Bireylerin ruh hali, içinde yaşadıkları toplumdan etkilendiği gibi, diğer bireylerle olan ilişkilerinde de rol oynamaktadır.
İçinden geçmekte olduğu ekonomik darboğaz başta olmak üzere, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, kamu hizmetlerine erişim sıkıntısı ve elektrik kesintileri gibi altyapı eksikliklerinden kaynaklanan sorunlar; Kıbrıs Türk toplumunun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Dünya genelinde insanların günlük olumlu ve olumsuz deneyimlerinin, Gallup araştırma kuruluşu tarafından ölçüldüğü 2024 yılına ait Global Emotions raporunda, Kuzel Kıbrıs’a ait duygusal deneyim ölçümleri de yapılmıştır. Bu bağlamda Kuzey Kıbrıs’ın olumlu deneyim endeksi açısından ölçülen puanının (46), diğer ülkeler arasında puanı en düşük seviyede (38) olan Afganistan’dan hemen sonra gelmesi dikkat çekmektedir. Keza olumsuz deneyim endeksi bakımından da Kuzey Kıbrıs’ta stres, üzüntü, öfke ve endişe gibi olumsuz duygular yaygın olması ve stres seviyesinin %65 oranı ile Dünya genelinde en yüksek seviyeye ulaşması çok manidardır.
Benzer bir biçimde, Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi tarafından Aralık 2024’de yapılan anket araştırmasının geçen hafta açıklanan sonuçları, Kıbrıslı Türklerin özellikle duygu durumuyla ilgili birtakım bulgular da içermektedir. Son bir hafta içerisinde kendilerini nasıl hissettiklerine ilişkin bir soruya karşılık olarak, katılımcıların %58’i sıkça endişeli, %45.8’i sıkça öfkeli, %35.8’i sıkça çaresiz ve %25.5’i sıkça depresif hissettikleri rapor edildi.
Burada ifade edilen endişeli, öfkeli, çaresiz ve depresif gibi hisler, sadece bireylerin iç dünyasını yansıtmaz, toplumun içinde bulunduğu olumsuz duygu durumunu da ifşa eder. Üstelik bu olumsuz duygular, ‘duygusal bulaşma’ yoluyla, toplumun diğer bireyleri arasında da yayılabilir.
Ayrıca bireylerin hissettikleri duygular, sadece iç dünyalarında kalmaz, tutum ve davranışlarını da şekillendirir. Bu yönüyle bireylerin duygu durumları, etkileşime girdikleri veya etkileşimden kaçındıkları toplumun diğer bireylerini de etkileyerek, kolektif düzeyde belirli davranış eğilimlerini ortaya çıkarabilmektedir:
Endişeli insanlar, günlük sorumluluklarını yerine getirmede birtakım zorluklar yaşayabildikleri gibi, siyasal davranış düzeyinde de güçlü lider arayışına girebilirler.
Öfkeli bireyler, günlük hayatlarında diğer insanlarla çatışmaya girme gibi ilişki sorunları yaşayabilirken, siyasal alanda statüko karşıtı eylemlere, protestolara veya siyasal liderlere yönelebilirler.
Çaresizlik duygusu, insanların toplumsal çevreden soyutlanmasına, inisiyatif alamamasına ve bağımlılığa sevk edebilirken, siyasal düzeyde de kayıtsızlığa, sistemden yabancılaşmaya ve siyasal katılımın azalmasına yol açabilir.
Keza depresif duygular, günlük hayatta keyif alınan etkinliklerde, kişinin öz bakımında ve öz değerinde bir azalmaya, siyasal alanda da ilgisizliğe ve hareketsizliğe neden olabilir.
Bu duyguların birbiriyle yakından ilişkili olduğunu ve birbirlerini tetiklediklerini söylemeye bile gerek yoktur. Kıbrıs Türk toplumunun yaşadığı sorunlara bağlı olarak, bugün içine düştüğü olumsuz ruh hali, kuşkusuz ortak insanlık halleriyle de paraleldir.
Dünyanın birçok yerinde yaşanan ekonomik ve politik sorunlara bağlı olarak, toplumların ruh sağlığı ve buna bağlı olarak fiziksel ve zihinsel sağlıkları da giderek kötüye gidiyor. Kıbrıs Türk toplumunun hissettiği endişeli, öfkeli, çaresiz ve depresif duygu durumu, Steinbeck’in Gazap Üzümleri eserindeki Joad ailesinin, ekonomik ve toplumsal adaletsizlikler karşısında yaşadığı duygu ve deneyimlere benzer.
Ancak romanın kahramanı Tom Joad’un, bireysel kurtuluş yerine toplumsal kurtuluşu savunan yakın dostu Jim Casy’nin grev sırasında öldürülmesi karşısında duyduğu öfke, sonunda toplumsal mücadeleye ve dayanışmaya dönüşmüştü.
Kıbrıs Türk toplumunun bugün gark olduğu duygu durumu, bizde de toplumsal mücadeleye ve dayanışmaya döner mi dersiniz?