1570-1571 yıllarında Osmanlı güçlerine karşı Mağusa’yı on bir ay savunan Amiral Marco Antonio Bragadin’in kentin tesliminden sonra yüzülen derisi, Venedik’te St. Giovanni ve St. Paolo Bazilikası’nda (büyük kilise) bulunuyor.
Osmanlı ordusu Kıbrıs’ın fethi sırasında Lefkoşa’dan sonra Mağusa’yı da ağır şekilde kuşatmış, burada da çok şiddetli çarpışmalar olmuştu. Venedikli Amiral Bragadin’in komutasındaki İtalyan askerler Mağusa’yı inatla savunmuştu. Her iki taraf da ağır kayıplar vermişti. Venedikliler, güçleri tükenince ve yardım gelmeyince, 1 Ağustos 1571’de, teslim anlaşması imzalayarak, kenti Osmanlı ordusu komutanı Lala Mustafa Paşa’ya teslim etmişti.
Mağusa’yı 11 ay inatla savunan İtalyan Amiral Bragadin…
Anlaşmaya göre Amiral Bragadin ile subayları, askerleri ve kentteki İtalyanlar, salim şekilde Mağusa’dan ayrılıp, o sırada Venedik Cumhuriyeti’nin elinde bulunan Girit adasına gideceklerdi. Ancak silahlar ve kent teslim edilince, anlaşmada yazılanlar uygulanmadı. Bu konuda bir taraf “Bragadin’in Türk esirleri öldürdüğü için anlaşmanın uygulanmadığını” söylerken, diğer taraf ise “böyle bir olayın yaşanmadığını, Lala Mustafa Paşa’nın sözünde durmayıp ağır kayıplarının intikamı olarak Bragadin’i öldürdüğünü” söylüyor. Sonuçta tüm kaynaklara göre bir deri yüzme oldu ve bu deri şu anda, İtalya Venedik’te... Bragadin’in, “Türk esirlere yaptığı işkencelerin aynısına tabi tutulup idam edildiği” görüşü de var.
Bragadin’in derisi İstanbul’a padişah 2. Selim’e gönderildi. Daha sonra Bragadin’in kardeşi Antonius deriyi -anıt mezar yazıtındaki ifadeyle- “özenle ve maliyetini ödeyerek” Venedik’e getirtti. Birçok kaynak, derinin 1580’de “İstanbul’daki cephanelikten çalındığını” belirtiyor. Bazı kaynaklar genç bir denizcinin ismini veriyor; Girolama Polideri. Amiral Bragadin’in derisi önce Saint Gregorio Kilisesi’nde muhafaza edildi. 1596’da ise üç oğlu tarafından bugünkü şekliyle defnedildi. Deri, Saint Giovanni ve Saint Paolo Bazilikası’nın içinde, duvar üzerindeki anıt mezarda, bir bakır küre içine bulunuyor. Anıt mezarda Bragadin’in büstü, iki yanında Venedik Cumhuriyeti’nin sembolü olan iki aslan heykeli, deri yüzmeyi anlatan fresk ve bir yazıt da var. İtalyanlar onu ulusal kahraman kabul ediyor. Bağımsız muhabirinin görüştüğü bir İtalyan, Amiral Bragadin’in işkenceyle öldürülmesinin, “kapanmamış bir yara olduğunu” söyledi. Bragadin’in vücudunun akıbeti bilinmiyor.
Saint Giovanni ve Saint Paolo Bazilikası. Amiral Bragadin’in anıt mezarı...
Osmanlı ordusu fetih için 1 Temmuz 1570’de Limasol’a geldi. Ordu sadece Lefkoşa ve Mağusa’da, yalnızca İtalyanlarla savaştı. Diğer kaleler savaşmadan teslim oldu. Ortodoks yerli halk ise savunma yapmadı. Lefkoşa 45 gün süren şiddetli kuşatma ve savunmanın ardından, 9 Eylül 1570’de alındı. Lefkoşa’nın kuşatmasında da taraflar ağır kayıplar verdi. Tarihi kaynaklar, Osmanlı ordusunun çok güçlü şekilde geldiğini ve askeri açıdan başarılı kuşatmalar yaptığını belirtiyor. İtalyanlar da aynı şekilde karşılık verdi.
Amiral Bragadin’in mezarındaki yazıt. Ortadaki “PELLIS” kelimesi, “DERİ” demek...
Bragadin’in mezar yazıtında Mağusa’dan “Salamina” olarak bahsediliyor. Ölüm tarihi 18 Ağustos, yaşı ise 46 olarak veriliyor. Venedik-Mağusa arası iki bin 600 kilometre. Haçlı donanması Kıbrıs’ın kaybından iki ay sonra, 7 Ekim 1571’de, Korint Körfezi-İnebahtı’da (Yunanistan) Osmanlı donanmasını yenmişti. Bunun üzerine Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa o ünlü sözünü söylemişti: “Biz Kıbrıs’ı almakla kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yakmakla sakalımızı kestiniz. Kesilen kol çıkmaz. Ama kesilen sakal yeniden ve daha gür çıkar...”