NASA’nın Güneş’i yakından incelemek için tasarladığı uzay aracı Parker Solar Probe, yıldızla ilgili uzun süredir devam eden gizemlerden birine ışık tuttu.
Independet Türkçe’nin haberine göre uzay aracı, sıcak plazma dalgalarının Güneş’in yüzeyinden nasıl fırladığını ve Dünya’ya nasıl yöneldiğini gözlemledi.
Güneş’in yüzeyinde sıklıkla patlamalar meydana gelebiliyor. Bu patlamalar sonucunda koronal kütle atımı (CME) adı verilen plazma fışkırması ortaya çıkıyor.
CME’ler, radyoaktif plazma parçacıklarının uzayda yol alarak Dünya’ya ulaşmasına neden oluyor. Bu durumda parçacıklar Güneş fırtınası adını alıyor.
Dünya’yı radyoaktif uzay ortamına karşı koruyan manyetik alanla etkileşime giren Güneş fırtınaları, kuzey enlemlerinde kutup ışıklarının oluşmasını sağlarken, etkilediği bölgelerde GPS, navigasyon ve radyo iletişimini sekteye uğratabiliyor. Aynı zamanda yörüngedeki astronotların da hayatını tehlikeye atıyor.
Bu Güneş fırtınaları Dünya’ya ulaştığında halihazırda 149 milyon kilometre kat etmiş oluyor.
Bilim insanları, uzun yıllardır bu sıcak plazma dalgalarını Güneş’in yüzeyinden neyin yönlendirdiğine daha yakından bakmak istiyor.
Öte yandan Parker Solar Probe’un son dönemde Güneş’e pek çok kez yaklaştığı ve gözlemler yaptığı anlar oldu. Bu anlarda uzay aracı, Güneş rüzgarlarıyla ilgili de önemli veriler topladı.
Yakın tarihli bir gözlem sırasında uzay aracı, Güneş’in manyetik alanıyla bağlantılı, yüksek enerjili malzemelerden oluşan plazma jetlerinin içinden geçti.
Bu esnada bilim insanları da aracın topladığı verileri ölçerek Güneş rüzgarının kökenini yıldızın yüzeyine kadar takip etti.
ABD’deki Maryland Üniversitesi’nden Prof. James Drake, “Parker yıldıza yaklaştıkça, Güneş fırtınasının içinde çok daha fazla yapı görmeye başladık” diye konuştu:
Çok sayıda parlamayla birlikte hızlı bir rüzgar akımı görüyoruz. Sonra biraz azaldığını ve ardından daha birçok parlamayla tekrar güçlendiğini anlıyoruz.
Hakemli bilimsel dergi Nature’da yayımlanan araştırmada açıklanan bu veriler ışığında, Güneş rüzgarlarının “manyetik yeniden bağlanma” adı verilen bir süreçle üretildiği sonucuna varıldı.
Bu süreç, Güneş’in manyetik alanlarının kırılması ve sonra yeniden bağlanmasıyla meydana geliyor.
Parker Solar Probe’un son gözlemleri süreç sırasında yüklü parçacıkların Güneş’ten uzağa fırlatıldığını ortaya koydu.
Çalışmanın başyazarı Stuart Bale, şimdiye dek hikayenin yalnızca bir kısmının anlaşılabildiğini ifade etti:
Bilim insanlarının Güneş’in manyetik alanlarını yerinde ölçebilmek için Solar Probe gibi uzay araçlarına ihtiyacı var.
Güneş’e dokunan uzay aracı
En hızlı ve Güneş’e en çok yaklaşan uzay aracı unvanlı Parker Solar Probe, yıldızın dış atmosferi olarak da bilinen taç kürede uçarak “Güneş’e dokunmayı” başarmıştı.
Uzay aracı, Güneş’in gizemlerini keşfetme amacıyla, “Touch the Sun (Güneş’e Dokun)” adı verilen görev için 2018’de fırlatılmıştı.
Daha fırlatıldığı yıl “Güneş’e en çok yaklaşan yapay cisim” unvanını alan araç, Güneş’in korona diye bilinen atmosferinin daha önce keşfedilmeyen kısımlarını araştırıyor.