Sevgili Ayla abla, ben evli ve 6 yaşında bir kız babasıyım. Benim artık sabrımın taştığı ve çözüm bulamadığım bazı konular vardır. Haklı olduğumdan eminim ama kimin umurunda!
Sorunum kızıma babalık yapmamın engellenmesidir. Kaynatam ve kaynanam, çocuk onlarınmış gibi davranırlar. Yani affedersiniz ama ben damızlıkmışım gibi muamele görürüm. Baba olarak kızımla ilgili hiçbir kararda payım yoktur. Çocuğa alınacak üst baş, oyuncaktan artık geçtim. Bu insanlar, çocuğumla ilgili her şeye karar veriyorlar. Okuluna, kurslarına, arkadaşlarına bile karışırlar. Ve hafif bir itirazı bile çok ciddi bir saygısızlık olarak alıyorlar. Varları yokları benim kızım. Evimizi 3-4 yıl önce ayırdık ve yattığımız odayı kızımızın odası yaptılar. Lüks ve her çocuğun bayılacağı bir oda yaptılar. Oyuncaklar, kitaplar hatta bir piyano bile var. Kızım o odayı çok sever ve ne dersem diyeyim, haftanın üç dört günü kaynatamlarda kalmak ister. Karıma, “böyle olmaz” derim. Karım da, “ne zararı var, çok severler torunlarını, karışma” der. Ben bu işi nasıl çözeceğim bilmem. Aklımı yemek üzereyim. Bu insanları gördüğüm anda çok gerilirim.
Ben babalık yapmak isterim. Kızımı, karımı evimde isterim. Demem ki neneler dedeler olmasın ama bence her şeyin bir ölçüsü olmalıdır.
Ben çocuğum var diyemeyecek durumdayım. Bu ne kadar acıdır, bilir misiniz? Nenesi dedesi var, annesi var. Sıra bana gelince benim hiçbir değerim yok. Babayım ben ama kimin umurunda bu? Bakın bugün Pazar ve ben evde yalnızım. Karım ve kızım, kaynatamlarda. Ben gitmek istemedim, onlar da “illa gel” demediler. Kebap yapmışlar, karım getirdi, yemedim ve çöpe attım. Oturdum, rakı içerim ve size yazarım. Şeytan dürter, gideyim, bağırayım, çağırayım der ama ben kavgacı değilim. Büyüğe saygım sonsuzdur. Anasız büyüdüm ben. Babam hem ana hem baba oldu bana. Ama ben kızıma baba olamadım. Bu bencil insanlar yüzünden.
Benim sizden bir tek istediğim vardır. Yuvamı yıkmadan, beni mahveden bu sorunu nasıl çözebilirim? Saygılarımla.
Rumuz: BAHTSIZ BABA
Kendinizi dışarıda hissediyorsunuz. Kızınız sizden çalınmış ve hiçbir öneminiz yokmuş gibi.
Evet, haklısınız, nene ve dede torun sevgisini abartmışlar ve annenin babanın yerine geçmeye kalkışmışlar. Yaşamlarının merkezine torunlarını alarak, şımartarak, konfor sağlayarak kendilerine bağlamışlar.
Bir bilseler ki, anne babanın yerine geçmek, çocuğun gelişimi açısından çok ciddi bir engel, acaba böyle davranmaya devam ederler mi?
Onlara düşen sadece nene ve dede olmak. Herkes yerini bilmeli. Kızınızın yeri da anne babası ile paylaştığı yuva. Yani çekirdek ailesi. Ama o çok küçük ve nerede şımartılırsa oraya gitmek istemesi gayet doğal.
Bu yanlışı çözmek için ne yapılabilir? Sorunu dile getirmişsiniz ama duyan olmamış. Sadece sizi üzmekle kalmıyorlar, küçücük bir kız çocuğunun aile aidiyet duygusunu da engelliyorlar.
2o yıl kadar önce memleketime döndüğümde, torunların, nene ve dedelerinin ölümünün ardından atlatamadıkları yas sürecine defalarca tanık olmuştum. Ne yazık ki hâlâ bu durum var. Nenesine anne diyen çocuklar var. Ve ne yazık çoğu ebeveyn buradaki yanlışın farkında değil.
Siz fark ettiniz. Mesele, sorunu akıllıca çözmenizdir. Bence öncelikle eşinizle konuşun. Ailesini doğrudan hedef almayın. “Ben” dili ile kendinizi, arzularınızı, çekirdek ailenizle paylaşmak istediklerinizi dillendirin. Nenelere dedelere karşı değilsiniz. Sadece babalık yapmak istemektesiniz. Ve eşiniz sizi anlamalı, kendi ailesindeki bu aşırılığı toparlama konusunda size destek vermelidir. İkiniz ortak noktada buluşunca devamı gelir.
Örneğin nenesinin evindeki çok sevdiği odasının benzerini kendi evinizde yapın. Çekirdek aileniz ile eğlenceli programlar planlayın. Neneler dedeler olmasın. Kızınızın akranları ile olan okul sonrası ilişkisini yoğunlaştırın. Arada büyüklere de gidin. Kısa olsun ve kızınız daha eğlenceli bir yaşamın olduğunu unutmasın.
Size önerim, moralinizi bozmadan ve ipleri koparmadan bu işi çözmenizdir. Satranç oynar gibi, adım, adım ilerleyin. Karınız yanınızda olmalıdır çünkü gerçekten de kızınız ile ilgili sorumluluk, görev ve haklar dengeniz doğru çalışmıyor.
Gerekirse, bu konuyu bir psikolog veya çocuk ve ergen psikiyatristi ile konuşmaktan çekinmeyin. İşe yarayacaktır.