere-Türkiye Stratejik Ortaklık Belgesi Anlaşması’ndan sonra Kıbrıs tedbir almaya karar verdi. 7 Kasım 2007 tarihli Bakanlar Kurulu tutanakları (Tasos Papadopulos döneminde) bu olumsuz gelişmelerin göğüslenmesi için karar alındığını gösteriyor.
Tutanaklara göre Başkan Papadopulos Belge’nin imzalanmasını ‘işgal bölgelerindeki yasadışı rejimin ayrı devlet varlığına gelişmesi ve başka ülkelerle ayrı ilişkiler geliştirmesi maksadını taşıdığından çok ciddi olumsuz gelişme’ diye tanımlamıştı.
Hükümet o zaman İngiltere ile ilişkilerimizin, egemen eşitliğe ve denkliğe karşılıklı saygı, mütekabiliyet ve AB üyesi ülkeler arasında dayanışma zeminine oturtulması için, bütün yönleriyle kapsamlı şekilde yeniden ele alınmasını gerekli görmüştü.
Hükümetin el değişmiş olması nedeniyle hiçbir zaman hayata geçirilmemiş 2007 Bakanlar Kurulu kararı devletin, askeri üslerin işleyişi de dahil bir dizi konuda nasıl hareket edeceği ile ilgiliydi. Bu kararlar vardır ve devletin uzmanları tarafından üzerinde çalışılması gerekir. İngiliz üslerinin buradaki varlığı, hiç bağlantılı kılınmamış olmasına rağmen Kıbrıs sorunuyla da ilgilidir. Sorunun uluslararası boyutuyla, güvenlik ve garantilerle ve toprak yönüyle ilgilidir. Hükümet açısından mesele, ülkenin, üsleri Ada’dan çıkarma yörüngesine girip girmeyeceğidir. Siyasi karar gereklidir.”