KTOEÖS, hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulundu.

 Çağrıda, “Okulların güvenle eğitime başlaması ve sorunların çözümü için sorumluluğunuzu hatırlayın ve harekete geçin” ifadeleri kullanıldı.

 KTÖES Başkanı Ozan Elmalı yaptığı yazılı açıklamada, eğitim- öğretimin bir plan çerçevesinde bilimsel, laik bir anlayışla, güvenli okul ortamında uzun vadeli, öngörülü olarak ve yaşanan sorunlardan ders alarak yürütülmesi gerektiğini yıllardır ifade ettikleri kaydedildi.

 “Bizler maalesef söylenenlere, gerçeklere, bilime kulak tıkayanların, sorunlar karşısında başını kuma saklayanların yarattığı acı tablo ile bir kez daha karşı karşıyayız.” ifadelerini kullanan Elmalı, 6 Şubat günü yaşanan deprem sonrasında tüm toplumun ve Türkiye’yi derinden yaralayan acı tablonun da "umarsızlığın, bencilliğin, bilime kulak tıkayan, insana değer vermeyen aynı anlayışın" sonucu olduğunu ileri sürdü.

 Ülkedeki okulların yapısal sorunlarını, yıkılmakla karşı karşıya olan durumlarını, yıllardır ihmal edildiğini, bakımsızlıktan dökülen hallerini yaz ayları boyunca tam 16 defa kamuoyunun gündemine getirip resimlerle, eylemlerle, açıklamalarla ortaya koyduklarını ifade eden Elmalı, “Dikkat çekmeye çalıştığımız ve fakat bir türlü başaramadığımız 'Çok geç olmadan harekete geçin, okullar yıkılıyor' çağrısıydı. Duymazdan geldiniz, dinlemediniz, ötekileştirmeye, yalnızlaştırmaya, kötülemeye çalıştınız.” dedi.

“Dikkate almayıp inkar ettiniz”

 Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu dile getiren Elmalı, “Dün, bizlerin söylediğini hiçe sayanlar, bugün 'okullarımız, hastanelerimiz, kamu binaları en hızlı şekilde kontrol edilmeli, ekipler kuracağız, durum tespiti yapacağız, bilimin yolundan gideceğiz, vatandaşlarımızı korumalıyız' diye beyanatlar verip şov yapıyor.

Bu vaatler bir devletin vatandaşlarına karşı yerine getirmesi gereken yükümlülükler değil mi? Toplum için sanki lütufmuş gibi bunları şimdi söylüyor olmaktan utanmıyor musunuz? Yıllardır kaynaklarını çarçur edip kamusal yatırımları yapmadığınız için bu topluma özür borcunuz vardır” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın tamamı şu şekilde: "Eğitim- öğretimin bir plan çerçevesinde bilimsel, laik bir anlayışla, güvenli okul ortamında uzun vadeli, öngörülü olarak ve yaşanan sorunlardan ders alarak yürütülmesi gerektiğini yıllardır ifade eden bizler maalesef; söylenenlere, gerçeklere, bilime kulak tıkayanların, sorunlar karşısında başını kuma saklayanların yarattığı acı tablo ile bir kez daha karşı karşıyayız. 6 Şubat günü yaşanan deprem sonrasında tüm toplumumuzu ve Türkiye’yi derinden yaralayan acı tablo da maalesef umarsızlığın, bencilliğin, bilime kulak tıkayan, insana değer vermeyen aynı anlayışın sonucudur. Ülkemizdeki okulların yapısal sorunlarını, yıkılmakla karşı karşıya olan durumlarını, yıllardır ihmal edildiğini, bakımsızlıktan dökülen hallerini yaz ayları boyunca tam 16 defa kamuoyunun gündemine getirip resimlerle, eylemlerle, açıklamalarla ortaya koyduk. Dikkat çekmeye çalıştığımız ve fakat bir türlü başaramadığımız  ’Çok geç olmadan harekete geçin, okullar yıkılıyor’ çağrısıydı. Duymazdan geldiniz, dinlemediniz, ötekileştirmeye, yalnızlaştırmaya, kötülemeye çalıştınız. Dikkate almayıp inkar ettiniz! Ancak ‘gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.’ Dün, bizlerin söylediğini hiçe sayanlar, bugün “okullarımız, hastanelerimiz, kamu binaları en hızlı şekilde kontrol edilmeli, ekipler kuracağız, durum tespiti yapacağız, bilimin yolundan gideceğiz, vatandaşlarımızı korumalayız” diye beyanatlar verip şov yapıyor. Bu vaatler bir devletin vatandaşlarına karşı yerine getirmesi gereken yükümlülükler değil mi? Toplum için sanki lütufmuş gibi bunları şimdi söylüyor olmaktan utanmıyor musunuz? Yıllardır kaynaklarını çarçur edip kamusal yatırımları yapmadığınız için ‘Bu Topluma Özür Borcunuz’ vardır! Eğitim Bakanlığı yetkilileri 1 haftadır Mağusa bölgesi okullarında 2500’den fazla öğrencinin ‘okullarımız yıkılır korkusuyla’ okula gitmediğinin farkında mıdır? Farkındaysa bu konuda tek bir cümle kurmuş mudur? Hareket planı veliler, öğrenciler ve  öğretmenlerle ne zaman paylaşılacak? Ailelerimizin, öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, toplumumuzun yetkililerin yapacağı bir açıklamaya ihtiyacı vardır. Siz sayın yetkililer:,   Okula gitmeyen Namık Kemal Lisesi, Cumhuriyet Lisesi, Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi, Karakol İlkokulu öğrencilerine güvenle okulunuza gidebilirsiniz diyebiliyor musunuz? Okula gitmeyen öğrencilerle, ailelerle, okul idareleri ve öğretmenleri ile bir araya gelip onları dinlemeyi düşünüyor musunuz? Okullarımızda tedirginlik yaşayan öğrenci ve ailelerin talebinin güvenli okullar olduğunun farkında mısınız? 2500’den fazla öğrencinin okula gitmemesi sizin açınızdan dikkate alınacak bir sorun değil mi? Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri, Askeri Birliklerle, Sivil Savunma ile, okullara portatif sınıf-çadırların kurulması imkanı olabilir mi diye irtibata geçtiniz mi? Okula gitmeyen öğrencilerin okullarına güvenle dönmeleri için, konteyner sınıflar, sağlamlılığı bilinen binalarda eğitimin devamı için çalışmanız var mı? Hükümete ve Eğitim Bakanlığına çağrımızdır; Ya bir an önce sorunların çözümü ve güvenli bir şekilde eğitim-öğretimin tekrar başlaması için kafanızı soktuğunuz kumdan çıkarın, Okulların güvenle eğitime başlaması ve sorunların çözümü ile ilgili sorumluluğunuzu hatırlayın ve harekete geçin!!! Ya da gidin".
Editör: TE Bilisim