Öğretmen sendikalarının Meclis’e sevk edilen Öğretmenler (Değişiklik) Yasası’na karşı mücadelesi sürüyor.
Yasanın öğretmenlerin haklarını geriye götürdüğü gerekçesiyle grev ve eylem yapan Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), yasanın meclisten geçmesi halinde tavırlarını da belirledi.
BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın hazırlayıp sunduğu “Markaj” programına katılan KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, yasanın sendikalarla görüşülmeden meclisten geçmesi durumunda yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını vurguladı.
Maviş: Okul binaları eylüle kadar bitmez
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, depreme dayanıklılık testi kapsamında 835 bina, 147 bin metrekarelik alanın gözlemlendiğini belirterek, ilk 400 binanın ileri tetkikinin yapılmaya başlandığını kaydetti.
Tetkiklere ortaöğretimden başlandığını dile getiren Maviş, her okul için 1 aylık sürenin olduğunu ifade etti.
Maviş, olayın encümenlik yasasının güncellenmesi noktasında sıkıştığına işaret ederek, bu yasada bir değişiklik yapılması gerektiğini söyledi. Çalışmaların başladığına, mühendis ve mimarların gönüllü olarak süreci yürüttüğüne dikkat çeken Maviş, ileri tetkik sonuçlarına göre hangi okulun güçlendirileceğine hükümetin karar vermesi gerektiğini söyledi.
Maviş, okulların yıkılıp yeniden yapılması durumunda 250 milyon TL ile 2 milyar TL arasında bir meblağın ortaya çıkabileceğini söyleyerek, bu okulların yaz tatilinde bitirilip, okul açıldığında teslim edilmesi ve insanların da bunu görerek güvenmesi gerektiğini anlattı.
Dikmen’de konteyner sınıf olduğunu, Değirmenlik’in binasının mühürlendiği gibi durduğunu ve binasının yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini belirten Maviş, Değirmenlik Belediyesi’nin de bu okullara katkı sağlayacağını kaydetti.
Yeniboğaziçi İlkokulu’nun eski binasının yıkılmadığını ancak yenisinin yapılmaya başlandığını dile getiren Maviş, Karakol İlkokulu’nda 4 konteyner sınıf kurulduğunu, Namık Kemal Lisesi’nin belli bir kısmının taşındığını, geri kalan çocukların online veya farklı koşullarda eğitime devam ettiğini bildirdi.
Maviş, bu binaların başlayıp eylül ayına kadar biteceğine inanmadığına işaret ederek, ortada bütçenin bulunmadığını, Eğitim Bakanı’nın bir kurtarıcı beklediğini ve sorumluluktan kurtulmak istediğini vurguladı.
“Eğitim Bakanı, özel okullardan devlet okullarına akışı engellemek için adım attı”
Hazırladıkları birçok raporu yetkililerle paylaştıklarına dikkat çeken Maviş, tüm bunlara rağmen konuştuklarını değil konuşmadıklarının gündeme taşındığını söyledi. Maviş, söz konusu yasa tasarısının 9 ay sonra gündeme geldiği üzerinde durarak, Eğitim Bakanı’nın özel okullardan devlet okullarına öğrenci akışını engellemek için böyle bir adım attığını iddia etti.
Maviş, sendikaların sokağa inmesini “devlet okullarının niteliksizliği” şeklinde göstermeye çalıştığını ve devlet okullarına yönelik velilerde algı yaratmaya çalıştığını anlattı.
Velilerin, Eğitim Bakanı’na özel okullara müdahale etmesi yönünde çağrıda bulunduğunu anımsatan Maviş, Bakanın “böyle bir müdahalede bulunamayacağı” açıklaması yaptığını hatırlattı. Maviş, şu an özel okullarda 12 bin civarında öğrenci olduğunu ancak eğitimle ilgili tüm planlamaların 43 bin öğrenciye yönelik yapıldığını belirterek, özel okullardaki öğrencilerin devlet okullarına akışının sorumluluk yükünü artıracağını, sınıf, okul ve bütçeye ihtiyaç duyulacağını kaydetti.
Maviş, Eğitim Bakanı’nın bu sorumluluktan kaçmak için gündemi değiştirmeye ve sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştığını savundu.
Özel okulların fiyatlarının pahalı olması nedeniyle Yeniboğaziçi İlkokulu’na son 3 günde 40 öğrencinin ön kayıt yaptığını belirten Maviş, 40 öğrencinin kaydını yaptırıp okula katılım göstermesi durumunda 4 öğretmene daha ihtiyaç duyulacağını kaydetti.
“Tam gün eğitim için altyapı yeterli değil”
Tam gün eğitime geçilmesi için gereken altyapının bulunmadığını belirten Maviş, okullarda birçok eksiğin bulunduğunu kaydetti. Maviş, okulların sadece yüzde 15’inde spor salonu bulunduğunu, açık alanların sınırlı olduğunu dile getirdi. Maviş, AB projesi kapsamında oluşturulan müzik, resim, spor atölyelerinin, dil becerilerini geliştirecek laboratuvarların, branş odalarının sıradan sınıflara dönüştürüldüğünü ifade etti.
Sınırlı sayıda okulda yemekhane bulunduğuna işaret eden Maviş, bazı okullarda kolej sınavlarına hazırlık kursları verildiğini, bu okulların kendi imkanlarıyla okul aile birliklerinin yardımıyla mutfak ve kafeteryaya sahip olduğunu bildirdi.
Maviş, çoğu okulda öğle yemeğinin bulunmadığını, çocukların bakım ihtiyaçlarını karşılayacak bir kadronun olmadığını, bazı çocukların döner, bazılarının gofret yediğini söyledi.
“Atatürk Öğretmen Akademisi’nin
işlevini ortadan kaldırmaya çalışıyorlar”
Maviş, Eğitim Bakanı’nın okul öncesi öğretmenlerine bir hakarette bulunduğunu belirterek, yaş grubu düşük olunca eğitimin de daha kolay olacağını söylediğini kaydetti.
Bakanın okul öncesi öğretmenlerinin yükünün az olduğu iddiasında bulunduğunu dile getiren Maviş, 0-6 yaş grubunun çocuğun gelişimi açısında önemli olduğunu ve Bakanın iddiasının aksine en önemli yaş grubu olduğunu ifade etti.
Maviş, Atatürk Öğretmen Akademisi’nin (AÖA) 1937’de kurulduğuna ve 86 yıllık bir geçmişinin bulunduğuna işaret ederek, AÖA’nın işlevinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi.
Bir okul öncesi ve ilkokul öğretmeninin sadece bir alanda uzmanlaşmadığını, birçok alanla ilgili donanım sahibi olduğunu belirten Maviş, çocuğu bir bütün olarak değerlendirip onu her yönüyle geliştirmeye çalıştığını kaydetti.
Maviş, ailelerin zoruyla para ödenerek enstrüman ve spor kursları alan çocukların 18 yaşından sonra bunlardan uzaklaştığını dile getirerek, AOA eğitimiyle yetişmiş öğretmenlerin ilkokul dönemlerindeki çocuklara spor, müzik gibi alanlarla ilgili farkındalık kazandırmayı, rehberlik yapmayı amaçladığını ifade etti.
“Okul psikologlarına ihtiyaç var”
Maviş, ilkokullardaki rehber öğretmen sayısının da yeterli olmadığına işaret ederek, rehber öğretmeni alımı olacağını ancak branş öğretmeni kategorisi içerisine yer aldığını söyledi.
İlköğretimde rehber öğretmenden çok okul psikoloğuna ihtiyaç duyulduğunu belirten Maviş, çocukların, ailelerinin yaşadığı problemlere çözüm bulacak bir psikoloğun önemli olduğunu kaydetti.
Maviş, büyük okullarda bir kişi, küçük okullar da gruplanarak birkaç okula bir psikolog görevlendirilebileceğini dile getirerek, hazırlanan yasa taslağı içerisinde eğitime katkı koyacak unsurların bulunmadığını ifade etti.
“Yabancı uyruklu öğrenciler için birim kurulmalı”
Maviş, ülkenin nüfusu bilinmeden eğitim ve sağlık hizmeti planlaması yapılmaya çalışıldığına işaret ederek, özellikle yabancı uyruklu öğrencilerin mağduriyet yaşadığı üzerinde durdu.
Güney Kıbrıs’ta da diğer ülkelerde de oturma izni alınabilmesi için dil becerilerinin yeterliliğinin arandığına dikkat çeken Maviş, ülkemizde ise böyle bir hazırlık bulunmadığının altını çizdi.
Maviş, yabancı öğrencilerin bilinmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bilgi güçtür. Bu kişilerin hangi ülkeden geldiklerini bilirsiniz. Materyal tasarlasınız. Yabancı insanlar çocuklarını okula yollamazsa ceza yiyeceğini bilmiyor. Bunun için bu konuda farklı dillerde bilgilendirici broşürler olması lazım. Çocuk geldiğinde önce Millî Eğitim Bakanlığı’nda seviye tespiti yapılır. O aileye broşür vermeniz lazım. Bu kişiler acil durum olursa nereye başvuracak, çocukların hakkı nedir, sistem nedir? Bu hizmetlerin sağlanacağı bir birim yok. Yabancı öğrencilerle ilgili bir birim kurulmalı. Hazırlığı olmalı. Entegrasyon olmalı. Kültürümüzü de bilmesi gerekir. Yabancı uyruklu öğrenciler yüzde 8-10’u geçecek.”
“Yasa, sendikalarla görüşülmeden
Meclis’ten geçerse mahkemeye gideceğiz”
Maviş, Öğretmenler (Değişiklik) Yasası’na işaret ederek son hali Meclis’ten geçerken sendikalarla uzlaşma sağlanmazsa yasayı mahkemeye taşıyacaklarını belirterek, bu yasa değişikliklerinin eğitim ve öğretim faaliyetlerini ileriye taşımayacağını, altının boş olduğunu, uygulanabilir olmadığını kaydetti.
Okulların yaşayan kurumlar olduğunu ve koşullara göre değişiklik gösterdiğini dile getiren Maviş, öğretmenlerin öğrencilerin her yönüyle ilgilendiğini ve öğretmenliğinin farklı bir meslek olduğunu, eve iş götürdüğünü, kendini sürekli geliştirmesi gerektiğini ifade etti.
Maviş, Eğitim Bakanının “Öğretmenler hizmetiçi kurslara katılmıyor” sözüne inanmadığına işaret ederek, Bakanlık tarafından yapılan bu kursların nitelikli olmadığını, öğretmenlerin dışarıdaki kurslara ücret ödeyerek katılım gösterdiğini vurguladı.