Canım Ayla ablacığım, sekiz yıldır evliyiz ve birbirimizi çok seviyoruz. Biz aslında, ailelerimiz arasındaki farklılıklardan çok etkileniyoruz ve son zamanlarda bu etkilenmeler ilişkimizi yıpratmaktadır. Doğru dürüst kavga etmedik, hep sevgimiz ve ilgimiz ile beslendik ama şimdi öyle değil.
İkinci çocuğumuzu yeni dünyaya getirdim. Ufak tefek ailevi sorunlar vardı ama çok da umursamazdık. Şimdi her nedense, bizi çok etkilemektedirler. Gün geçmez ki biz birbirimize düşmeyelim. Sonra daha çok üzer beni. Der ki "sen doğum sonrası bunalımı yaşıyorsun". Daha çok kırılırım. Oysaki ben, ortayı bulmaya çalışırım.
Benim ailem dindar, geleneksel yapıdadır. Eşimin ailesi ise tam tersidir. Avrupai bir ailedirler. Türklükleri ile övünürler, bayramı, özel dini günleri önemserler ama hayat biçimleri bizimkilere göre oldukça farklıdır. Eğlenceyi, yemeyi, içmeyi, gezmeyi çok severler. Ben de onları çok severim. Asla, yargılamazlar, ayırım yapmazlar. Mesela ben, kayınvalidem ile anne kız gibiyim. Yani kendi annemle bu kadar anlaşamam. O zaman sorun ne diyeceksiniz. Sorun her şey. Basit bir sürü konu, birden tartışma konusu olur. Mesela, babam, sofrada içki içildiği zaman -ki içilir- söylenir durur. Yakın otururuz ve haftada birkaç defa bir araya geliriz. Yaz günü, mezeler, içkiler kocamın vazgeçmediği alışkanlıklarıdır. Ailesinin de öyle. Ama yanlış anlamayın. Aşırı içmezler. Kadınlar arada bir şarap alır, erkekler ise usulünce, edeple içer. Babam buna bile dayanamaz, annem arayı bulayım ister. Bu defa ben kocama açılırım, o sinirlenir. Babamların yaklaşımını hakaret kabul eder. Kayın pederim dünya güzeli biridir. Akıllı, duyarlıdır ve her konuda yanımızdadır.
Sana en son yaşadıklarımızı kısaca anlatmak isterim. Hafta sonu kebap partisi yaptık. Kayın pederim, babamları çok özlediğini söyleyerek, onları da davet etti. Bizimkiler geldiler. Annem dolma, börek gibi bir şeyler yaptı. Kebabın yanında çok da yenmedi. Bozulduğunu anladım, toparlamaya çalıştım. Çünkü sofrada rakı var ve kayınvalidem yanına uygun mezeler yapmış. Ben de humuz yaptım. Neyse, babam demesin mi, "dünür, şu içkin olmasa, sen dünyada bir tane olurdun." Bir şeyler daha söyledi ama hepimiz donduk kaldık. Eşim çıldırdı. Saygılı biridir ama dedi ki, "biz böyle bir aileyiz, kabul ederseniz. Etmezseniz işte bir kapı orada bir kapı burada". Kayınpederim çok olgundur. Eşime çok kızdı. "Dünürümün özgürce fikrini söylemeye hakkı var" dedi. Sonra ortamı yumuşatmaya çalıştı. Ama benimki, çok sinirlendi ve bana "geliyor musun, gidiyoruz" dedi. Gitsem bir türlü, kalsam bir türlü. İçimdeki ses, sırat köprüsündeymişim ve her an düşebilirmişim gibi bir his verdi bana. Anlık karar verdim ve kocama, "bekle, çocukları alıp geliyorum" dedim. Kayınpederime güvendim aslında. O halleder dedim. Ortalığı toparlar. Kocamın yanında gittim. Ama eve vardığımızda, hiçbir şeyi yoluna sokamadık. Çocuklar uyuduğu anda, "ben senin ailenle görüşmek istemem" dedi. Alttan girdim, üstten çıktım, Nuh der, peygamber demez.
Şimdi ben, bence doğu yaptım. Ama ben ne kocama ne de babama yaranabildim. Kocam, beni, ailemin sorununu normal karşılamakla suçladı ve aşağıda divanda yatmayı tercih etti. Babama gelince, ertesi gün bana sövdü, saydı. Onu yalnız bırakmışım. Bana yazıklar olsunmuş. Ne çok da koca meraklısıymışım. Babam, kocamın yanında gitmemi, ona ihanet olarak algıladı. Bu gidişle, alkolik olacağımı bile söyledi.
Yani arada kaldım ve çok yoruldum.
Huzur isterim. Kocamla ve çocuklarımla beraber, mutlu olmak isterim. Millet bin türlü dert çekerken bizim bunlarla uğraşmamız beni deli ediyor.
Sizden fikir almak için yazdım. Ben her üç tarafı nasıl idare edeyim? Eşimin ailesi anlayışlı ama bunca hakaretten sonra onlar da değişebilir, değil mi? Sence bizim için akılcı bir çözüm var mı? Okuyup cevap vereceğin için çok teşekkür ederim Ayla abla. (DEĞİŞTİRİLMİŞTİR)
Rumuz: ÇÖZÜM VAR MI
Kültürel farklılıkların çatışmaya dönüştüğü bir süreç yaşıyorsunuz ve odakta sen varsın. Kocan ve ebeveyn ailen arasında kalmışsın. Bereket, eşinin ebeveyn ailesi hoşgörülü ve affedici.
Anlattıklarını çok değiştirdim ama, özü olduğu gibi vermeye çalıştım.
Bir şekilde farklı kültürler arasında bu tip sorunların çıkması beklenir. Ancak, iyi niyet ile çözülmeyecek hiçbir şey yoktur. Aynı sofrada, bir imam, bir rahip düşün. Anlaşabiliyorlarsa, birbirlerini ötekileştirmedikleri içindir.
Çekirdek aileni etkileyen de bu konu aslında. Herkes herkesi olduğu gibi kabul ederse, sorun kalmaz. Eşinin ailesi bunu başarmış görünüyor. Eşin ise taşmış. Sanırım, evliliğinizin başından beri bir şeyler birikmiş. Üstelik ailenize yeni bireyler katılmış. Yani, çocuklarınız ile birlikte sorumluluklarınız artmış. Elbette, ebeveyn ailelerinizin eleştirel yaklaşımına, eski tahammülünüz yok. En azından eşinin yok. Anlayışla karşıla ve onu her şeyin üstünde tuttuğunu hissettir. Aslında, konuya yaklaşımın bunu yaptığını göstermektedir. Devam et. İlişkinizi ve ailenizi en ön plana al.
Ebeveyn ailene gelince. Baban bir şekilde, evliliğini ve eşinin ailesi ile ilişkilerini zora sokacak biçimde davranmış. Hoşgörü ve bizden farklı olanları şefkatle sarma konusunu askıya almış. Bunları ona aktarabilirsin. Eşin ile aranızı bozacak söylemleri reddettiğini iletebilirsin. Elbette öncelikle onlara sevgini, anlayışını hissettir.
Ancak öncelik çekirdek ailenindir. Ödün verme ve bu zor dönemde, eşine yanında olduğunu hissettir. Bir ilişkide zor dönemler olabilir. Bu beklenen bir şeydir ve "başarılı" dediğimiz ilişkiler; sorun çözebilen ilişkilerdir. Çeşitli nedenlerle, evliliğinize yansıyan dış kaynaklı sorunlar var. Bunların üstesinden gelebilmeniz; evlilik ilişkinizin özel ve size ait bir bütünlük taşıdığını kabul etmekten geçer. Taraf tutmanız elbette söz konusu değildir. Siz kendi tarafınızdasınız, çünkü. Bir noktadan sonra, büyükler sizin ayak izlerinizi takip etmelidirler. Aile bütünlüğünüzü zora sokacak yorum ve davranışlardan kaçınmalılar. Bunu yapamıyorlarsa, siz çift olarak, farklı bir bütünlük oluşturduğunuzu ve bu bütünlüğün mahremiyetinin onlara kapalı olduğunu hissettirmelisiniz. Elbette saygı ve sevgi ile…