Yunanistan, başta Santorini olmak üzere çevre adalarda büyük depreme hazırlanıyor.
Peş peşe sallantılar devam ederken en kritik soru depremlerin bir yanardağ patamasına yol açıp açmayacağı.
Yunanistanlı uzmanlar, bölgedeki son durumu değerlendirdi.
SKAI'ye konuşan doğal afetler profesörü Kostas Sinolakis, Nea Kameni yanardağında büyük bir patlama yaşanma ihtimalinin olmadığını söyledi.
Daha büyük bir depremin yakın olup olmadığı konusunda ise Synolakis, "Eğer deprem başlarsa ve yayılırsa, oluşabilecek fayın çok daha büyük olabileceğini" belirtti. Synolakis, bilim insanlarının bu depremin gerçekte ne kadar büyük olduğunu" anlamalarının zaman alacağını sözlerine ekledi.
"KOLUMBO YANARDAĞI’NIN NEFESİNİ DİNLEMEK ÖNEMLİ”
Kathimerini gazetesine konuşan Atina Üniversitesi Jeoloji ve Jeoçevre Bölümü profesörü Evi Nomikou, Kolumbo Yanardağı’nın “nefesini” dikkatle dinlemenin önemli olduğunu söyledi.
Nomikou şunları anlattı: “Sualtı alanı erişilmez, doğanın büyülü bir atölyesi. Dün sabah kurulan yeni su altı sismografları, sismologların verileri birleştirmesine yardımcı olacak. Dört gün içinde otomatik olarak çekilip bize ilk veriyi vermelerini planladık. Daha fazla sismik veriye ihtiyacımız var. Oranın sismograflarla doldurulması gerekiyor ve Santory laboratuvarının yeniden açılması, Kolumbo'daki hidrotermal bacalarla ilgili yeni veriler sağlayacak yeni bir fon sağlanması gerekiyor."
PATLAMADA 70 KİŞİ GAZDAN ZEHİRLENMİŞTİ
2016-2022 döneminde Kolumbo yanardağını kapsamlı bir şekilde inceleyen ve tekrar patlama olasılığını araştıran Imperial College bilimsel ekibinin üyesi volkanolog Michele Paulato ise Kolumbo Yanardağı’nın 1650 yılında patladığının bilndiğini belirterek, “Patlamanın gazlarından zehirlenen yaklaşık 70 kişi hayatını kaybetmişti. Patlama, muhtemelen deniz tabanının 3-4 kilometre altındaki bir magmatik odada biriken magma tarafından tetiklenmişti” diye konuştu.
Paulato , bölgenin geçmiş tarihini bilerek sismik görüntülemeyi oluşturduklarına değinerek, şunları ekledi: “Columbus bölgesindeki yeraltını görüntülemek için sismik dalgaları kullandık. Bu, Santorini'nin ve daha geniş bölgenin görüntüsünü yakalama projesinin bir parçasıydı. Kolumbo'nun altında yaklaşık iki buçuk kilometre derinlikte küçük bir magma haznesi olduğunu ve haznedeki magmanın patlamadakine benzer bir hacimde yeniden birikme eğiliminde olduğunu gösterdik.”
Önümüzdeki birkaç gün içinde ne olacağını bilmenin çok zor olduğunu dile getiren Paulato, “Muhtemelen daha fazla ve daha büyük depremler olacaktır. Ancak azalması ve durması da mümkün” ifadelerini kullandı.
BELEDİYE, SOKAKLARA ŞERİT ÇEKTİ
Santorini adasında peş peşe sallantılar devam ediyor ve yerel yetkililer koruyucu önlemler alıyor.
Santorini Belediyesi, Kaldera boyunca çeşitli yerlere şeritler yerleştirdi.
Bu tedbirin, turistlerin ve bölge sakinlerinin güçlü rüzgarlar ve sarsıntılar nedeniyle toprak kayması tehlikesi bulunan belirli noktalara yaklaşmamaları için alındığı belirtildi.
Samos gemisi de İos'un Mylopotas koyuna demirlendi. Gemi, deprem nedeniyle çevre adalarda yaşayan halkın tahliyesine gerekli görülmesi halinde yardımcı olmak için orada bulunuyor.
Son günlerde 10 bini aşkın kişinin adayı terk ettiği belirtiliyor.
6 BİN 400 SALLANTI YAŞANDI
Dün akşam 5.2 şiddetinde yeni bir deprem meydana geldi. Bu, bölgenin son günlerde yaşadığı en büyük sarsıntı olarak kayıtlara geçti.
Ulusal Bilimler Akademisi tarafından yapılan çalışmaya göre 26 Ocak- 3 Şubat tarihleri arasında bölgede 6 bin 400'den fazla deprem yaşandı.
Bunlardan 800'ünün büyüklüğü 2.5’in üzerindeydi. Sismoloji profesörü ve Sismik Risk Değerlendirme Komitesi Başkanı Efthymis Lekkas, kalderanın tüm uzunluğu boyunca toprak kayması riskinin yüksek olduğu uyarısında bulundu.
Sallantıların büyüklüklerin arttığını ve bunun önemli olduğunu belirten Lekkas, “Belki de 5.5 Richter'e kadar çıkma olasılığına yakınız” diye konuştu.
AYLARCA SÜRECEĞİ TAHMİN EDİLİYOR
Lekkas, şunları anlattı: “Gördüğümüz tüm faaliyetler iyi seviyede. Bu olumlu bir durum çünkü günler geçtikçe ve bu kadar yoğun bir sismik aktiviteye sahip olduğumuz sürece, bu enerjinin açığa çıktığı anlamına geliyor.
Komitenin raporunda, gözlemlenen sismik hareketin Güney Ege'nin aktif volkanik yayı içinde gerçekleştiği, bilinen bir volkanik merkezle doğrudan ilişkili olmadığı, ancak Anudros deniz havzasında normal bir fay sistemini harekete geçirmiş gibi göründüğü vurgulandı.
Aktivitenin devam olasılığının bulunduğu, ancak giderek daha küçük büyüklükte ve daha az sayıda depremle, ancak aylarca süreceği belirtildi.
“FAY ALANI BÜYÜK ÖLÇÜDE KIRILDI”
Rapora göre ikinci olasılık, bu sürünün, bölgedeki büyük bir aktif fayın önemli bir kısmının kırılmasını uyararak bir ana depreme yol açması ve ardından hareketliliğin, tipik bir artçı şok dizisi şeklini alması.
Jeofizik ve Sismoloji Profesörü Costas Papazachos, “Fay alanı büyük ölçüde kırıldı. Merkez üsleri arasında hala daha güçlü bir depremin doğmasına yol açabilecek bazı boşluklar var. Ancak kalan alan daha küçük olduğu için senaryolar daha iyi görünüyor. Her halükarda bölge sakinleri önümüzdeki dönemde de sarsıntıları hissetmeye devam edecek olup sakin kalmalıdır” açıklamasını yaptı.
Atina Üniversitesi Jeoloji ve Jeoçevre Bölümü Profesörü Evi Nomiko da “Mevcut merkez üslerinin 1956 merkez üssünden çok daha uzakta olduğunu doğrulayan tektonik haritalar oluşturuyoruz” dedi.