Ekonomi

Özkızan: Asıl sorun emek ve büyük sermaye arasında…

Abone Ol

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, ultra zenginlerin tek başına bütün banka mevduatlarının yaklaşık yüzde 25’ini elinde tuttuğuna dikkat çekti.

Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Özkızan, Merkez Bankası verilerine göre bankalardaki ultra zengin grubun toplamda 37 milyar 391 milyon 600 bin TL, yani 1 milyar sterlinden fazla mevduatının bulunduğunu söyledi.

Özkızan, “Okul, hastane ve yol yapacak kaynağımız yok, çünkü bu kaynağımızı bu ultra zengin grup çalmış durumda” dedi, asıl sorunun halk ile ultra zenginler, yani emek ve büyük sermaye arasında olduğunu savundu.

Celal Özkızan'ın paylaşımı şöyle: 

“Merkez Bankası’nın verilerine göre 2023 Eylül ayı itibariyle Kıbrıs'ın kuzeyindeki bankalarda 1 milyon 300 bin küsur adet mevduat hesabı var. Bu sayı normal, çünkü pek çok vatandaşın birden fazla banka hesabı var.

Bu hesapların yüzde 90’ı çok küçük hesaplar, içlerinde 200 bin TL’den az para var. Çoğu vatandaşın sahip olduğu ufak tefek birikimler yani.

Hesapların yüzde 8’inde ise 200 bin TL ile 1 milyon TL arasında mevduat birikimi var. İlk grup kadar olmasa da bunlar da küçük birikimler. 1 milyon TL 28 bin sterlinden demek. Bu paraya Kıbrıs’ın hiçbir yerinde ev alamazsınız, evin yanından bile geçemezsiniz.

Görüldüğü üzere, bankalardaki mevduat hesaplarının yüzde 98’inde, yani çok büyük çoğunluğunda, küçük birikimler var.

Peki ultrazenginler ne durumda?

İçinde 10 Milyon TL’den fazla mevduat bulunan sadece 1,424 adet hesap var. Bu hesaplar, bankalarda bulunan tüm mevduat hesaplarının sadece %0.1’ini oluşturuyor. Buna rağmen, bu küçücük ultrazengin grubun toplamda 37 Milyar 391 Milyon 600 Bin TL, yani 1 Milyar Sterlinden fazla mevduatı var.

Bir diğer deyişle, bu küçücük grup tek başına bütün banka mevduatlarının yaklaşık %25’ini (çeyreğini) elinde tutuyor. Sadece 1,424 adet hesap… ki başta da belirttiğimiz üzere, bu hesapların sahiplerinin sayısı 1,424’ten de az, çünkü bir kişinin birden fazla banka hesabı olabiliyor. Aşağı yukarı bin kişilik bir ultrazenginler grubundan bahsediyoruz.

Bin kişi, yani nüfusun sadece %0.25’i, ülkedeki kaynakların üzerine çökmüş durumda. İşin içine kayıtdışı parayı, gayrimenkul servetleri ve lüks menkul servetleri de kattığımızda, toplumun yüzde 1’ini geçmeyecek çok küçük bir ultrazengin azınlıktan söz ediyoruz.

Okul, hastane, ve yol yapacak kaynağımız yok, çünkü bu kaynağımızı bu ultrazengin grup çalmış durumda. Özel sektörde daha düzgün maaş ve çalışma koşulları sağlanamıyor, çünkü özel sektöre hükmeden bu ultrazenginler, bugüne kadar hükümete gelmiş tüm partilerin siyasetçilerini paralarıyla ellerinde tutuyorlar.

Sorun kamu çalışanı – özel sektör çalışanı arasında değildir. Sorun Kıbrıslı-Türkiyeli sorunu da değildir. Sorun yerli-yabancı sorunu da değildir. Asıl sorun, halk ile ultrazenginler arasındadır, emek ile büyük sermaye arasındadır.”

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }