Ülkemizde hırsızlıklar artış gösterdi, bu gidişle daha da artacak…
Bir ülkede pahalılık arttıkça, alım gücü düştükçe hırsızlıklar da artar.
Evlerden, dükkanlardan, mağazalardan yapılan hırsızlıkların yanı sıra bahçelerden ürün çalma olayları da artmaya başladı.
Birkaç gündür babutsa ve harnup hırsızlıkları konuşuluyor.
Ülkemizde babutsalara musallat olan böceklerle mücadele edilemediği ya da edilmediği için bu değerli bitkimiz süratle tükeniyor.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki babutsaların kemirilip yok edilmesi yönetenler tarafından sorun olarak bile görülmüyor.
Babutsa böceği ile mücadele için gerekli kaynak bulunamıyormuş.
Zaten hayati olan hiçbir şeye kaynak bulamıyoruz.
Kıbrıs’ımıza özgü ne varsa yok oluyor ve öylece seyrediyoruz.
Şimdi diyeceksiniz ki “insanımız tükeniyor, siz tükenen bitkilerden söz ediyorsunuz…”
Haklısınız, insanının tükenmesini dert edinmeyenlerin babutsanın tükenmesini sorun olarak görmesini mi bekleyeceğiz?
Ancak bize özgü tüm değerlerimizin tek tek elimizden kayıp gitmesi gerçekten can sıkıcı ve utanç vericidir.
Şimdi babutsalar bu hızla tükenirken tabii ki geriye kalanların meyveleri de kıymetli oluyor.
Tabii ki bu kıymetli babutsalar da hırsızların gözdesi durumunda.
Sosyal medyada, babutsa hırsızlığının konu edilmesini yadırgayanlar olduğunu gördüm.
Bunu hırsızlık olarak görmüyor birçok kişi…
Babutsadan veya başka ağaçlardan göz hakkı olarak birkaç tane koparılmasına kimse bir şey demez ama gidip de kasalarca babutsa toplarsanız buna tolerans göstermezler.
Çünkü o kadar babutsayı koparıp almak, artık başka bir şey olur.
Niyet o kadar çok babutsayı satmaktır ve elbette bu hırsızlıktır.
Harnup da çok değerli bir meyvedir ve hırsızların hedefindedir.
Harnup hasadı tarihini bölge kaymakamlıkları belirliyor, o tarihten önce harnup toplanamıyor.
Bunu bilen hırsızlar, söz konusu tarihler belirlenmeden bahçelere dalıp harnupları topluyor.
Harnup üreticilerinin canı o kadar yandı ki Bağımsız Gazete’ye konuşarak, yetkililerin tedbir almasını istedi.
Bunun üzerine polis devriye başlattı, bazı kişiler bunu komik ve gereksiz buldu.
Çünkü hırsızlığın boyutunu hayal edemediler.
Öyle böyle hırsızlık değil, tonlarca harnup çalınıyor.
Nitekim Güzelyurt bölgesinde harnup hırsızları yakalandı ve 5 bin 635 kilogram ürün çaldıkları açıklandı.
Yani harnup üreticisi isyanında haklıydı, hırsızlarla baş edebilmek kolay değil.
Tabii daha çok hırsızlık olayları yaşanacak, sizi daha çok şaşırtacak şeyler göreceksiniz.
Ülkede zamdan başka bir şey yok, akaryakıta artık her hafta zam yapılıyor, elektriğe arka arkaya zamlar yapıldı, tüp gaz zamlandı, ekmeğe, suya, süt ürünlerine zam geldi, et zaten sürekli zamlanıyor… Sebze meyveye yaklaşılmıyor… Temizlik ürünleri ateş pahası…
Sağılığımız için ilaç bulamıyoruz, bulduğumuz da çok pahalı…
Hemen her şey her gün pahalı oluyor, hayat çekilmez oldu, insanlar süratle fakirleşiyor.
İşte böyle zamanlarda hırsızlık, soygun, yolsuzluk artar…
Normal bir zamandan geçmiyoruz ki… İnsanlar çıldırmak üzere ama bunun için bir tedbir yok.
“Hayat nasıl ucuzlayabilir?” diye kafa yorulmuyor, vatandaş kaderiyle baş başa bırakıldı.
Babutsa ve harnup hırsızlığına niye şaşırıyorsunuz ki? Daha çok olacak… Limon da çalınacak, başka meyveler de… Yakında zeytin hırsızlığı da duyarsınız…
Evinize, işyerinize de girebilirler, hatta biliyorsunuz artık siz evde uyurken hırsızlar işini yapıp gidiyor.
Ne istediğimiz gibi bir hayat yaşayabiliyoruz ne canımız güvende ne de malımız ama yönetenler konuşurken başka bir ülkeden bahsediyor sanki, yalnızca kendilerinin görebildiği bir cennetten.
Siz istediğiniz kadar “iki eşit devlet” deyip durun, içinde yaşayanlar bunun doğru olmadığını bizzat yaşayarak gördükten, hissettikten ve size inanmadıktan sonra siz başkalarına bunu nasıl inandıracak ya da kabul ettireceksiniz ki?