Sosyal medya bağımlılığı ve ıskaladığımız hayat

Abone Ol

Teknolojik inovasyona bağlı olarak gelişen dijital iletişim teknolojileri, insanlık tarihinde daha önce hiç olmadığı kadar hayatımızın merkezine yerleşmiştir. O kadar ki örneğin akıllı telefonlar adeta uzuvlarmızdan biri gibi oldu; onlarsız evden dışarı çıkamaz, nefes alamaz hale geldik..

2000’li yılların ortalarından itibaren Facebook, Instagram, Twitter/X ve TikTok gibi sosyal medya platformlarının, akıllı telefonlarla birleşmesi, hayatımızın her an ve uğrağını sosyal medyaya tabi kılmıştır.

Sosyal medyanın hızlı iletişim ve bilgiye erişim olanağı sunması gibi avantajlarının yanı sıra, siber zorbalık, uykusuzluk, sahte haber, bilgi manipülasyonu, mahremiyet ihlali ve bağımlılık gibi birtakım sorunlara da yol açabilir.

Her teknolojik ürünü kullanmanın elbette birtakım riskleri olabilir. Ancak sosyal medya kullanımının bir bağımlılığa dönüşmesi, bizi özne olmaktan çıkarıp, teknolojinin nesnesine çevirir. Burada cevaplamamız gereken soru: sosyal medyanın efendisi mi yoksa kölesi mi olacağız?

Sosyal medya bağımlılığı, sosyal network siteleri aşırı kullanıldığında, takıntı haline getirildiğinde veya dürtüsel olarak kontrol edilemediği zaman ortaya çıkar.

Sosyal medyada uzun veya sık zaman geçirmemiz, günlük hayatımıza dair bazı sorumluluklarımızı ihmal etmemize yol açabilir.

Sosyal medyayı sürekli merak etme veya başkalarının ne yaptıklarını kaçırmama dürtüsüyle, sosyal medya hesaplarımızı sürekli kontrol etme ve her gelen bildirime bakma ihtiyacı, bizi yaşadığımız hayatın anından koparmaz mı?

Sevdiğiniz bir arkadaşınızla yüz yüze yaptığınız bir sohbetin ortasında gelen bir bildirime takılmak, konuşmanızın tadını kaçırmaz mı?

Sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapmak ve etkileşime girmek, bizi gerçek dünyadaki sosyal çevremizden biraz uzaklaştırmaz mı? Veya sürekli başkalarının ne yaptıklarını takip edip, kendimizi başkalarıyla kıyaslamak, size olumlu duygular hissettiriyor mu?

Aşırı sosyal medya kullanımının yol açtığı fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar da cabası..

Peki, o zaman çare ne? Sosyal medyadan vazgeçmek mi?

İnsanlık bir kez teknolojik konfora alıştı mı, bundan vazgeçmesi neredeyse imkansız. Tarihte ortaya çıkan teknoloji karşıtı hareketler de teknolojinin gelişimini engelleyemedi. Örneğin 19. yüzyılın başında İngiltere’deki sanayileşmeye bağlı olarak ortaya çıkan dokuma makineleri karşısında, Luddistler (Luddizm) olarak bilinen el işçileri, işlerini kaybedecekleri kaygısıyla fabrika makinelerini kırıp dökmeye başlamışlardı, ama sonuçta ne dokuma makineleri ne de ondan sonraki sanayileşme ve dijitalleşme hamleleri engellenebilmiştir.

O bakımdan sosyal medyaya karşı çıkmak yerine, sosyal medya kullanımına yönelik alternatif bir bilinç ve etik anlayış geliştirmek daha isabetli olacaktır.

Sosyal medyayı kullanmak veya kullanmamak, aşırı veya ölçülü kullanmak, elbette bireysel bir tercih olabilir; ancak sonuçları toplumu ve gelecek kuşakların davranışlarını ve alışkanlıklarını da etkilemektedir.

Sosyal medyanın efendisi mi yoksa kölesi mi olacağız?

Tercih sizin!

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }