Sağlıklı Beslenmeyi Yaşam Tarzına Dönüştüren 6 Fit Öneri
1) Diyet kelimesini aklından çıkartınız.
Diyet belirli ölçüde katlanılan, kendini önemli ölçüde kısıtlamanı gerektiren bir işkence kampı gibidir ve genelde görülen ya hedefe ulaşamamak şeklinde oluyor yada belirli bir miktar kilo versende normal dediğin yaşama döndüğün zaman kaybettiğini fazlasıyla geri alıyorsunuz. Vücuttaki bu kilo değişimleri de aslında çok sağlıklı bir olay değildir. Yapmanız gereken sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzına getirmeye odaklanmak, bunu yaparken de ufak ufak değişiklikleri hayata geçirebilmektir. Böylece uzun dönemde sürdürülebilir bir model oluşturmak, hem sağlığın için hem de kendin için daha sağlıklı bir öneri olacaktır.
2) Bir anda dünyayı kurtarmaya çalışıp, psikolojinizi bozmayınız.
Bir anda her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak yerine aşama aşama sağlıklı yaşamla ilgili, sağlıklı beslenmeyle ilgili prensipleri hayatına geçirmelisiniz. Örneğin, ilk aşamada hayatınızdan basit karbonhidratları çıkarmalısınız. Basit karbonhidratlar; şekerli yiyecek ve içecekler, tatlılar, hamur işleri, cips, kola, beyaz ekmek, vb. İkinci aşama ise yavaş yavaş evde yemek yapmaya başlamalısınız. Sadece üç/beş malzemeyle evde yapabileceğin sonsuz sayıda yemek vardır. Böylelikle hem sağlıklı besinler hazırlayarak kendine ayrı bir hobi oluşturup stres atacaksınız, hem de yemeklerini kendiniz hazırladığınız zaman içine koyduğunuz besinlerin kontrolü sizde olup, daha güvenli yemek yiyebileceksiniz. Üçüncü aşamada da bunların bütün beslenmedeki payını arttırmaya çalışmalısınız.
3) Öğünlerin saati çok önemli! Her gün aynı saatlerde yemek yemeye çalışınız.
Kan şekeri kontrolü için maddelerin en önemlisidir. Hem vücutta bir beklenilirlik yaratacaksınız hem de yeni oluşturduğunuz düzeni devam ettirebilmeniz için bir kolaylık sağlayacaktır. Öğün aralarında çok açtığınız zaman kan şekeriniz düşmeye başlıyor ve bir sonraki öğünde ilk olarak karbonhidratlara saldırmaya başlıyorsunuz. Bunu engellemek içinde bu madde size yardımcı olacaktır.
4) Almak istediğiniz besinin etiketini okuyunuz.
Genellikle birçok besin etiketinde “100 gramda” ve “1 porsiyon” ibareleri yer alır. Bu nedenle alınan ürünün kaç porsiyon olduğunu bilmek ve ona göre tüketmek için ilk iki ibareyi iyi anlamak gerekiyor. Örneğin; aldığınız tuzlu bir bisküvinin etiketinde, 100 gram içeriğindeki tuz belirtiliyor ve siz günlük tuz alım miktarınıza uygun olduğunu düşünüyorsunuz. Fakat bu bisküvinin paketi 200 gram ise ve tamamını tükettiyseniz, iki katı kadar tuz almış olursunuz. Dolayısıyla besin etiketinde verilen miktar ile sizin tükettiğiniz miktarı eşlemek, etiketi doğru yorumlayabilmenin en önemli koşuludur.
Çalışmalar, besinleri satın alırken kalori kontrolü yapanların gün içinde daha az kalori aldığını ve sağlıklı besinlere daha çok yöneldiğini gösteriyor Ürünü satın alırken kalori kontrolü yapmak kişiyi obezite başta olmak üzere birçok kronik hastalığa karşı koruyor. Ancak kalori kontrolünü yaparken tüketilen miktar ile eşleme yapmak önemli. Örneğin; 100 kalorilik bir mini kekten 3 adet yendiğinde bir akşam yemeğine eş kalori alınmış oluyor. Bununla birlikte “light” ibaresi olan gıdaların nasılsa az kalorili diyerek fazla tüketilmesinin de son derece zararlıdır. Light ürün olması kalori içermediği ve sınırsız tüketilebileceği anlamına gelmiyor. Kontrolsüz tüketildiğinde gereksiz enerji alımına neden olabiliyor.
ETİKETTEKİ BU 3 İBAREYE DİKKAT EDİNİZ.
Yüzde işareti: Genellikle ‘%Günlük Değer’, ‘%GD’, ‘%RDA’, ‘% Daily Value’ veya sadece ‘%’ olarak yer alan yüzde işareti, satın aldığınız bir üründeki değerin (örneğin kalsiyum) günlük ortalama ihtiyacın ne kadarını karşıladığını gösteriyor.
Gluten içerir: Buğdayda bulunan bir protein türü olan glüten, başta çölyak olmak üzere, bazı kişilerde hassasiyete yol açarak, sindirim ve emilim problemine neden olabiliyor.
Laktoz içerir: Süt ve süt ürünlerinde yer alan bir karbonhidrat olan laktoz, bazı kişilerde şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık gibi rahatsızlıklara yol açabildiğinden kişilerin etiketteki bu ibareye dikkat etmesi gerekiyor.
5) Su tüketiminizi artırınız.
Su, sadece hayatsal fonksiyonların çalışabilmesi için önemli değil aynı zamanda amacın yağ kaybetmek de olsa, kas kazanmak da olsa bunu direk etkileyen bir faktördür. Günde 2-2,5 lt su tüketmelisiniz. Tabiki bu senin kilona ve aktivite seviyene de bağlıdır. Eğer dayanıklılık sporlarıyla uğraşıyorsan, çok fazla su kaybediyorsan biraz daha arttırabilmen gerektiğini unutmamalısınız.
6) Başkalarının söylediği senin kararlılığını bozmasın!
Muhtemelen şu an etrafındakiler de sizin önceki beslenme alışkanlıklarına benzer alışkanlıklar devam ettiriyorlar. Bu yüzden seni demotive edecek hatta eleştirecek kişiler olabilir. Yapmanız gereken bunlara kulağını tıkayın, kararlı bir şekilde uygulamaya devam ediniz. Siz doğru olan şeyleri yapmaya devam ettikçe vücudunuzun seçme şansı yoktur. Er yada geç çok iyi sonuçlar alacaksınız ve bu pozitif değişimleri, kendinizdeki enerji artışını, sağlıklı verilerin düzelmesini gördüğünüz zaman bunu bir hayat tarzı haline getirmeniz çok daha kolaylaşacaktır. Bir süre sonra muhtemelen çevrendekilerde ne yaptığınızı merak edecek ve sizden tavsiyeler istemeye başlayacaktır.
Yapamayacağın hiçbişey yok, yeter ki iste, uygula, yap ve sonucunu kendin gör!
Sağlıklı yaşamak senin elinde...