Neticeye varana kadar Hatice’yi öldürmüşseniz bu durum sorgulanmasın mı?

Abone Ol

   Halk arasında çok söylenen bir söz vardır; “Hatice’ye değil, neticeye bak” diye.

   Yani “süreci dışlayan, hedefe nasıl varıldığını sorgulamayan, yalnızca sonuca odaklanan” bir anlayış…

   Elbette varılmak istenen noktaya varılmışsa bu önemlidir ama süreci sorgulamamak bana hiçbir zaman doğru gelmemiştir.

   Ben yalnızca neticeye değil Hatice’ye de bakılması taraftarıyım.

   Neticeye varana kadar Hatice’yi öldürmüşseniz bana göre bu sorgulanacak bir durumdur.

   “Olsun da nasıl olursa olsun” anlayışı bana her zaman ters gelmiştir…

  Faydacı/ yararcı ya da akademik söylenişiyle pragmatik bir anlayıştır süreci sorgulamadan sonuca odaklanmak.

    İşte Yeni Ercan Havaalanı meselesi de tam böyle bir meseledir…

    Ortaya yeni bir havaalanı çıkmıştır da nasıl çıkmıştır?

    Ülkemiz bazı eksikleri bulunmasına rağmen, yeni, eskisinden daha büyük, daha kapasiteli, daha çağdaş bir havaalanına kavuştu da buraya gelene kadar neler oldu neler?

    Eskilerin söylediği bir söz daha var, zor süreçler için; “Oldu bu iş ama nasıl oldu, kara ciğerim beyaz oldu” derler.

    Yalnızca kara ciğerimiz değil, dalağımız, böbreklerimiz de beyaz oldu bu havaalanı açılana kadar.

    Şimdi birçok kişi övgüler düzüyor yeni havaalanına; büyüklüğüne, kapasitesine, modernliğine falan…

    İyi de zaten bunun için inşa edilmedi mi? Amaç bu değil miydi zaten?

    Yanlış anlamayın, bu havaalanına karşı değilim, iyi ki de yapıldı.

    Yapılsın tabii ki, sonuçta bu ülkeye bu halka kalacak.

    Hatta şunu söyleyeyim; tüm eleştirilerime, bütün bu olumsuz sürece rağmen, havaalanının bu şirkete devredilmeden önceki döneminin çok daha kötü olduğunu, her şeye rağmen bir düzelme olduğunu defalarca söyledim.

     Yine bazı kesimlerden yeni havaalanına yapılan övgülere dönelim. Bu övgüler yapılırken nerelerden geçip de buraya geldiğimiz unutulursa, ders çıkarılması gereken bu başarısız, sorunlarla dolu “özelleştirmeden” veya “kamu özel ortaklığından” (adına ne derseniz deyin) ders çıkarmamış oluruz.

     Bu ülkede özelleştirmelere, Ercan Havaalanı işletmecisi karşısında hükümetlerin çok aciz bir durumda kalması nedeniyle hep soğuk bakılmıştır. Bu ihale herkes için çok kötü bir örnektir.  

     Mesela şu soruları mutlaka sormak gerekir ki bir daha böyle ihaleler yapılacaksa ki öyle niyetler var; aynı hatalar yapılmasın.

    Bu havaalanının vaat edilen sürede neden bitirilmediği sorgulanmasın mı?

    Açılacağıyla ilgili defalarca tarih verilmesi, bu tarihlerin tutmaması ve “havaalanı açılış tarihinin dalga konusu olması” önemsenmemeli mi?

    İhale için imzaların atıldığı gün, vaat ettiği süreden de önce yeni havaalanının hazır olacağını söyleyen söz konusu şirketin patronunun, önce eski havaalanını işletip de 11 yıl sonra oradan kazandığı parayla yeni havaalanını yaptığı gerçeği göz ardı mı edilmeli?

    Yeni havaalanını yapan şirketin patronu ile hükümet edenler arasındaki sorunlar unutulsun mu? Ciro paylaşımından tutun da vergi affına veya ertelenmesine, sürenin uzatılmasına, ülkemizde bulunduğu halde ısrarla bazı iş araçlarının yurt dışından ülkeye getirmesine izin verilmesine, bu şirketin yerel inşaat şirketleriyle yaşadığı sıkıntılara, sırf bu havaalanı bitsin diye hükümetlerin başka birçok taviz vermesine sıradan basit şeyler diye mi bakalım?

    Yeni havaalanını yapan şirketin patronunun bazı bakanları kendirinden rüşvet istemekle suçlaması, ülke yöneticilerine fırça atar gibi konuşması aklımıza hiç gelmesin mi? Bu iddiaların gerçek olabileceği ihtimali kimseyi rahatsız etmesin mi?

    Havaalanını yapan şirket yükümlülüklerini yerine getirmezken, hükümet edenlerin de bazı yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediği, geç kaldığı gerçeğini de görmeyelim mi?

    İhaleyi kazanan şirketin “kimseyi sallamaz, kale almaz” tavrı ya öyle bir görüntü verilmesi hükümet edenlerin ya da devletin küçük düşürülmesi, otoritesiz ve zavallı görülmesi kimseyi rahatsız etmesin mi?

    Eğer Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “açılacak ve 20 Temmuz’da geldiğimde oraya ineceğim” demese bu havaalanı temmuz ayında açılır mıydı acaba, ya da 2023’te açılır mıydı?

    Bugün birçok eksiği bulunan havaalanının bu eksikleri aslında ihaleyi kazanan şirketin açılışa yakın tarihte hazır olmadığının bir kanıtı ya da göstergesi değil midir?

    Hep bunlar unutulacak ve bazı yönetenler sanki de yeni havaalanı birkaç ay içinde inşa edilmiş ve açılmış gibi davranacak ha? Hatta daha da ileri gidiyorlar, sanıyorsunuz ki hükümetteki bazı siyasiler, bazı bakanlar kendileri inşa etmiş gibi yeni havaalanını sahipleniyor, oradan prim yapmaya çalışıyorlar. Bunlar can sıkıcı, antipatik şeyler... 

    Netice de netice… İyi hoş da netice gelene kadar Hatice’yi öldürdünüz, mezara gömdünüz.

    Ülkeyi yönetenler buradan kendilerine puan çıkarma derdine düşeceklerine, bu ihale üzerinden “Nasıl ihale yapılmaz?”, “Bir kamu özel ortaklığı nasıl yapılmamalıdır?” dersleri çıkarsalar çok iyi olur.

    Ders çıkarsınlar ki bu ülke bir daha böyle fiyaskolarla maruz kalmasın.

    Yeni havaalanı ülkeye hayırlı olsun ama buradan ders çıkaralım da bir daha Hatice’yi öldürerek, neticeye ulaşmayalım…  

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }