Taşpınar Şehitleri bu sabah düzenlenen törenle anıldı.
Taşpınar’da milli mücadele yılları ve Barış Harekâtı sırasında şehit olanlar için düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şehitlerin unutulmadığını ve unutulmayacağını vurguladı.
Tatar, halkın geleceği için kendi hayatlarını feda eden şehitlerin birer kahraman olduğuna dikkat çekerek, “Bugün Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenlik içinde yaşıyorsak, bunu şehitlerimize borçluyuz" ifadesini kullandı.
Taşpınar Şehitliği'nde yapılan törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Lefkoşa Merkez Kaymakamı Niyazi Öztürk, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına 49’uncu Piyade Alay Komutanı Piyade Albay Serhat Ulucan, Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı adına 2’inci Piyade Alay Komutanı Piyade Kurmay Albay Hüseyin Ulak, kurum ve kuruluş temsilcileri, Muharip Dernekler ve bölge halkı katıldı.
Tören, şehit kabirlerine çiçeklerin konulmasıyla başladı. Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.
Törende, Doğancı İlkokulu öğrencisi Mira Özakdenizli “Bu vatan kimin” isimli şiiri okudu. Doğancı İlkokulu öğretmeni Gülten Çağla Uluşan’ın günün önem ve anlamını belirten konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşma yaptı.
Tören, şehitlik özel defterinin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına 49’uncu Piyade Alay Komutanı Piyade Albay Serhat Ulucan, Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı adına 2’inci Piyade Alay Komutanı Piyade Kurmay Albay Hüseyin Ulak tarafından imzalanmasıyla devam etti.
Tören, din görevlisi tarafından şehitler için dua okunmasının ardından sona erdi.
Tatar: Bugün Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenlik içinde yaşıyorsak, şehitlerimize borçluyuz
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1974 Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümünün kutlandığı çok önemli bir haftada olduklarını belirterek, bu kutlamalar devam ederken şehitlerin de unutulmadığını ve unutulmayacağını vurguladı.
Rum-Yunan ikilisinin acımasız saldırıları karşısında şehit düşenlerin manevi huzurunda olduklarını belirten Tatar, “Kanlarının son damlasına kadar vatan savunmasında, halkımızın geleceği, kendi geleceklerini, hayatlarını ve canlarını feda etmelerini, buradan yeniden bütün samimi duygularımızla paylaşıyoruz. “dedi.
Tatar, halkın geleceği için kendi hayatlarını feda eden şehitlerin birer kahraman olduğuna dikkat çekerek, “Bugün Kıbrıs’ta barış, huzur ve güvenlik içinde yaşıyorsak, bunu şehitlerimize borçluyuz.” ifadesini kullandı.
“Biz Kıbrıs’ta bu barışı kolay bulmadık, 1974 öncesinde çok acılar çektik, çok bedeller ödedik, her türlü acımasız saldırılara karşı birlikte direnerek aştık.” diye konuşan Tatar, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nda Mehmetçik ile mücahidin yazdığı destan ile Kıbrıs Türkü’nün küllerinden yeniden doğduğunu, özgür ve bağımsız şekilde yaşamaya devam ettiğini kaydetti.
Tatar, dünyanın bugün Gazze’de yaşanan vahşet ve zulme, 1960’lı yıllarda Kıbrıs Türkü’nün yaşadıklarına olduğu gibi seyirci kaldığını ifade etti.
Yunanistan Başbakanının, Kıbrıs Türkü’nü yalnızlaştıracak, Türkiye’den kopartacak ve Türkiye’nin adadaki bir çözümün parçası olmasını kabul etmeyen açıklamalarda bulunduğuna işaret eden Tatar, "Biz böyle bir oyuna gelmeyeceğiz. Biz böyle bir tehlikeyi asla göze alamayız. Kıbrıs milli davası devam ediyor.” dedi.
Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de yaptığı konuşmasındaki 'federalizme Türkiye’nin de Kıbrıs Türkü’nün de karnı toktur’ sözlerinin çok anlamlı olduğuna vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Çok badirelerden geçmemize rağmen Kıbrıs Türkü olarak hep iyi niyetle davrandık. Ancak karşılığında hala ambargo ve izolasyonlar altında, bizi çökertip kendilerine yama etmeye çalışan samimiyetten uzak bir zihniyetle karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.
Kıbrıs’ta bir antlaşma olacaksa KKTC devletinin egemen bir Türk devleti olarak çözümün bir parçası olacağının altını çizen Tatar, Türk askerinin varlığı ve anavatan Türkiye’nin garantisi kendileri için yaşamsal olduğuna dikkat çekti.
Tatar, konuşmasının sonunda tüm şehitleri rahmetle andı.
Uluşan: Şanlı bayrağımızın dalgalandığı bu özgür topraklarda onların sayesinde yaşıyoruz
Doğancı İlkokulu öğretmeni Gülten Çağla Uluşan da konuşmasında, 1960’ta ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasının üzerinden geçen 3 yılın ardından 21 Aralık 1963 gecesi Rumların antlaşmalara uymayarak Türklere yeniden saldırmaya başladıklarını belirtti. Uluşan, Rumların Akritas Planı'nı gerçekleştirmek için Türk bölgelerine saldırılar düzenlediklerini ve saldırılarda birçok Türkün şehit olduğunu kaydetti.
Uluşan, “21 Aralık, Rumların Türkleri bir gecede yok etmek amacıyla başlattıkları saldırıların yıldönümüdür. Bu tarih Kıbrıs tarihine 'Kanlı Noel' olarak geçmiştir. Rumların saldırıları 1963’ten 1974’e kadar 11 yıl sürmüştür. Kıbrıs Türk halkı için 'Karanlık yıllar’ olarak adlandırılan bu yıllar içerisinde birçok şehit verilmiş, birçok Türk köyü yakılıp yıkılmış, insanlar evlerinden ve köylerinden olup göçmen durumuna düşürülmüştür.” ifadelerini kullandı.
20 Temmuz 1974'te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Kıbrıs Barış Harekatı düzenlendiğini ifade eden Uluşan, 20 Temmuz günü Rumların birçok köye saldırmaya devam etiğini ve bunlardan birinin de Taşpınar köyü olduğunu kaydetti.
Uluşan, “Birçok Rum askeri, donanımlı zırhlı araçlar ve silahlarla Taşpınar köyüne saldırmaya geçmişti. Köy halkı savunmasız bir şekilde savaşmış ancak 9 kişi acımısızca şehit edilmişti.” diye konuştu.
Uluşan şöyle devam etti:
“Şehitlerimizden Mehmet Hasan, ekmek parasını kazanmak için ovada sürüsünü beklerken, İsmail Ahmet Rumlarla saatlerce çarpıştıktan sonra Sadiye İsmail ile birlikte vurularak, Ahmet Sinan ve Vasfi Adem acımasızca katledilerek, Olgun Ali, Nevin Ali, Nadir Ali, Ali Emir ailesi ise evlerinde direnirken şehit olmuşlardır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onlarda kahramanca savaşıp bir an bile tereddüt etmeden vatanları için şehitlik mertebesine ulaşmış kahramanlardır. Ne mutlu bizlere ki şanlı bayrağımızın dalgalandığı bu özgür topraklarda onların sayesinde yaşıyoruz.”
Özel deftere yazılanlar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şehitlik Özel Defteri'ne şunları yazdı:
“Vatan, bayrak ve bağımsızlık uğruna canlarını feda ederek şahadet mertebesine ulaşan Kıbrıs Türkü'nün kahraman evlatları, aziz şehitlerimiz. Bu toprakları sizlerden torunlarımıza teslim etmek üzere dan bizler bugün de yarın da çok çalışmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Vermiş olduğunuz haklı ve onurlu mücadele sonucunda kurulan KKTC’yi egemen ve eşit devlet olarak yaşatmak kararlılığıyla mücadelemize devam edeceğiz. Vatan ve bağımsızlık söz konusu olduğun da, canı dahil bütün varlığını ortaya koyarak, yediden yetmişe birlik ve beraberlik duygusu içinde kenetlenip, tek yürek halinde mücadele eden başta ebedi baş komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, aziz liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş olmak üzere mücahit, mücahide ve vatan toprakları için
hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz sad olsun.”
Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı adına 49’uncu Piyade Alay Komutanı Piyade Albay Serhat Ulucan da şu ifadelere yer verdi:
“Topraklarının her karışında şehit kanı bulunan bu topraklar aziz Kıbrıs Türkü'nün ebedi vatanıdır. Ne mutlu bize ki bu topraklarda, Kıbrıs Türkü ile birlikte, 1974 yılı öncesi yaşanan karanlık yılların yaşanmaması için el ele vatan için mücadele etmekteyiz. Ulusumuzu birbirine bağlayan değerlerin başında, tarih sayfalarına altın harflerle yazılan kahramanlıklar, toprak, bayrak ve vatan uğruna verilen canlar gelmektedir. Kayıplarımız karşısında gösterdiğiniz sabır ve metanetin kaynağının gönüllerinizde yaşattığınız vatan, millet ve bayrak sevgisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Bugün bu topraklarda bayrağımızın dalgalanmasında canını veren şehitlerimizin anısı hiçbir zaman unutulmayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, bu topraklarda bağımsız ve şerefle yaşamamızı sağlayan gazi ve şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
Saygılarımla.”
Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya, deftere şunları yazdı:
“Toplumsal varlığımızın devamı için ada sathında verilen mücadelenin bir parçası oldunuz. Canlarınız ve kanlarınız pahasına toplumumuzun işaret yıldızı oldunuz. Verdiğinin mücadele ve gösterdiğiniz azim özgür, daha refah günlere ulaşma çabamızda rehber olmuş olmaya devam edecektir.”
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı adına 2’inci Piyade Alay Komutanı Piyade Kurmay Albay Hüseyin Ulak da şunları yazdı:
“Aziz şehitlerimiz, Sizler “Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” sözünü karış karış kanlarınızla yazarak bu toprakları özgür bir vatan olarak bizlere emanet ettiniz. Sister tıpkı ecdadımız gibi "Türk esaret altına alınamaz" sözünü toprağımıza, özgürlüğümüze ve ruhumuza göz dikenlere karşı hiç dinmeyecek bir sesle haykırdınız, kan verdiniz, can verdiniz ama bu toprakların düşman eline geçmesine razı olmadınız. Şimdi eseriniz olan bu özgür, bağımsız ve güzel ülkede rahat uyuyunuz, çünkü emanetiniz bizlerle güvendedir. Bizler her dara düştüğümüzde sizleri ve vermiş olduğunuz kutlu ve onurlu mücadeleyi hatırlıyor ve sizlerden güç, alarak şunu iyi biliyoruz ki, muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki
asil kanda mevcuttur. Bu kutsal gün vesilesiyle başta ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Cumhuriyetimizin kurucusu Rauf Raif Denktaş olmak üzere bu toprakları vatan yapan isimli isimsiz tüm Mehmetçik, mücahit, mücahide ve mukavemetçi şehitlerimizin aziz hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğilir, hayatta olan gazilerimize sağlıklı ve uzun bir ömür dileklerimle şükranlarımı arz ederim"