HP Genel Başkanı Kudret Özersay sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sahte diploma skandalı ile ilgili çekincelerini yazdı.
Özersay paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
SULARI BULANDIRMAYA ÇALIŞANLARA fırsat vermemek lazım! Gelin madde madde netleştirelim, hiç öyle "uzundur bu yazı, okuyamam" diye de nazlanmayın lütfen:
1) Son altı ayda gündeme taşıdığımız, şikayetçi olarak polis soruşturması açılmasını sağladığımız dosyalar sanki sadece sahte diplomalarla ilgiliymiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Yolsuzluk dosyaları sahte diploma olayından İBARET DEĞİL! Polis soruşturması süren konular arasında kamu bankasından kredi karşılığında RÜŞVET istenmesi, DEVLETİN ZARARA UĞRATILMASI, ihalesiz iş yapılarak yasaların ihlal edilmesi ve kişisel menfaat elde edilmesi, Kıb-Tek’in ZARARA UĞRATILMASI, Siyasilerin mal beyanlarını doğru şekilde yapmayıp SERVETLERİNİ GİZLEMELERİ ve/veya servetlerinin kaynağını, NEREDEN BULDUKLARINI yasaları ihlal ederek açıklamamaları, sahtekarlıkla temin edilen belgeler sayesinde hak edilmeyen makam ve mevki sahibi olunması, tasarruf mevduatı sigorta fonundaki paraların yasalara aykırı şekilde kullanılması, taşıma izinlerinde sahte belge düzenleme ve tedavüle sürme ve daha başka pek çok konu var!
2) SAHTE DİPLOMA demeyelim “GEÇERSİZ DİPLOMA” diyelim şeklinde bir KAVRAM KARGAŞASI yaratılarak bu vahim durum HAFİFLETİLMEYE çalışılıyor! Oysa Ceza Yasamıza göre SAHTEKARLIK YAPILARAK temin edilen diplomalar var ortada! Bunu yapan da, bunu alan da, alıp kullanan da, alsa bile kullanmayan da, talep eden de, talep etmese bile verildiğinde almayı kabul eden de, verildiğinde karşı çıkmayıp sessiz kalan da, almasa bile kendisi için de hazırlandığını bilen ama itiraz etmeyen gidip polise veya yetkili mercilere şikayette bulunmayan da bu sahtekarlıkla ilişkilidir, değişen oranlarda suça ortak olmuştur, suça iştirak etmiştir, suçu teşvik etmiştir. O nedenle birileri yeni kavramlar icat ederek bu hukuksuzluğu, cezai sorumluluk gerektiren ceza davasının konusu olan bu kadar önemli bir davranışı, etik açıdan da ciddi bir ahlaki çürümenin yansıması olan bu sahtekarlığı, haksız sıfat, makam, mevki, kazanç elde etmeye TENEZÜL ETMEYİ kimse HAFİFLETMEYE ya da NORMALLEŞTİRMEYE ÇALIŞMASIN. Birilerinin güdümlü olarak yeni ve uyduruk kavramlarla yaratmaya çalıştığı söylem hakimiyeti operasyonuna özellikle de muhalefet teslim olmamalıdır.
3) Denetimlerin devam ettiğini ve sahtekarlıkla temin edilen diplomaların İPTAL EDİLECEĞİNİ söylemiş sayın Eğitim Bakanı. Bu diplomaların iptal edilmesi BU SORUNU ÇÖZMEZ! Kimse olayı “e tamam yahu uzatmayın, işte iptal ediyorlarmış diplomaları” diyerek geçiştirmeye çalışmasın! Buna müsaade etmeyeceğiz. Çünkü ortada Fasıl 154 Ceza Yasası’na göre işlenmiş olan SUÇLAR VAR! Sahtekarlıkla elde edilen belgeyi siz idari bir işlemle iptal ettiğinizde CEZAİ SORUMLULUK ORTADAN KALKMAZ, KALDIRAMAZSINIZ!!! Polis soruşturması ve ceza yasasına göre işlenen bu suçun gerektirdiği bir cezai sorumluluk vardır. O diplomaları iptal etseniz de işlenen o SUÇU ORTADAN KALDIRAMAZSINIZ, işlenen o suçun CEZALANDIRILMASI gerekir! İdari bir işlemle iptal etme yoluna gitmek, idari bir işlemle disiplin cezası vermek bir şeydir, cezai bir işlem gerektiren cezai sorumluluksa başka bir şey!
4) Polis soruşturması ve olayın hukuki yönü bir tarafa olayın bir de AHLAKİ yönü var. “Nefsine yenik düştü, sahte diplomayı aldı ne yapalım yani dünyanın sonu değil ya” diyenler var. Evet dünyanın sonu değil ama bu ahlaki bir çöküntünün, çürümenin göstergesidir ve eğer TOLERE EDİLİRSE, eğer ceza verilmez ve GEÇİŞTİRİLİRSE normalleştirilmiş olur, zaman içinde KANIKSANIR! Cezalandırma olmazsa gelecekte başkaları da yapar ve de YADIRGANMAZ, kimse artık umursamaz! Üstelik bunu yapmaya tenezzül eden, yarın devletin resmi evrağını da yani pasaportu, kimliği, ikamet belgesini, nüfus kayıt belgesini, tapu belgesini ve dahasını da SAHTELEMEKTEN ÇEKİNMEZ! Başkası bu belgeleri sahtelediği zaman bunu almaktan da, kullanmaktan da çekinmez!
Daha çok şeyler söylenebilir, yazılabilir ama şimdilik burada durayım. Bu işler paçalarından yolsuzluk akan siyasi figürlerin yaratmaya çalıştığı gündemlerle ve kullandıkları kavramlarla yürütülemez. Başarmak istiyorsak başkalarının güdümüne girmeden, başkalarının gündem değiştirme oyunlarına gelmeden KARARLILIKLA mücadele etmek zorundayız ve edeceğiz de!