Ülkemizde çevre felaketlerinin önüne bir türlü geçilemiyor.
Orman yangınları, dere yataklarının yakınlarına yapılan inşaatlar, denizlerin kirletilmesi gibi sorunların yanında birçok bölgede oluşturulmuş olan yasa dışı çöplükler, ülkemizde yaşanan çevre felaketinin boyutunu ortaya koyuyor.
Uzmanlar, iklim değişikliği nedeniyle gezegenimizin sıcaklığın artış gösterdiğine dikkat çekerken, birçok bölgede oluşturulmuş dev çöplük alanlar hem yangın facialarının yaşanmasına hem de çevre kirliliğine yol açıyor.
Çevre Yasası’nın 7. maddesinin 2. fıkrasında “Alıcı ortamların içine veya üstüne ve izinli geri dönüşüm veya bertaraf etme sahalarının dışındaki alanlara atık bırakılması, boşaltılması veya atılması yasaktır” şeklinde bir ifade yer alsa da birçok bölgede oluşturulmuş çöplükler yasaların ihlal edildiğini gözler önüne seriyor.
İlgili Yasa’nın ceza cetvelinde bir metre küp alanı kirletenlere asgari ücretin 4’te 1’i kadar, 1 ile 10 metreküp alanı kirletenlere asgari ücretin yarısı kadar, 10 metreküp ve daha fazla alanı kirletenlere ise asgari ücretin 2 katı oranında ceza kesilmesi öngörülüyor.
Çevre Yasası’nda yer alan bu para cezalarının rakamları her ne kadar caydırıcı olsa da denetim mekanizmasının eksikliği, insanların bu suçu işlediğinde bir ceza alacağına inanmaması ve çevreyi kirletmenin bir suç olduğunu düşünmemesi yasanın sadece kağıt üzerine kalmasına neden oluyor.
BAĞIMSIZ GAZETE, Lefkoşa’da Kuzey Çevre Yolu’nun karşısındaki toprak alanda, Hamitköy’de Ağıllar Bölgesi’nde ve Güngör’de taş ocaklarının yakınında yer alan yasa dışı çöplüklere giderek, sorunu yerinde inceledi.
Özellikle Güngör’de başta inşaat atıkları olmak üzere molozlar, yeşil atıklar ve evsel atıklardan büyük tepeler oluşturulduğu dikkat çekerken, yangınlara yol açan cam atıklar da kendini gösteriyor.
Kuzey Çevre Yolu’nun karşısındaki toprak alan ile Hamitköy Ağıllar bölgesindeki çöplük alanlarda ise yine inşaat atıkları, yeşil atıklar, evsel atıklar, cam şişeler, plastikler bir arada yer alıyor.
Söz konusu bölgelerde her yıl yaz aylarında yangın meydana gelirken bu konuda bir gelişme kaydedilmemiş olması yaşadığımız çevre sorununun kronik bir hastalık haline geldiğini ortaya koyuyor.