Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesiyle piyasalarda sürdürülebilirliği eleştirilen ekonomi politikalarında bir değişim olup olmayacağına odaklanmış durumda.
Morgan Stanley’e göre, düşük faiz politikasına bağlı kalmaya devam etmesi halinde TL, dolar karşısında yüzde 29 gerileme riski ile karşı karşıya bulunuyor.
Yatırımcı notuna göre, politikanın yönü değişmezse Türk Lirası dolar karşısında, yıl sonuna kadar 28 seviyesini görebilir.
Bloomberg’in aktardığı, aralarında Hande Küçük ve Alina Slyusarchuk’un da bulunduğu Morgan Stanley analistlerine göre, pazar günkü bir notta liranın beklenenden daha erken dolar başına 26’ya ulaşabileceğini ve politika yönünde bir değişiklik olmadan yıl sonuna kadar 28’e yakın zayıflayabileceğini yazdılar.
Para birimi seçimlerden önce cuma günü dolar başına 19,97 ile rekor düşük seviyeye yakın bir kapanış yaptı.
Analistler, “Makro politika çerçevesinde dezenflasyona öncelik verecek ve piyasa dostu politikalar benimseyecek bir değişiklik yapılmadığı takdirde, Türkiye’nin yüksek dış finansman ihtiyacı makro riskleri canlı tutacak, küresel şoklara (emtia fiyatları, Fed) ve bölgesel ortaklardan döviz girişlerinin mevcudiyetine duyarlılığı artıracaktır” diye yazdı.
“TL’de durum çirkinleşebilir”
Reuters’ın aktardığına göre, BlueBay Asset Management’tan Timothy Ash “Para politikasında 180 derece dönüş görmedikçe ve ekonomi için atanmış güvenilir bir liderlik ekibi görmedikçe, TL’de durum çirkinleşebilir” dedi.
TL’nin değer kaybını sınırlı tutmak için TCMB, seçimin ilk turunden önceki haftada 9 milyar dolar rezerv kaybederken iki seçim arasındaki ilk hafta da rezerv kaybı ise 3.5 milyar dolar oldu. Bankacılar rezerv kayıplarının geçen hafta da devam ettiğini hesaplıyor.
Rezerv yeterliliği piyasalarda en önemli endişe kaynağı ve piyasaların ekonomi politikalarına uzun vadede sürdürülebilir olmadığı eleştirilerinin de kaynağı durumunda. Net uluslararası rezervler 19 Mayıs haftası itibarıyla 2002’den beri ilk defa eksiye düştü.
Kredi piyasası durma noktasına gelmişti
Seçimin iki turu arası kredi piyasası istisna ve zorunlu durumlar hariç bankacıların değimiyle “durma noktasına” gelmişti.
Mevduat faizlerinde önce yüksek montanlı işlemlerde yıllık yüzde 40 civarında getiri oluşurken bazı bankalarda bu oranlar seçim daha düşük tutara doğru da yayılmaya başladı. Bankacılar KKM ve mevduat hariç seçim döneminde “pek bir işlem” yapamadıklarını belirtmişlerdi.