Kıbrıs

Meclis'te yükseköğrenim konuşuldu

Erhürman, üniversiteler için Meclis'te araştırma komitesi kurulmasını önereceklerini açıkladı; Başbakan Üstel, öneriyi olumlu karşıladıklarını söyledi

Abone Ol

Meclis Genel Kurulu'nun bugünkü toplantısında konuşan ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, üniversitelerle ilgili bir araştırma komitesi kurulmasını önereceklerini açıklarken, Başbakan Ünal Üstel de Meclis’te YÖDAK ve üniversitelerin denetimi ile ilgili araştırma komitesi kurulması önerisini olumlu karşıladıklarını söyledi.

Meclis Genel Kurulu’nda, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Başkanı Tufan Erhürman, İç Tüzüğün 62. Maddesi tahtında söz alarak,  “yükseköğrenim, İstatistik Kurumu, narenciye ve sel” konularında konuştu.

Konuşmasında ilk olarak üniversiteler ve yükseköğrenimde kalite ile ilgili konuşarak, son zamanlarda üniversitelerle ilgili olumsuz gelişmeler yaşandığına işaret eden Erhürman, YÖDAK’ın bugünkü haliyle yeterli olmadığını kaydetti.

YÖDAK’ın varolan yetkileri ile yapabileceği işleri de son zamanlarda yapmadığını söyleyen Erhürman, bu konunun artık hasıraltına itilemeyeceğini vurguladı ve gelecek hafta YÖDAK ve üniversitelerin denetimi ile ilgili araştırma komitesi kurma önergesi sunacaklarını belirtti.

Üniversitelerin hem ekonomik açıdan hem de ülke itibarı açısından önemine değinen Erhürman, üniversite, öğretim üyesi ve öğrenci sayıları açısından yaşanan enflasyonun ciddi değer kaybı yarattığını anlattı.

Nitelikli eğitim için öğretim üyelerinin mali durumu ve iş yükü durumunun da ele alınması gerektiğini vurgulayan Erhürman, hükümete araştırma komitesini birlikte kurma ve hızlı sonuçlar alma çağrısında bulundu.

Konuşmasında DAÜ’ye de değinen Erhürman, DAÜ’nün kalite odaklı yükseköğrenimin öncüsü ve lokomotifi olması gerektiğini kaydederek, DAÜ ile ilgili tartışmaların artık bitmesi gerektiğini söyledi.

“DAÜ vasatlaşırsa, bu yükseköğretimin bir bütün olarak daha da aşağıya inmesine neden olacak” uyarısında bulunan Erhürman, “DAÜ’yü konuşurken sadece DAÜ’yü değil, ülkede yükseköğretimin kalitesini konuşuyoruz” dedi.

"Hayat pahalılığı sepetini gözden geçirelim"

İstatistik Kurumu'nun hayat pahalılığı (HP) ile ilgili verilerine de parmak basan Erhürman, İstatistik Kurumu verilerinin inandırıcı olmadığı yönündeki tartışmalara işaret etti ve TC’de çıkan HP ile ülkede çıkan HP’ye bakıldığında bir şeylerin ters gittiğinin açık olduğunu söyledi. Erhürman, “Gelin bunu da alalım Meclis'in gündemine. Oturalım sepeti de sepetin uygulamasını da verilerle gözden geçirelim” ifadelerini kullandı.

Erhürman, ülkede narenciye sektörünün geldiği noktayı ise “dehşet verici” olarak niteledi. Bugün itibarıyla ihracat kapılarının kapandığı bilgisinin olduğunu ve bütün üreticilerin gelecek yılla ilgili endişe duyduğunu anlatan Erhürman, üreticilerin narenciye bahçelerini elden çıkarma noktasına geldiğini söyledi. Erhürman, üreticileri sattığı narenciye bahçelerinin imara açılmak üzere alındığını da ekledi. “Bu konuda kendine gelme zamanıdır” diyen Erhürman, konunun takipçisi olacaklarını vurguladı.

Aşırı yağışlar nedeniyle yaşanan sel felaketinde, Geçitköy’de az sayıda insanın çok büyük zararlara uğradığını aktaran Tufan Erhürman, bu konuda da adım atılmasını istedi.

Erhürman konuşmasında, bugün bir gazetede “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı Ermenilerin KKTC’ye alınmadığına ilişkin bir haber çıktığını belirtti ve bunun doğru olup olmadığını da sordu.

Erhürman son olarak, Başbakan Ünal Üstel’in bir açıklamasında “Hem siyasi istikrarı sağladık hem ekonomik istikrarı sağladı” dediğini kaydederek, “Bunun değerlendirmesini ben yaparsam zül sayarım” dedi.

Çavuşoğlu: DAÜ'den vazgeçmeyeceğiz

Erhürman’ın YÖDAK ve DAÜ ile ilgili söylediklerine yanıt vermek üzere söz alan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, YÖDAK’ın yasada kendisine verilen görevleri yapmak zorunda olduğunu söyledi ve YÖDAK’ın görevlerini neden yapamadığıyla ilgili bir araştırma komitesi kurulmasına olumlu baktığını belirtti.

Hükümetin DAÜ’den ve DAÜ’nün kalitesinden vazgeçmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, hükümetin en yüksek profesör maaşını en yüksek müsteşar maaşına eşitlemeyi ve öğretim görevlisine yaptıkları yayınlar için ise ayrıca bir miktar ödenmesini teklif ettiklerini aktardı.

Bazı profosörlerin 160-170 bin TL maaş aldığını, emekli bir profesörün ise 248 bin TL’ye kadar emekli maaşı aldığını söyleyen Çavuşoğlu, gelir- gider dengesinin sağlanmasının önemine vurgu yaptı. Çavuşoğlu, öğretim görevlilerinin ders saatlerinin yükseleceğini de belirtti.

CTP Milletvekili Erkut Şahali yerinden söz alarak DAÜ’de yönetsel ve idari bir zafiyet olduğuna işaret etti ve Bakana, 2019’dan beridir siyasi iradeyle görevde olan kişilerle ilgili ne yapmayı düşündüklerini sordu. Soru üzerine Çavuşoğlu, idari anlamdaki değerlendirmeyi hükümetin gündemine getirebileceğini ve Hükümetin karar verebileceğini anlattı.

Yerinden söz alan CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay ise, DAÜ’ye bütçe dahilinde bakıldığını, DAÜ’nün KKTC ve Gazimağusa için ekonomik öneminin ve büyük resmin göz ardı edildiğini söyledi. Uluçay, DAÜ’de “yüksek” diye adlandırılan gelir kalemlerinin azınlığına düştüğünü kaydederek, maaşlarda müsteşar maaşının biraz daha üzerinde bir ayarlama yapılırsa uzlaşıya varılacak gibi görüldüğünü, bunun dikkate alınıp alınmayacağını, müsteşar maaşının üzerine çıkılıp çıkılmayacağını sordu.

Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, Uluçay’ı “popülizm gailesi” taşımakla suçlayarak, “Biz ülkenin kurtuluşunda DAÜ’süz bir kurtuluşu düşünmüyoruz, DAÜ ilelebet yaşayacak. Uzlaşı anlamında, müsteşar maaşı sınırımızdır…” dedi. ADEK kriterleri, yayın ücreti ve yüzdelik olarak bir açılım yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, “Onlar 120 bin TL’ye kadar gerilediler. Bu ülkede en yüksek maaşımız müsteşar maaşıdır, bir devletin de önerebileceği en yüksek maaş müsteşar maaşı olabilir… Yani bir müsteşar bir hocadan daha değersiz değildir, ya da bir hoca müsteşardan daha değersiz değildir…” şeklinde konuştu.

Ardından yerinden söz alan CTP Milletvekili Filiz Besim ise, “Bilim insanları kaliteli memur değildir” diyerek, maaşlarla ilgili yapılan konuşmadan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Çavuş: Narenciye sektörünü yakından takip ediyoruz 

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ise, narenciye sektörü ile ilgili süreci yakından takip ettiğini belirtti.

Geçen yıl 10 Şubat’a kadar kesilen ürünün 16 bin 300 ton, bu yıl şu ana kadar ise 12 bin ton olduğu bilgisini aktaran Çavuş, "Bu hastalığın böceğinin ve yumurtasının fümigasyon ile öldüğünü ıspatladık. Türkiye’deki yetkililerle yapmış olduğumuz çalışmada şu an için Azerbaycan, Irak ve Türkiye’de de 11 bin tonluk ürünün depolanması ile ilgili önünün açıldığı ama önümüzdeki günlerde 30 bin ton daha ürünün oralara depolanıp satışa gidebileceği noktasında da çabamız var” diye konuştu.

Ürünün hareketinin izlenilebilirliğinin önemine de işaret ederek bu konuyu Türkiye’deki yetkililerle görüşerek önünü açtıklarını kaydeden Çavuş, Cevdet Yılmaz’a, Tarım Bakanına ve büyükelçiliğe gösterdikleri ilgi ve alaka dolayısıyla teşekkür etti.

Özellikle yaş sebzedeki zararların bugüne kadar Genel Tarım Sigortası Fonu tarafından kapsam dışı olduğu için ödenmediğini belirten Çavuş, tüzükle ilgili çalışmaların tamamlandığını, ilk Bakanlar Kurulu toplantısının gündeminde olacağını ve zararların ödeneceğini söyledi.

Üstel: DAÜ için ne gerekrise yapacağız

62’nci madde tahtında konuşulanlara yanıt vermek için Başbakan Ünal Üstel de söz aldı.

Üstel, üniversitelerin kaliteli eğitim vermesi için ne gerekirse yapmaya hazır olduklarını vurgulayarak, Meclis’te YÖDAK ve üniversitelerin denetimi ile ilgili araştırma komitesi kurulması önerisini olumlu karşıladı.

3. ülkelerden ve Afrika’dan gelen öğrencilerin geçmişte vizesiz geldiğini anımsatan Üstel, “Biz TC ile de istişare ederek bir transit vize uygulaması ile süzgeçten geçirmeye başladık” dedi.

DAÜ’nün ülkenin gururu olduğunu ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için ne gerekirse yapacaklarını ifade eden Üstel, “Radikal tedbirler alacak, bunlarla ilgili yasal düzenlemeleri yapacağız. Bunları yaparken sizinle de paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

Narenciye için daha çok planlamaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Başbakan, “Gelecek narenciye hasadı gelmeden büyük soğuk hava deposunu üreticiye kazandıracağız. Hiçbir ürünü ağacında bırakmayacağız, kalırsa da gerekli ödemeyi yapacağız” diye konuştu.

Geçitköy’de sel dolayısıyla meydana gelen hasarla ilgili Üstel, “Geçitköyde selde insanların uğradığı zararı tespit ettik. Hepsini karşılayacağız” dedi.

İstatistik Kurumu'nun sepetinin güncellenmesi ile ilgili de hiçbir sıkıntıları olmadığını belirten Üstel, bu konuda komite kurup çalışmalar yapılmasına da olumlu baktığını kaydetti.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise yerinden söz alarak, “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı Ermenilerin ülkeye girişinde sorun olmadığını söyledi.

Erhürman: DAÜ'de 'tüm maaşlar yüksek' algısı yaratılması doğru değil

Yeniden söz alan CTP Genel Başkanı Erhürman, DAÜ ile ilgili kamuoyunda tüm çalışanların yüksek maaş aldığı algısı yaratılmasının doğru olmadığını söyledi ve son 5 yıl içinde DAÜ’de sıkıntıların büyüdüğünü kaydetti. Erhürman, DAÜ’de VYK’nın yasal yapısının değiştirilnmesini ve özerk bir yapı kurulmasını istedi.

Çavuşoğlu ise yerinden söz alarak, “Biz hocaların maaşının peşinde değiliz ama orada bir gelir gider dengesi gerekiyor” dedi.

Erhürman, Karşıyaka ile ilgili emirnameye ilişkin halka açık bir danışma toplantısı yapıldığını belirterek, bugün hala yürürlüğe girmemesini eleştirdi. Erhürman ayrıca, 21 Aralık’tan bugüne kadarki dönemde emirnameye uygun olmayan ruhsatlandırma yapılıp yapılmadığını da sordu.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz yerinden yanıt vererek, 21 Aralık’ta halka açık toplantının yapıldığını doğruladı, ruhsatlandırma ile ilgili ise ilgili yerlerden bilgi alacağını söyledi.

Konuşmaların tamamlanmasının ardından Genel Kurul toplantısı sona erdi. Gelecek birleşim, yarın saat 10.00’da olacak.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }