Cumhuriyet Meclisi’nde ekonomi, güvenlik ve nüfus konuşuldu.
Genel Kurul’da 62. madde tahtında söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, pazar günü Türkiye Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2’nci tur seçimin gerçekleşeceğini, halkın iradesinin ortaya çıkacağını ifade ederek, çıkacak sonucun şimdiden hayırlı olmasını diledi.
Tufan Erhürman, Türkiye’deki seçimin ardından Türk Lirası’nda değer kaybı olabileceğine yönelik tahminler olduğunu, seçimin sonucundan bağımız olan söz konusu tahminlerin ekonomistler tarafından dile getirdiğini kaydetti.
2018’de Rahip Brunson’un tutuklanması ve yargılanması süreciyle ilgili de bir “döviz krizi” söz konusu olduğunu anımsatan Erhürman, bunun öngörülebilen bir şey olmadığını ancak şimdi ortada senaryo olduğunu belirtti.
Hükümette şu ana kadar herhangi bir hazırlık görmediklerini, halihazırda Türk Lirası’nın yeterince değer kaybettiğini ifade eden Tufan Erhürman, yapısal tedbirlerin çok daha önceden alınması gerektiğini söyledi.
Hayat pahalılığı ödeneği uygulanma süresinin sıklığının bu derde çare olamayacağını kaydeden Erhürman, CTP’nin stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi oluşturulması önerisini anımsattı.
Ülkedeki piyasada fiyatın maliyet, kâr, kur beklentisi üzerinden oluştuğunu da söyleyen CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, kur beklentisinin piyasaya pahalılık olarak yansıdığını ifade etti.
Son dönemde denetleme konusunun da gündeme geldiğini söyleyen Erhürman, “Problem fiyatlardır. Denetlemeyle piyasanın ucuzlatılması diye bir şey söz konusu değil…” dedi.
Yapısal olarak yapılması gerekenler yapılmadığı için hızla duvarın üzerine doğru gidildiğini söyleyen Erhürman, vatandaşların Türk Lirası’nın değer kaybının devam etmemesi için dua etme noktasına getirildiğini belirtti.
Tufan Erhürman, “Bu ülkeyi bu noktaya getirmemeniz gerekiyordu. Memleket inim inim inliyor, umarım pazartesinden itibaren daha fazla inlemeyiz. Elbette Türkiye’deki seçimler hepimizin ilgisini çekiyor ama burası başka bir ülke, başka bir yönetim, başka bir ekonomi ve ekonominin başka dinamikleri var” diye konuştu.
Ülkede nüfus politikası uygulanması gerektiğini de vurgulayan Erhürman, “Nüfustaki hızlı değişim, tolere edebileceğimizin ötesine geçti. Memleket vahşi batıya döndü. Kimin, nerde ne yapacağının belli olmadığı bir memleket olmaya doğru gidiyoruz” şeklinde konuştu.
Nüfus politikası hayata geçirilmezse her 3 ayda 100 polise daha ihtiyaç olacağını, polisin araç-gereç ihtiyacının daha da büyüyeceğini belirten Erhürman, “Bununla kimse başa çıkamaz. Çözüm nettir. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, 83-84 milyonluk nüfusu var, 5-6 milyon Suriyeli üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları belirlendi… Türkiye ne konuşursa konuşsun, bu onların takdiridir, irade onlarındır ama benim burada meselem var. 84 milyonda 5 milyonun bu kadar sorun olduğu yerde, nüfus kaçsa 500-600 binse bu kadar çok nüfusu bu ülke kamu hizmetleri açısından kaldıramaz” şeklinde konuştu.
Buraya bir çocuk geldiyse o çocuğa nitelikli sağlık ve eğitim sunulması gerektiğini belirten Erhürman, Türkçe bilmeyen çocuklar için hazırlık sınıfı açılmasını da bu nedenle talep ettiklerini söyledi.
Erhürman, “Temel sorun hesapsız, kitapsız nüfus alıyor olmamızdır. Bu nüfus, bu memlekette yaşayan gerek Kıbrıs kökenli olsun gerek Türkiye kökenli olsun, doğum yeri neresi olursa olsun her insanın derdir. Çünkü o insanlar da hastaneden hizmet alamaz hale geldi, o insanların çocukları da sınıflarda nitelikli eğitim alamaz hale geldi ve bunun önü açık. Ucu bucağı yok. Hiçbir sınır yok” diye konuştu.
CTP’nin önerilerinin net olduğunu kaydeden Erhürman, stabil para birimine endeksli muhasebe sistemine geçilmesi, 5 yıllık uzun vadeli, sosyal, ekonomik, kültürel kalkınma planının Meclis’ten geçirilmesi ve bu planın vatandaşlık ve nüfus politikasını içereceğini söyledi.
Erhürman, Türkiye ile protokol imzalanacaksa bu plan baz alınarak imzalanacağını, geçiş döneminde Türk Lirası’ndaki değer kaybı ihtimallerinin hesaplanacağını söyleyerek, “Aksi takdirde bu ülkeyi 10 yıl sonra ne siz tanıyabilecekseniz ne de biz tanıyabileceğiz. Memlekette güvenlik sorunu baş sorunlardan biri haline geldi. Hangi memlekette? Güvenliğin esas itibarıyla bir ürün olduğu bir memlekette… Plansız, programsız yönetimsiz şekilde bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete…” dedi.
Öztürkler: Bu kaygıları biz de taşıyoruz…
İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, güvenlik ve huzur konusundaki kaygıları herkesin hissettiğini ve kendilerinin de bu konuda hassas davrandıklarını kaydetti.
E-vize otomasyon konusunda ihaleye çıkıldığını, temmuz ayı gibi bir pilot bölgeyle bu uygulamanın hayata geçeceğine inandığını belirten Öztürkler, nüfus politikasının önemli olduğunu, bir yıldan uzun süredir bakanlık yaptığını 3. ülke vatandaşlarını beyaz kimliğe yönlendirildiklerini ancak evlilik yoluyla hak kazananları vatandaş yaptıklarını kaydetti.
Öztürkler, çalışma izinli veya başka yasal uygulamalarla ülkeye gelenlerin vatandaşlıklarını engellemenin hukuksal olarak mümkün olmadığını söyledi.