Ayla abla, bir süredir görüştüğüm bir kadın var. Mesleği, huyu suyu, sosyal itibarı çok iyi. Aklı başında bir kadın. Kısa bir evlilik geçirmiş ve benden 3 yaş büyük. Ben 28 yaşındayım. Çocuğu yok. Ağır başlı ve çalışkan. Her açıdan mükemmeldir. Bana göre en azından. Ama ailem, evlenip boşanmış üstelik benden büyük bir kadını kesinlikle istemediklerini belirttiler. Öyle böyle değil. Evin içinde fırtınalar koparttılar. Öyle ki her şeyi bırakıp kaçmak istedim.
Sevdiğim kadına bunları anlatamadım. Hayata o kadar güzel bakıyor ki. İnsanları hatta benim ailemi de çok düşünür. Türkiye'de depremzede akrabalarım vardır. Onların okul çağındaki iki çocuğuna burs bağladı. Gücenmesinler diye de benim adımla gönderiyoruz.
Aramızdaki ilişki çok güzeldir. Yani tek eksiğimiz nikah ve düğündür. Ve ben bir türlü bu teklifi yapamıyorum ve geciktiriyorum. Bunu ikimiz de biliriz. Benim tek yapacağım, ailemle onun ailesine gidip bu işi bağlamak. Onun geniş bir ailesi var ve hepsi beni kabul ettiler. Kızlarına göre daha düşük bir mesleğim olmasına rağmen, bana sevgiyle sarıldılar. Dediğim gibi tek eksik, ailemin desteği ve onayıdır.
Sevdiğim kadın, aile bağlarına çok değer verir. Ailemin onu istemediğini anlarsa ilişkimizi bitirmesinden korkarım. Öyle kendini acındıracak, duygusal baskı yapacak biri değildir. Çok sevdiği ilk eşi ona bir tokat atmış ve bu nedenle boşanmış. Düşünün artık.
Lütfen bana bir yol gösterin. Sevdiğim kadını kaybetmek istemiyorum. Ailemin bu yanlışını nasıl düzeltebilirim bilemiyorum. Düzeltmek mümkün mü onu da bilmiyorum. Ailemin bu tutumu sevdiğim kadını kıracak, bunu çok iyi biliyorum. Benim için en önemli konu bu. O üzülmesin. Ailem inanın bu kadar önemli değil. Onun aile bağlarına verdiği değer beni düşündürtüyor ve çıkmaza sürüklüyor.
Rumuz: AŞKIM BANA YETER
Anlamadığım nedir biliyor musunuz? Sevgiyi korumak ve kollamak varken; neden bu kadar kısır döngülere saplanıyor ve yaşamlarımızı boşluğa sürüklüyoruz?
Aşk ve uyum; nadiren muhteşem bir paket halinde karşımıza çıkar. Onu korumak, beslemek, çoğaltmak varken yok edici yargılarla sınamaya kalkışırız. Ne kadar yanlış. Güzel bir ormanı, kışlık odununu bedavaya getirmek için yakmaktan çekinmeyen insanlar geldi aklıma. Veya, yargılarının gölgesinde, şiddetin her türlüsünü mubah gören insanlar…
Rumuzun yol göstericin olsun. Aşk ve uyum kolay elde edilmez. Geleceğe yönelik her adıma güç katar. Zor zamanları aşmayı sağlar. Önceliğin sevdiğin insan, senin de yazdığın gibi.
Ben ailenle, son bir konuşma yapmanı öneririm. Kararlı bir konuşma yap ve açıkça yanında kimin olacağını sor. Yeni bir yaşama başlıyorsun ve ayak izlerini takip etmek isteyen var mı, açıkça sor. Bir kişi bile yanında olursa, yeterlidir. Onu ailen yapar ve sevgilinin ailesi ile onu tanıştırırsın.
Kimse yok mu? Dostlar, yakın büyükler, size inananlar ve destekleyenler, bu genç kadının güzel yüreği sayesinde eğitimine devam edenler…daha?
Ben koca bir ordu ile kız evine yönelik merasimi yapmanı öneririm. Sana, kararına saygı duyan, destekleyen ve yanında olanlarla. Böylece, aile ilişkilerinde hassas olan sevgilin; itilmiş, istenmiyor gibi hissetmez. Aksine, karşısında, aşkı için köprüleri yakmaktan çekinmeyen birini bulur.
Ama gönül ister ki, ailen sana yönelik görevini doğru yapsın. Gençlerimizin özel yaşamlarına, kararlarına müdahil olma hakkımızın, belli bir noktadan sonra bulunmadığını anlasınlar. Gönlüm bunu ister.
Ancak kendin ve sevdiğin kadın için, elde ne varsa, onu değerlendireceğin şekilde harekete geçmen gerek. İş sana düşüyor. Ailenin sabit fikirliliği ve ayırımcılığa dayalı önyargılarının; ilişkini hasta etmesine izin verme.