Sorunların içinde boğulmak kaderde varmış! 

Abone Ol

   Kıbrıs siyasi sorunu sadece ömürleri törpülemekle kalmıyor… Bizim için de Rum tarafı için de yıllar çözüm beklentilerinde geçiyor. “Umut etmek” tek teselli olarak yaşatılıyor…

   OYSA ufuktan ötesini göremediğimiz korkunç bir boşluktur gözlerken geleceği!

   Üstelik artık ne Makarios gibi (kanlı da olsa) liderler yetişiyor kendi aidiyetlerine özel çözümlerin peşinde koşan… Ne de Denktaş gibi toplumlar arası siyasi ilişkileri toparlayıp müzakerelere zemin hazırlayabilen kurt politikacılar!

   Kaldı ki Kıbrıs sorununun nedenlerini yaşayıp bilenler gitgide azalırlarken; kalanlar da çoktan köşelerine çekildiler, torunlarına hatıralarını anlatıyorlar!

   VE Kıbrıs sorunu bu minval devam ederken Kuzeylilerin varoşu Güney, Güneylilerinki Kuzey olurken iki halk kendi bölgelerinin bu varoşları durumuna gelen bölgelerinin çarşı pazarlarında karşılıklı alıverişlerde bulunuyorlar! Kuzeyle Güney arasında mekik dokumaya devam ediyorlar!  Sanırsınız çoukların komşuculuk oyunları gibi!

   FAKATTT konu “çözüm” lafına sarılı müzakerelere geldi mi kimseden tıs çıkmaması yanı sıra suratlar asılı yumruklar sıkılıyor… Ezeli ve ebedi dünyadaki Kuzey Güney savaşlarını hatırlatırcasına…                                                                                      

***

   PEKİ yıllardır devam eden bu kısır döngü daha ne kadar devam edecek? Çünkü karşılıklı alışverişler yanı sıra birbirlerinin bölgelerini mesire yeri haline getirenler bir yandan da öylesi iki toplum ilişkilerine karşın birbirlerine karşı fakat birbirlerinin göremediğince “husumeti” besliyor, husumeti ve düşmanlığı yaşatıyorlar!

   “AYRILIK gayrılık” yabancılaşmalarında da biliyorlar ki kaderden kaçmak olmaz, bir gün adada nihai çözüm için yeni bir gündem oluştuğunda gene kavgalar kıyametler kopacak! “Benim toprağım benim mülküm, benim hakkım, benim hukukum” çığlıklarında!

***

   KALDI Kİ bölgemizin ne kadar netameli ne kadar kavgalara açık olduğunun en taze ispatını da şimdilerde bir zamanlar başlık paralarına kızlarımızı sattığımız Filistin Arapları ile Yahudiler arasında kopan savaşla görüyoruz!  Ki kıyametler kopuyor.  

   Hem de öyle az buz değil. Kentler bombalanıyor! Daha şimdiden “binlerce” söylemi ile ifade edilen insanlar çocuklar ölüyorlar…

   SABAH akşam devam eden korkunç İsrail saldırılarının nasıl nerede sonlanacağı da bilinmiyor…

   ÜSTELİK bu kanlı savaşı seyreden Biden’li bir Amerika her halde “henüz yeterli sayıda insan ölmedi, kentler tümden yıkılmadı” düşüncelerinden olacak “bu savaşa müdahale etme yetki ve büyüklüğünü ellerinde tuttukları halde ya ne yapıyorlar?

   Arenalardaki süslü püslü tahtlarında oturan eski Roma İmparatorları gibi  gladiyatörlerin  birbirlerine nasıl kıydıklarını birbirlerinin başlarını gövdelerinden nasıl ayırdıklarını  seyreyliyorlar hem de keyifle!

***

   … NE diyordu Mehmet Akif Ersoy şu medeniyet dediklerine, şu medeni ülkelere? “Tek dişi kalmış canavar!”

   Bizler ise tek bir şey söylüyor onu umut ediyoruz: “Allah dünyayı, insanlığı kötülerin şerlerinden korusun” (Gelecek hafta kaldığımız yerden devam ederiz!)

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }