Seferberlik başlatıp, artık “trafik sorununu” bir yerinden tutmak lazım…

Abone Ol

Trafikte insanlar patır patır ölüyor…

    Hafta geçmiyor ki trafik çarpışmalarında can kaybı olmasın.

    Daha geçen pazar günü iki trafik çarpışmasında hayatını kaybeden iki kişinin şokunu atlatamadan bugün gencecik iki kişiyi daha trafiğe kurban verdik.

   Trafik korkunç bir durumda ülkemizde…

   Trafikteki karmaşa, keşmekeş öldürüyor, hemen herkesi tehdit ediyor.

   Trafiğe çıkan kimse güvende değil, trafikteyseniz evinize dönememe tehlikeniz var.

   İş çığırından çıktı ama ülkeyi yönetenler tedbir alma niyetinde değil.

   Yığınla altyapı sorunu, tehlikeli kavşaklar, çemberler, sürücüleri yanıltan arızalı trafik ışıkları, kazalara zemin hazırlayan tehlikeli anayollara açılan tali yollar, ışıksız caddeler, sürücülerin bilinçsizliği, kişilerin kurallara uymama ısrarı, denetim eksikliği, ülkede yaşayan yabancıların trafikte patlamaya hazır bomba gibi olması, aşırı nüfusun trafikte yarattığı yoğunluk, araçların yollara/ trafiğe uygunluğuyla ilgili muayene yetersizliği… Yığınla sorun…

    Neresinden bakarsanız bakın sorun, sıkıntı dolu bir trafiğimiz var.

    Her gün çok sayıda trafik çarpışması meydana geliyor.

    Ambulansların mesaisini büyük oranda trafik çarpışmaları nedeniyle yaralanan kişileri taşımak meşgul ediyor.

    Daha yıl bitmedi ama 2023, son 10 yılın en fazla can kaybının olduğu yıl olacak gibi görülüyor.

    Peki bu kadar yakıcı bir sorun için bir tedbir düşünülüyor mu?

    Seferberlik ilan etme, her yönüyle konuyu ele alma ve çözmeye çalışma çabası var mı?

    Hayır, öyle bir çaba da istek de yok.

    Trafik çarpışmalarının yol açtığı ölümler, kronik sorunumuz olarak görülüyor ama diğer çözüm bulunamayan kronik sorunlar gibi gündeme alınmıyor.

   “Nasıl olsa ülkeyi yönetenler, kronik sorunları çözemiyor” diye bir algı yerleşti, bu nedenle trafiğe kafa patlatılmıyor.

    Avuç içi kadar bir ülkede trafik sorununu çözemiyoruz.

    Trafiğin birçok sorunlu tarafı var ama bir tanesinden bile başlamayı, bir plan dahilinde sorunu çözmeyi düşünen yok.

     Altyapı sorunlarını gördüğü, yaşadığı halde bu durumu hiçe sayan bazı sürücüler adeta trafikte ölüme koşuyor ama kendi canlarını tehlikeye attıkları gibi başkalarını da riske sokuyorlar.

     Siz trafik kurallarına uysanız da birileri gelip aracınıza çarpıyor, sizi öldürebiliyor.

     Trafikte can güvenliğiniz yok, Kuzey Kıbrıs trafiği herkesi içine çeken bir girdap gibi.

     Ülkeyi yönetenler, “Biz nerede hata yapıyoruz?” ya da “Trafikteki ölümleri engellemek için ne yapabiliriz?” diye bir dert taşımıyor.

      Her şeyi oluruna bıraktıkları gibi trafiği de önemsemiyorlar.

      Trafikte hayatını kaybedenlerin cenazesine gitmenin yeterli olduğunu sanıyorlar.

       İnsan ölülerini, parçalanan bedenlerini yollardan topluyoruz, korkunç trafik çarpışmaları nedeniyle psikolojimiz bozuldu ama hükümet edenlerin umurunda değil.

       Ne otomobil ne motosiklet ne bisiklet kullananlar kazalardan kurtulabiliyor ne de yayalar.

       Bir ülke düşünün ki çok sayıda kişinin başkalarına saygısı yok, bu ruh hali trafiğe de yansımış durumda, birbirine saygı duymamak, trafikte ölümlere yol açıyor.

       O kadar çok birbirine benzeyen, sürekli tekrarlanan kazalar meydana geliyor ki gazeteler artık başlık bulmakta zorlanıyor.

      Ülkede çok sayıda insan lüks araç tutkunu oldu ama bu süper lüks araçlar bu bozuk, sorunlu yollarda ölüm makinesine dönüşüyor.

      Ülkeyi yönetenlerin bir şeyler yapması gerekiyor ama trafikteki ölümler de hükümetin öncelikleri arasında değil.

       Seferberlik başlatıp da artık bu trafiği bir yerinden tutmanın zamanı gelmedi mi? Neyi bekliyorsunuz, daha kaç can gitmeli acaba?         

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }