Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, ultrazengin ailenin okul yaptırması ile ilgili açıklamada bulunarak, "Devletin yapamadığı okulu, ultrazenginler tek başına yapabiliyor" dedi.
Devletin, okul, hastane ve altyapı yatırımları için kaynak yaratmamasını eleştiren Özkızan, bunun nedeninin ultrazenginlerin, büyük sermaye ve büyük özel sektör işletmelerinin vergi vermemesi olduğunu belirtti. Ultrazenginlerin vermediği verginin büyük miktarlarda olduğunu vurgulayan Özkızan, devletin yapamadığı okulu, her bir ultrazenginin ayrı ayrı tek başına inşa edebildiğini söyledi.
Özkızan, “Ultrazenginlerin elinde biriken servet o kadar büyük ki, her gün zenginliklerine zenginlik katmakla, yatırımlarını büyütmekle, ultra lüks hayatlarının keyfini çıkarmakla, herkes yoksullaşırken büyüyüp serpilmekle yetinmeyip, tek başlarına okul bile inşa edebiliyorlar ve buna rağmen servetleri büyümeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
"Devlet, varlık amacını yitirdi"
Devletin varlık amacını yitirdiğini belirten Özkızan, en basit altyapı yatırımları için bile ultrazenginlerden vergi ve kaynak toplayamadığını dile getirdi. Özkızan, “Memleketin sağcısı da solcusu da okul inşa eden ultrazenginlere teşekkür etmek için sıraya giriyor, bir kimse de bunca zenginliğin kaynağının ne olduğunu sormuyor, bir kimse de madem ultrazenginlerin böyle büyük servetleri vardı, neden vergilerini ödemiyorlar, neden devletin kasası boş, neden devletin bir okul yapacak kadar bile kaynak yaratma gücü yok diye sormuyor” dedi.
Vergi sisteminin, demokrasinin temellerinden biri olduğunu söyleyen Özkızan, halkın egemenliğini icra edebilmesi için, maddi kaynağa ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Özkızan, kaynağın, halkın hep birlikte yarattığı zenginliklerden toplanan vergiler olduğunu ve bu vergiler aracılığıyla halkın taleplerinin hayata geçirilebilir olacağına, neyin ne zaman ve ne şekilde inşa edileceğine, kaynakların nasıl değerlendirileceğine halkın demokratik olarak karar verebileceğine işaret etti.
"Oligarşi değil demokrasi istiyoruz"
Ultrazenginlerin ‘hayırseverliklerini’ alkışlayanların, demokrasiye karşı olduğunun altını çizen Özkızan, “İstiyorlar ki, halk kaynak yaratmak, yani demokrasiyi mümkün kılmak için ultrazenginlerden hesap sormasın, halk kendi kaynaklarıyla ne yapacağına demokratik bir şekilde karar vermesin. Halkın kaynak ve demokrasi hakkını vergi vermeyerek gasp eden şirketlerin kafasına ve keyfine göre yaptığı "hayırsever" işlere şükredelim, demokrasi değil oligarşi olalım, yani geleceğimize halk değil ultrazenginler karar versin istiyorlar” dedi.