Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Türkiye’de yaşanan deprem felaketinin ardından yitirdiğimiz kişilere karşı toplumsal dayanışma ruhuyla hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Otel sahipleri, müteahhitler ve izin makamlarının cezalandırılmasının zorunluluk olduğunu belirten Özersay, “Acımıza, öfkemize rağmen aklımızla hareket etmek zorundayız” dedi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özersay, mevcut sistem felakete neden olan kişilerin cezalandırılmasına engel olursa o sistemi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde cezalandırmak için mücadele verilmesi gerektiğini söyledi. Özersay’ın açıklaması şu şekilde: “Yitirdiğimiz pırıl pırıl onca insanımızın, evlatlarımızın yakınlarının acısının ve öfkesinin yanında bizimki ne ki… Felaketin etkisiyle toplum olarak “inkar” ertesi “öfke” evresindeyiz diyorlar, muhtemelen de haklıdırlar. Ama öyle bile olsa bütün yürek ağrımıza, acımıza ve öfkemize rağmen aklımızla hareket etmek zorundayız. Evet, sorumluluğu olan otel sahiplerinin, müteahhitlerin ve izin makamlarının cezalandırılmasını sağlamalıyız, sağlayacağız da. Üstelik sistem buna engel olmaya kalkarsa, o sistemi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde de cezalandırma mücadelesi vermeliyiz. Öte yandan bilimi hiçe sayıp arazi rantı temelinde siyaset yapanları; bu kesimlerden aldıkları mali destekle siyaseti para ve makam için yapanları; imar planları yapılmasına karşı çıkarak ve bununla övünerek popülizm temelinde siyaset yapanları; deprem tehlikesini hiçe sayacak şekilde yandaş yaratmak ve oy devşirmek maksadıyla imar affı çıkaranları ve maalesef kısa sürede hızlıca zengin olmak, para kazanmak pahasına bu tür siyasilere destek olanları, onların peşinden koşup, onlara alkış tutanları; “bizim arazi değer edecek” diyerek rant siyasetine ortak olanları da unutmamak gerekir. Karşı karşıya olduğumuz hezimet ve yıkımın büyük resminin diğer parçaları bunlardır. Tüm bu yaşananların hem siyasetteki hem de toplumun bazı kesimlerindeki çürümeyle, makamda kalmaya, paraya ve kısa yoldan zengin olmaya tamah eden bir ahlak anlayışıyla, daha doğrusu AHLAKSIZLIKLA ve CEHALETLE bağlantısı olduğunu görmek zorundayız. Asıl mücadele edilmesi gereken şey tam da bu türden bir ahlaksızlık ve cehalettir. Ülkemizin geleceği olan o güzel insanlar, evlatlar geri gelmeyecek maalesef. Ancak yitirdiklerimize karşı insan ve memleket sevgisi olan herkesin sorumluluğu toplumsal dayanışma ruhuyla ülkemizin üzerine çöken bu kara bulutları dağıtmak için mücadele etmektir.”