Kontrolsüz nüfus devam ettikçe her alanda mağduriyetimiz sürecek…

Abone Ol

  Hükümet edenler geleceği planlamaktan, ne bileyim kaç yıllık kalkınama planından söz ediyor ya hiç inanasım gelmiyor.

  Bırakın geleceği planlamayı, geçmişe dair çözdüğümüz, başarı hikayesi olarak gördüğümüz sorunlar da bir bir hortlamaya başladı.

  Bu ülkede “Başarı öyküsü” olarak nitelendirilen ve gerçekten de büyük mücadelelerle üstesinden geldiğimiz “Thalassemia” ve “Verem (Tüberküloz)” hastalıkları bugün sorun olarak yeniden karşımızda…

  “Başarı öyküleri” de bu ülkedeki birçok şey gibi tepetaklak oldu…

   Çok uzun yıllar Kuzey Kıbrıs’ta thalassamialı doğum olmadı, biz bununla övündük, hatta Güney Kıbrıs’tan bile daha iyi olduğumuz söylendi ama ne oldu?

   20’nci Yüzyıl’da başardığımız işi 21’inci Yüzyıl’da mahvettik.

   Yurt dışından KKTC’ye gelen “thalassamia” ve “orak hücreli anemi” kişilerin sayısında ciddi bir artış yaşandı.    

   Öte yandan, yurt dışından gelerek ülkemizde çocuk sahibi olan kişiler, thalassamia veya orak hücre taşıyıcılığı testini bilmedikleri için yeni thalassamialı veya orak hücreli anemili doğumlar oldu.  

     Yurt dışından gelip, Kuzey Kıbrıs’ta ikamet edecek kişilerin thalassamia ve orak hücre taşıyıcılık testleri zorunlu hale getirilmediği için sorun hortladı.

     Thalassamialı doğumları sıfıra indirerek dünya çapında bir başarı gösterdiğimizle övünürken, geldiğimiz noktaya bakar mısınız?

     Kuzey Kıbrıs’ta yeni thalassamialı doğumlar başladı. Bu durum bir başarı öyküsünün yok olmasının yanı sıra günlük pratik yaşamda thalassamia hastaları için bir dezavantaj yarattı.

     Thalassamia hastaları çoğaldıkça, zaten ulaşılması zor olan ilaç ve kan sıkıntısı ortaya çıkıyor.

     Thalassemia Derneği yetkilileri, sıkça endişelerini dile getiriyor, hükümet yetkililerine bu durumu anlatıyor, hastalık arttıkça ilaç ve kan sıkıntısının yanı sıra doktor da bulamama endişesi taşıdıklarını söylüyor.

     Yapılacak olan iş çok da zor değil… Çalışma ve oturma izinleri için istenilen sağlık testlerine taşıyıcılık testi de eklenecek ve bu testler yapılacak… Çalışacak, oturma izni alacak, eğitim için gelecek olanlar bilecek ki bu ülkenin böyle bir hassasiyeti var…

     Bu tedbiri almakla, taşıyıcı bireyler bilinçlenmiş olacak, vakaların artması önlenecek.

     Zor bir iş değil ama bu ülkede bir işi ivedi yapma alışkanlığı yok, tam tersine lanet bir hantallık var, bin kere söylenecek, ta ki ciddi mağduriyet yaşansın hiçbir şey yapılmayacak…

     İşte gördüğünüz gibi kontrolsüz nüfus akışı ve gerekli tedbir alınmaması nedeniyle thalassamia çok uzun yıllar sonra sorun olarak karşımızda.

     Öte yandan kontrolsüz nüfus, verem yani tüberküloz hastalığını da hortlattı. “Bu hastalık bu ülkede yok” diye övünülürken, yıllar itibarıyla verem vakaları görülmeye başlandı ve bu yıl ciddi bir artış gözlemlendi.

     Son birkaç yıldır yabancı uyruklularda yılda 30- 40 vaka çıkarken, içinde bulunduğumuz 2023 yılının ilk altı ayında bu rakamlara çoktan ulaşılmış ve geçmiş bile.

     Milletvekili Filiz Besim, birkaç gün önce mecliste bu konuyu gündeme getirmiş, rakamları açıklamış ve yetkilileri uyarmıştı.

   Konu mecliste gündeme geldiği için de Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği de veremle ilgili öncelikli olarak neler yapılması gerektiği konusunda bakanlığa ve hükümete bazı tavsiyelerde bulundu.

     Konuya dönecek olursak; işin kötü ve korkutucu tarafı ise genellikle yabancı uyruklularda görülen hastalık bu kez, 4 KKTC vatandaşında aktif dirençli şekilde görülmüş. Yani aramızda verem hastası kişiler dolaşıyor. Döndük çok uzun yıllar öncesinin karanlık verem günlerine? Üzülmemek ve endişe etmemek elde değil.

    Veremin yaygın olduğu Afrika, Rusya, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerden çalışanlar, eğitim için gelenler, göç edip buralarda yaşayanlar var. O nedenle bu konuda da ciddi tedbirler alınması gerekiyor.

    Umarım hem “Thalassemia” hem de “Verem” hastalığıyla ilgili yapılan uyarılar ve öneriler, çok geç olmadan, bizi daha fazla mağdur etmeden, üstesinden gelemeyecek kadar zorlamadan dikkate alınır.

   Tabii ki kontrolsüz nüfusun neden olduğu sıkıntılar “Thalassemia” ve “Verem”le sınırlı değil, hemen her alanda sıkıntı yaşıyoruz, asayişten tutun da eğitime, sağlık hizmetlerine, ekonomiye ve çok daha fazlasına kadar uzanıyor… Ancak bugün spesifik olarak iki başarı öykümüzün nasıl tepetaklak olduğunu anlatmak istedim.

    Kontrolsüz nüfus böyle devam ettikçe, buna karşı tedbir alınmadıkça mağduriyetimiz devam edecek, her şeyin gerisin geriye gittiği bir ortamda hükümetin geleceği planlayacağını açıklaması, hiç de insana inandırıcı gelmiyor.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }