Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in dün Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kazı çalışmalarında bulunan kalıntıların önünde fotoğraf çektirmesine tepki gösterdi.
Sosyal medya hesabından Türkçe ve Rumca olarak iki dilde paylaşım yapan Özersay, “İnanın ağırıma gidiyor, canım acıyor” dedi.
Özersay, liderlerin kayıplarla ilgili çalışmaları incelemek için bu ziyareti yapmasını olumlu ve doğru bulduğunu, ancak kayıpların kalıntıları önünde poz verip fotoğraf çektirmelerinin içini burktuğunu söyledi.
Kudret Özersay’ın paylaşımı şu şekilde:
“İnanın ağırıma gidiyor, canım acıyor…
İki toplum lideri olarak Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kazı çalışmalarında bulunan kalıntıların önünde fotoğraf çektirmek zorunda mısınız Allah aşkına? Önünde durup poz verdiğiniz, fotoğraf çektirdiğiniz kemikler, kafatasları ve dahası kalıntılar, yüzyıllar önce kaybolmuş bir uygarlıktan geriye kalanlar değil ki! Onlar bizim babalarımızın, amcalarımızın, dayılarımızın, akrabalarımızın ölmüş bedenlerinden geriye kalan cenazeleridir.
Sizin sevdiklerinizin ölmüş bedeni önünde birileri fotoğraf çektirip basına verse ne hissederdiniz hiç düşündünüz mü? Bu kadar insani bir konuya çok daha insani bir yerden bakmak ve empati yapmak çok mu zor?
Sayın Tatar ve Sayın Hristodoulidis’i şahsen tanırım, birlikte saatlerce aynı odalarda bulunduk, toplantılar yaptık, tartıştık, uzlaştık, çalıştık. Lütfen beni yanlış anlamasınlar. Kayıplar konusundaki bu ziyaretlerinde iyi niyetli olduklarından hiçbir şüphem yoktur. Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplarla ilgili çalışmaları incelemek için bu ziyareti yapmalarını olumlu ve doğru buluyorum ve destekliyorum.
Öte yandan kayıplara dair antropolojik çalışmanın yapıldığı binanın önünde birlikte fotoğraf vermeleri, ortak açıklama yapılması ve çalışmaları yürüten bilim insanlarıyla fotoğraf vermeleri amaca fazlasıyla hizmet ederdi zaten. Fazlası, yani kayıpların kalıntıları önünde poz vermeleri ve fotoğraf çektirmeleri, bunun da basına servis edilmesi bizim gibi insanların içini burktu, canını acıttı.
Lütfen en azından bundan sonra bu hassasiyete gereken özeni gösterin. Sizden bunu istemek en doğal hakkımız diye düşünüyorum…”