Filipinler’deki bir mağarada bulunan 39.000 yıllık taş aletler üzerindeki aşınma izleri, bunların lif yapımında kullanıldıklarını gösteriyor.
Filipinler’deki Palawan adasındaki bir mağarada binlerce taş alet de dahil olmak üzere çok sayıda eser bulundu. Bulunan aletlerin ne için kullanılmış olabileceğine dair ipucu verecek hiçbir yontulmuş ağaç veya soyulmuş ağaç kabuğu veya oyulmuş et izi kalmamıştı. Ancak bir zamanlar kullanıldıkları işlerin tarihöncesi izleri olan aşınma ve yıpranma belirtileri taşıyorlardı.
Arkeolog Hermine Xhauflair ve meslektaşlarına göre bu izler, geçmişteki insanların aletleri nasıl kullandıklarını tanımlayabilir.
Xhauflair’in ekibi, bu izleri deşifre etme konusunda yardım için, eserlerin keşfedildiği yerin yakınında yaşayan ve adadaki doğal kaynakların nasıl işleneceğine dair derin bir ata bilgisine sahip olan Yerli Pala’wan halkına başvurdu.
Filipinler Diliman Üniversitesi’nden Xhauflair, “Bunu ormanın uzmanlarından öğrenmek istedim.” diyor.
Bu işbirliği sayesinde araştırmacıların PLOS ONE dergisinde bildirdiğine göre, tropik bölgelerde lif yapımına dair en eski kanıtlardan bazıları artık 39.000 yıl öncesine dayanıyor. Bilim insanları, lif teknolojilerine erişimin ağlar, tuzaklar ve tekneler için her türlü olasılığı açmış olabileceğini düşünüyor.
Çalışmadaki ilk adımlardan biri, Pala’wan’a bir tanıtım yapılmasını sağlamaktı. Xhauflair, araştırma planını birkaç köyün ihtiyar meclislerine sundu. Topluluklar, araştırmacılara üç ay boyunca Pala’wan topluluklarıyla yaşama ve zanaatkarların bitki bazlı liflerin işlenmesi de dahil olmak üzere çeşitli görevler için alet kullanımlarını kaydetme izni verdi.
Araştırmacılar teknikleri inceledikten ve Pala’wan zanaatkarlarının kullandıkları kaydedilen 95 bitki türünü belirledikten sonra, mağaradakilere benzeyen 16 taş alet seti yaptılar ve test ettiler.
Xhauflair, güçlü, esnek şeritler ve diğer lifler yapmak için bambu ve palmiye gibi bitki katmanlarını soymak ve ayırmak için Pala’wan tekniklerini taklit etti. Bitki ve tekniklerin çoğu, alet yüzeylerinde belirgin çentikler ve çizgiler bıraktı. Eserler üzerindeki izler karşılaştırıldığında, eski aletlerin lif yapımında da kullanıldığını düşündüren çarpıcı benzerlikler ortaya çıktı.
Eski liflerin kalıntıları özellikle nadir oluyor, çünkü onları yapmak için kullanılan bitki malzemeleri ıslak, nemli tropik bölgelerde hızla çürümeye eğiliminde. Dünyanın herhangi bir yerinde lif yapımına dair en eski kanıt, İsrail’de kabaca 120.000 yıl öncesine dayanıyor.
Araştırmaya dahil olmayan Flinders Üniversitesi’nden arkeolog Richard Fullagar, “Çok çeşitli lifli bitkiler üzerinde yerlilerin bilgisinin ve birçok alet kullanımı deneyinin birleştirilmesi, yeni bulgulara güven veriyor.” diyor.
Eski aletler üzerindeki izlerin Pala’wan teknikleri kullanılarak yapılanlara olan benzerliği, benzer tekniklerin en az 39.000 yıldır kullanıldığını gösteriyor.
Bu tür tekniklerin nesiller boyunca sürekli olarak aktarılıp aktarılmadığı, ya da ortadan kaybolup sonra bağımsız olarak yeniden öğrenilip öğrenilmediği bir sır olarak kaldı.