Türkiye’de meydana gelen büyük depremlerin ardından Avrupa’ya yeni ve şiddetli mülteci akışı oluşması endişesiyle Brüksel’de ve AB üyesi ülkelerde, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılması fikri işitildiği bildirildi. Türkiye’deki 3,5 milyon Suriyeli mültecinin depremden etkilenen bölgelerde bulunuyor olması nedeniyle Avrupa’ya yeni ve şiddetli bir mülteci akışı olmasından büyük endişe duyulması nedeniyle son günlerde Avrupalı resmî şahsiyetlerin ve diplomatların katıldığı gayriresmî görüşmeler çerçevesinde bu konuda üç kez bu konuda nabız yoklandığı haber verildi. Haftalık Kathimerini “Türkiye-AB Restart İçin Nabız Yoklama” başlıklı haberinde Türkiye-AB ilişkilerinin, “sadece Gümrük Birliği için, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın da içinde olduğu ön şartlarla- üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılması senaryoları konuşulmakta olduğunu yazdı. Edindiği bilgilere dayanarak AB’nin muhtemelen Mart ayı içerisinde Türkiye için Bağışçılar Konferansı düzenleyeceğini, bu konferansın insanî niteliği dışında siyasi öneme de sahip olacağını belirten gazete “öğrendiğimize göre Türkiye-AB yakınlaşmasıyla ilgili değerlendirilen ikinci argüman da Ankara’nın tamamen Moskova’ya yönelmesi perspektifini engellemektir” ifadesini kullandı. Gazete teyit edilmiş bilgilerinin: içeriği henüz netleşmemiş olmasına karşın, Türkiye-AB ilişkilerinin ‘özlü canlandırılması’ ihtimaliyle ilgili nabız yoklamalarda, “deprem diplomasisi çerçevesinde ‘sıcak temas’ kesinlikle geçmişte kalacağının güvence altına alınması” haricinde şimdilik, Güney Kıbrıs ve dolayısıyla Yunanistan’ın da Türkiye’nin yükümlülükleri kapsamında hesap edildiği yolunda olduğunu yazdı. Gazeteye göre “yeniden başlatma fikri, sadece Gümrük Birliği için olsa bile, özlü içerik kazanırsa Rum yönetiminin, yeni liderliği altında, olası bir yeni momentumu ciddiyetle ve tereddütsüz değerlendirmeye hazır olması gerekiyor.” Nikos Hristodulidis başkanlığındaki Rum Yönetiminin, “Ankara’nın her türlü Avrupa kazanımının Kıbrıs sorununda bazı somut hareketlere bağlanmasını talep etmeye hazır olması, bu hareketlerin dikkatle belirlenmesi ve bunların ilan edilmeden, gürültü koparmadan ve tereddütsüz talep edilmesi gerektiği belirtildi", geçmişte sessizce hareket etmediği için Rum yönetiminin ifşa olduğu hatırlatıldı. Öte yandan, Politis Türkiye’nin deprem nedeniyle 5 milyon vatandaşının evsiz kalması, onlarca şehrinin yerle bir olması ve 100 milyar Euro’nun üzerinde zarara uğraması nedeniyle bir Avrupa yaklaşımı arayışında olduğu için strateji ve önceliklerini yeniden belirliyor göründüğünü yazdı. Çoğu kişinin, Kıbrıs sorunu için bir fırsat daha olabileceğini söylediğini, seçim kampanyasında zamanın “Kıbrıs” lehine işlemediğini söyleyen Nikos Hristodulidis’in, görev süresi içerisinde taksim riski olduğunun bilincinde de olduğunu belirten gazete “Avrupa her zaman buradaydı, sadece biz görmedik. Sorun, iki Türk limanından, kapalı Maraş’taki yerleşimlerden ve toprak oranından çok daha büyüktür” ifadesine yer verdi.