“Sahte reçete” olayında bile aynı şeyi savunan insanlar bölünüp, didişiyor…

Abone Ol

   “Sahte reçete operasyonu toplumun dengesiniz bozdu” deniyor ya, aslında toplumun dengesi çoktan bozulmuştu da bu olayla tescillendi, tam darmadağın oldu.

    Gerçekten de toplumsal bir travma var ama halk olarak kendi kendimizin işini daha da zorlaştırıyoruz.

    Şimdi hep iş bitti, bu konuda da bölünmeler görüyorum…

    Normalde baktığınızda aynı şeyi söyleyen, aynı sıkıntılara dikkat çeken insanlar kendi içinde ayrılmış, bölünmüş ya da zorla bölünmek istiyor.

    Yok “Sen bunu daha önce neden söylemedin?”, yok “Baştan niye söylemedin da sana yakın kişi tutuklanınca neden söyledin?”, yok, “Falan kişilerin mahkeme oturumunda bu kadar kalabalık yoktu da falan kişinin mahkeme oturumu neden kalabalık oldu?”, yok, “Falan kişinin mahkeme oturumu sırasında neden salon değişti?”

    Yine ana muhalefete suçlama, Tabipler Birliği ve Eczacılar Birliği’ne “Neden suskunsunuz?” yüklenmeleri…

     İllaki bir suçlu bulunacak ama ne gariptir ki yine esas suçluya yüklenmek yerine yükümlülüğü bulunmayana yükleniliyor.

     Çıkıp da yıllardır bu yolsuzluğu fark edemeyen ya da olmasına fırsat veren, kim bilir belki de göz yuman kesimleri suçlayacaklarına, nelerle uğraşıyorlar?

     Çalışma Bakanlığı ve ona bağlı Sosyal Sigortalar Dairesi bunca yıl bu yolsuzluğu neden fark edemedi?

      Bakanlık, olayı polise yöneltmeden önce kendi içinde bir soruşturma yapmadığı ve “sistemsizlikten dolayı vatandaşlara yardım edenlerle”, “gerçekten yolsuzluk yapanları” ilk kendi belirlemediği için her şey birbirine karıştı, polis önüne geleni tutuklayıp mahkemeye çıkarıyor.

    Soruşturma, hekimleri ve eczacıları itibarsızlaştırma operasyonuna dönüştü.

    Hani da hastanın haberi olmadan hayali reçete yazıp, haksız kazanç elde edenler tutuklanacaktı?

    Polis, hastasını görmeden reçete yazanları da tutukluyor hem de bulduğu yedi- sekiz reçeteyle.

   Yıllardır aynı hastalıkla mücadele eden ya da kronik hastalığı olan hastalarına doktorunun görmeden reçete yazması bu sistemsiz ülkede, hastayı hem yollara düşürmeyen hem de her defasında vizite ödememesi nedeniyle maddi olarak rahatlatan bir sistemdi…

    Sistemsiz ülkenin bu sistemi şimdi tutuklanma, kodese tıkılma, eline kelepçe geçirme, mahkemeye çıkarma, itibarsızlaştırma nedeni oluvermiş… Yazık hem de çok yazık…

    Meselenin bu tarafına bakılacağına, olayla hiç ilgisi olmayan kesimler birbirini suçluyor.

    Mesela “Hekimlerle ve eczacılarla ilgili örgütler, neden operasyonun başında değil de son zamanlarda ortaya görüş koyuyor?” diye suçlanıyor.

    Çünkü başta kimse neler olup bittiğini pek anlayamamıştı, operasyon ilerledikçe tablo ortaya çıkmaya başladı ve daha net açıklamalar geldi.

    Kaldı ki “konuşmuyor” denilen örgütler, aslında başta temkinli açıklamalar yapmıştı…

    Neler olup bittiğini anlamdan balıklama olayın üzerine atlamak, başka yanlışlıklara yol açabilirdi.

    “Neden Sibel Siber’in mahkeme oturumu kalabalık oldu?” diye soranlar, altında bir şey arayanlar var.

    Neden acaba? Bu ülkede Meclis Başkanlığı, Başbakanlık yapmış, toplum tarafından çok sevilen bir kişinin mahkeme oturumu kalabalık olmaz mı? Bundan daha doğal ne olabilir ki?

     Sibel Siber çok sayıda kişiyi tedavi etti, çok sayıda insana yardımcı oldu, çoğundan para bile talep etmedi, herkese sevgiyle yaklaşıyor, çok seviliyor, insanlar onun suçlu olduğuna inanmıyor. Bu da mı suç? Sevmek, sevdiğine sahip çıkmak, sevdiğine inanmak neden yadırgansın, neden tuhaf olsun? İyi ki de halen sevmeyi, sevdiğine inanmayı başarabilenler var.

    Başka bir grup bunu neden yanlış buluyor ki? Neden birçok kişi böyle oldu? Aslında aynı şeyi düşünen, aynı şeyi savunan insanlar bile nasıl oluyor da bir şekilde birbirini yiyor böyle?

     Bu toplumun bir bölümüne ne oldu? Henüz zanlı olan, suçluluğu henüz kanıtlanmayan insanlara nasıl olur da bu kadar nefret duyulabilir, sevinir gibi yapılabilir ki? Kehanetlerde bulunmayın, sabredin mahkeme aşaması sonuçlansın...

     Öğretmen kötü, mimar kötü, mühendis kötü, müteahhit kötü, otelci kötü, ticaret adamı kötü, şimdi de hekim kötü, eczacı kötü… İyi bir ruh hali değil bu...

    Elbette her alanda iyiler de var kötüler de ancak genelleme yapıp herkesi aynı kefeye koymamalıyız, genel bir linçe dönüştürmemeliyiz... 

    Kendi değerlerimizi kötüleyerek ve düşman görerek nereye gideceğiz? Toplum olarak “işe yaramayız”, “bizden bir şey olmaz” duygusunun daha da güçlenmesi için bir operasyon mu bu?

    Bir delirme hali var bu ülkede, suçlularla suçsuzlar birbirine karıştı. Suçlularla suçsuzların birbirine karıştığı bir ortam, daha çok suçluların gizlenmesine yarar. Gerçek suçlular ortada gezerken, masumlar mağdur oluyor.

    Suçlularla suçsuzların karıştığı bir ortamda, adalet düzeninden, adalet duygusundan söz etmek de mümkün değildir. “Sahte reçete” soruşturması, suçluları ortaya çıkarmaktan çok toplumu yok etme operasyonuna hizmete dönüştü. Bazıları bunu fark edemiyor maalesef…

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }