Türkiye’de yaşanan depremin ardından birçok depremzede çareyi Kıbrıs’taki yakınlarının yanına taşınmakta arıyor ancak zaten ciddi bir mağduriyet yaşayan bu kişilerin ülkemizde daha da mağdur edilmemesi için gerekli tedbirlerin alınması ve yol haritası çizilmesi büyük önem taşıyor. Özellikle bu sorunların baş gösterebileceği en önemli alanlar arasında eğitim yer alıyor. Deprem nedeniyle geçici bir süreliğine Kıbrıs’a yerleşen depremzede ailelerin çocuklarının eğitim haklarını nasıl kullanabilecekleri ciddi bir merak konusu… Konuyla ilgili bagimsiz.com’a konuşan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı, ülkeye gelen depremzede çocukların eğitimi için hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi. Elmalı: Depremzede çocukların eğitimi için organizasyon yapmak gerekiyor KTOEÖS Başkanı Ozan Elmalı, orta eğitimde 100’ü aşkın depremzede çocuğun orta eğitime kayıt yaptığını belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ön kayıt için yeni bir organizasyon çalışması yaptığını ifade eden Elmalı, birçok çocuğun şu anda belgesi olmadığını söyledi. Elmalı, sayı beklenenin üstünde olursa sınıflardaki nüfus sayısında sorunlar yaşanabileceğini belirterek “Çocukları ortada bırakmak gibi bir durum söz konusu olamaz. Çocukların nasıl bir eğitim alacağı, nereden başlayacağı konusunda organizasyon yapmak gerekiyor. Belki bazı okullara portatif sınıflar kurulabilir” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı’nda henüz depremzede çocuklar için bir çalışma olmadığına, okullardaki alt yapı eksikliklerinin de devam ettiğine işaret eden Elmalı, Ağustos 2022’den beridir okullarla ilgili yaptıkları çağrıların, depremden sonra ciddiye alınmış olmasını da eleştirdi. Maviş: Herhangi bir çalışma yapılmadı KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, devletin Türkiye’den Kıbrıs’a göç eden depremzedelerin çocuklarının eğitimi ile ilgili herhangi bir çalışma yapmadığını söyledi. Maviş, Cuma’ya kadar yapılan kayıtlara baktıklarında elçilik aracılığı ile okullara kayıt olmak isteyen çocuk sayısının 131 oluğunu belirtti. Bu çocukların hangi okula, hangi sınıfa yerleştirileceği konusunda okulların bir bilgisi olmadığını ifade eden Maviş, Eğitim Bakanlığı’nın ise bilgisi olup, olmadığını bilmediğini söyledi. Maviş, bu konuda sendikalarla bir temas olmadığını kaydetti. “Yine sınıfta kaldık” Burak Maviş, eğitimle ilgili sorunların hali hazırda hat safhada olduğunu belirtti ve alt yapı, öğrenci sayısı, sınıf sayısı gibi sorunlar olduğunu ifade etti. “Hazırlıksız yakalandık” söylemlerine de katılmadığını belirten Maviş, 2014’de bu konuda çalışmalar yapıldığını söyledi. Maviş, deprem kuşakları, fay hatları ile ilgili çalışmalar yapıldığını ancak bu çalışmalar sonucunun pratiğe dönmesi ve olası bir durumda yurt dışından gelecek depremzedelerle ilgili yapılması gerekenlerle ilgili elimizde bir çalışma olmadığını belirtti. Bu konuda da sınıfta kaldığımızı ifade eden Burak Maviş, bu sorunları yine öğretmenler ve okul yöneticilerinin çözmek için uğraşacağını ve öğretmenin yine yalnız kalacağını kaydetti. “Siyasetçiler alkışlayacak ancak öğrenciye ve öğretmene yardımcı olma konusunda yine sorunlar yaşayacağız” diyen Maviş, depremden kaçan yani depremden kurtulan çocuklar ailelerinin yoğun olduğu şehirlere taşınacağını belirtti. “Birçok okulda sorun var” Ülkedeki okulların çok ciddi bölümünün 1974 öncesi yapılan yapılar olduğuna dikkat çeken Maviş, Mimar ve Mühendisler Odası’nın da 1981’e kadar depremle ilgili bir çalışma yapılmadığını söylediğini hatırlattı. Maviş, şu anda okullardan veriler topladıklarını ifade ederek Yeniboğaziçi İlkokulu’nun yıkılıp yeniden yapılması kararı olduğunu, okulun bir bölümünün prefabrik yapılara taşınacağını belirtti. Maviş, ayrıca Dikmen, Değirmenlik, Şehit Osman Ahmet gibi okullarda da benzer sorunlar olduğunun altını çizdi. Maviş, okullarda zaten planlama sıkıntısı olduğunu, böyle bir ortamın içinde de depremzede öğrencilerin ağırlanmaya çalışılacağını söyleyerek bunun sağlıksız bir yapı olduğunu ifade etti. Burak Maviş, öğrenci nüfusunun yüzde 8’inin 45 farklı ülkeden olduğunu, yüzde 33’ünün de Türkiye’den gelen öğrencileri temsil ettiğini söyledi. Yani her biri için ayrı bir program uygulanması gerektiğini belirten Maviş, bunların söylemde kalıp, yerine getirilmeyen vaatler olduğunu söyledi. Maviş, bu çocukların sahipsiz kalmayacağını öğretmenlerin bu çocuklara sahip çıkacağını, okulların kendi imkanları doğrultusunda bu çocuklara sahip çıkacağını söyledi. Maviş, “Devletin bir programı olmadığı için bir yanımız eksik kalacak” dedi.