KKTC'nin geleceğe yürüyüşü devam ederken

Abone Ol

Gelelim kendilerini hâlâ dünyanın odağı zanneden komşumuz Rum toplumuna.

Ki 1963’ün üzerinden altmış koca yıl geçti. Araya 1974 “Barış Harekâtı” girdi. Ada Kuzey ve Güney, Türk Rum bölgelerine ayrıldı. Her iki bölge de “Devlet” oluş iddialarında kendi egemenliklerinin siyasi düzenleriyle rejimlerini yeniden kurdu. Ve Kıbrıs’ın tarihinde ilk kez “iki bölgeli iki toplumlu iki egemen devletli” yeni bir siyasi, düzen başladı.

İŞTE elli yıldır bu adada Rum’un bozmaya, tepetaklak etmeye çalıştığı bu yeni “siyasi düzendir!” Ki Kuzey’e egemen olamadığı halde kendini “Kıbrıs Cumhuriyetinden” kalmış antikalık rejimin varisi ve temsilcisi olarak lanse ederek tüm adanın tanınmış devleti iddiasını sürdürürken tabi yine elli yıldır da Güney’den Kuzey’e bakabilmek için bile önce “istavrozunu çıkarmak” zorundadır!

AMA gelin de bu siyasi gerçeği önce BM’lere anlatın ki bir Hristiyan kulübü olarak kurulan Avrupa Birliği de anlasın.

Ki bu parantezin içinde “gidi İngiliz” de vardır! Neler olup bittiğini kimin haklı kimin haksız olduğunu bildiği halde ve Kıbrıs hâlâ “İngiliz Uluslar topluluğunun” bir üyesiyken bile sanki bu ada ile hiç ilişkisi olmamış gibi davranıyor.

OYSA Rum’un sahip çıktığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üç garantör ülkesinden biri de İngiltere’dir!

VE elli yıldır bunlar söylenegeldiği anlatıldığı halde hâlâ “BM’ler gözetiminde çözüm masaları kurulması tasavvurları” seslendirilmektedir. Hâlâ dünyanın en antika müzakere masalarından birine sahip olan Montana hikâyeleri anlatılmaktadır. Hatta budalaca hayıflanmalarda “çözüm için ne büyük fırsat kaçırıldığı” bile söylenmektedir.

Ki neydi o kaçırılan çözüm formülü: “Yeniden Türk Rum birleşik Kıbrıs’ı kuracaktı.” Bana göre yorumu “Allah korudu” olmalı, bundan sonra da Allah korusundur!”

***

UZUN SÜREDİR Kıbrıs sorununu unutmuşçasına yorumlarımın dışında bırakmıştım. Ne var ki hem Rum tarafı hem BM’ler için sorun hiç bitmedi. Rum lider Hristodulidis de biliyor ki olayı soğuttuğu anda ekşiyip vıcıklaşacak, kimseler ilgilenmeyecek!

Öyle de oldu mu “iki bölgelilik daha çok kemikleşecek üstelik yerli yerine oturan bir siyasi statü haline gelecek ki daha şimdiden mesela Rusya, “KKTC’de onca yurttaşım varken neden onlarla ilgilenip yardımda bulunacak bir   konsolosluğu da Kuzey’de ben açmayım” dedi de neredeyse dünyayı başına yıkacaklar!

NİTEKİM bu konuda Güney’de de endişeler yoğunlaşırken baktık BM’lerden yeni bir haber:

“BM’lerin üst düzey bir yetkilisi Ağustos ayı veya Eylül ayının başında Kıbrıs’ı ziyaret ederek Türk ve Run liderlerle görüşme yapacak…”

KURULDU kurulalı hiçbir siyasi sorunu çözme başarısı göstermeyen BM’ler bekleyin ki Kıbrıs sorununu çözsün. Dam başında saksağan vur beline kazmayı!

Ama gene de sayın yetkili gelsin. Tam da zamanıdır hem Güney’de hem Kuzey’de turizm mevsimi devam ediyor ada bayağı civcivli ve heyecanlıdır! Çok memnun kalacaklardır…

***

KISACA TAKILDIKLARIM: Devre devre hastaya basan ateşler gibi KKTC’nin de ateşleri yükselir. Nabızlar daha çok atar, yürekler daha hızlı çarpar ve elli yıldır bitmeyen umutlara bir yeni umut daha eklenir.

SONUNCUSU Rusya’nın KKTC’ye bir konsolosluk açmak istemesiyle (Ki Rum tarafı mutlaka önleyecektir) diğeri Mağusa’da bir yat limanının açılması haberleridir.

HER iki proje de önemlidir. Henüz tasavvur halinde olmalarına karşın   heyecan vericidirler de. Mesela yat limanı. Turizmin şah damarında atan bir olay. Ki bu ülkede Girne’de bile doğru dürüst bir yat limanı oluşturmak mümkün olmadı. Mağusa’daki ise bazı yatlar Liman içindeki balıkçı tekneleri arasında bir yerlerde!” Görünüm ise kirlilikle ilkellik.

Oysa Kuzey’in hem Mağusa koyu hem Girne sahilleri onlarca yat limanı oluşumuna imkân verecek durumdadırlar…

***

ÖTE YANDAN Rusya gerçekten KKTC’de konsolosluk açarsa KKTC ile ilgili ülkeler için de emsal teşkil edecektir.

VE tabi hem sevindirici hem de umut verici olan ise şudur: Bu tip girişimler katkılar projeler hele dış ülkeler tarafından projelendirilen yatırımlar KKTC’nin bir iki yılda siyasi kaderini değiştirmeyi sağlayacak ciddi gelişmelerdir.

Varsın Hristodulidis’li kiliseli Rum da bir gün Kuzey’i dize getireceklerini hayal etsinler. 

Çok ama çok beklerler… (Pazartesi buluşmak üzere)

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }