Kitap okumadan kitaplaşırken, dini bilmeden de uğruna dindarlaştık!

Abone Ol

1940’lar ve hemen sonrası dönemlerde bizim kuşak için her kitap, tutun ki “kuranı kerim” kadar kutsaldı. Ki Türkçeyle yazılmış “Kuranı” kitaptan okuma fırsatını da ancak şu son yıllarda bulduk!

Sözünü ettiğim yıllarda ise İlkokullarda sadece Türkçe okuma kitabı vardı.. Bir süre sonra da “tarih” ve galiba “yurttaşlık”  gibi öğretilerin kitapları dağıtıldıydı.

ÜLKEMİZ  okullarında kapsamlı olarak “kitaplaşma” 1950’ler sonrasında başlar. İngiliz sömürge idaresi her nasılsa Kıbrıs Türk toplumuna, “Orta dereceli okulların TC eğitim sistemine bağlanmasını” kabul ettikten sonra!  Bunun sonucunda da okullarda yoğunluğunca “kitaplaşmalar” başlar. Artı Türkçeye tercüme edilmiş dünyadaki ünlü   klasikler de bu kütüphanelerde yerlerini alırlar.. Ki bizim de doya doya, bıka bıka kitap okumaya başladığımız bir yeni dönem başlar.   Volter’den Balzak’a, Emile Zola’dan Stendhal gibi ünlülerin tercüme edilmiş kitaplarını okuma fırsatı buluruz. Artı Molyer gibi büyük komedi yazarının eserleri de mesela Mağusa’da Namık Kemal lisesinin yıl sonu müsamerelerinde sahnelenir…

Tutun ki “kitapların sıkılarak suyunun bile içildiği” bir yeni dönem başlar çünkü toplum kitaba susamıştır..

İŞTE geçen hafta bir yanda medyada öte yanda “eğitim sendikaları ile maarif çevrelerinde bir zamanlar neredeyse sıkıp suyunu içeceğimiz bu “kitapların” tartışması yapıldı..

Sorun “yeni ders kitaplarında laiklik karşıtı değişikliklerin yapıldığı iddiasıydı.. Uzun süredir böylesi “din, iman, yobazlık, laiklik” gibi bir zamanlar hayatlarımızı yoran tartışmalar yapmıyorduk. Gene başladık ama!

NEDEN? Çünkü bir yanda özgürlükle egemenliği demokrasi kavramı ile birleştirerek “bırakın yapsınlar bırakın yürüsünler” diyen bir kesimin dolu dizgin uçuk anlayışına karşın…                                                 

BİR başka kesim de “ödün verilmesi mümkün olmayan “milli ve dini değerlerin her şeyin üstünde olması gerektiğini” savunmaya başladılar..                                                                           

GÖRÜŞLERLE inatlaşmaların kesiştiği yerde bazılarına göre laiklik elden giderken bazılarına göre de yobazlık hortladı! Oysa Kıbrıs Türk halkı bu tartışmaları çoktan gerilerde bıraktıydı.                                                  

NE var ki olay sadece bize özgü de değil.. Artık dünyanın her yanında “siyaset, siyasi partiler, iktidar, muhalefet” gibi insanların insanların kaderlerine, geleceklerine hükmeden siyasi   ve örgütlü yapılanmaları da vardır ki… İşte dünyanın dingilini de bunlar kırmaktadırlar! (Bir örneği de Amerika’da sergileniyor ki bu kez karar verdiler Trump’ın derisini yüzüp içini saman dolduracaklar!”                                                                                        

BİZİM KKTC’deki tuhaflık ise dünyalar dışıdır ve her zamanki gibi bize özgüdür! Nitekim hayatında camiye gitmemiş, tek bir duayı ezberinden okuyamayanlar, namazın nasıl kılınacağını bilmeyenler, orucu zayıflamak için tutanlar… Dini fetvalar vermekte, “din iman nedir” nutku çekebilmektedirler ama!

VE HATATINDA hâlâ ezberindeki duaların ne anlama geldiğini, niçin “oruç tutulduğunu” bilmeyenlerin Allah’a sığınarak din üzerine yorumlarda bulunup fetvalar verdikleri bu ülkede tabi ki ders kitaplarına konması gereken din bilgisi ile ilgili öğretiler de işte böyle tartışma konusu haline getirilebilinmektedirler…               

KISACA TAKILDIĞIM (VE BÜYÜK TÜRKİYE:)                                             

İlk tanıştığımızda 1955’ler olmalıydı. Namık Kemal Lisesi yeni yeni oluşuyordu.. Rahmetlik Niyazi Manyera lisenin komisyon başkanıyıdı. İngiliz sömürgesinin son demleriydi. Gider ayak “lise komisyonlarına” (Lefkoşa, Baf, Mağusa liseleri) “ya kendi yönetimleri içinde kalmalarını yada TC’ye bağlanmaları hakkını tanındıydı.. Namık Kemal Lisesi ile Baf Kurtuluş lisesi Türkiye’nin Maarifine bağlanmayı tercih ettiydi..

İŞTE o yıllarda TC Maarifi, NKL’sini yıldız gibi yaratıp parlattıydı.. Parasal yardımlar yanı sıra araç gereçler, kamyonlar dolusu kitaplar, kamyonlar dolusu krtasiye emirlerimize amade kılındıydı.

GALİBA ORTA üçüncü sınıftım.. Beden öğretmeniz rahmetlik Ahmet Yağızkurt’tu. İstanbul’da Pendikte “Gençlik kampı” vardı. Yaz tatilinde 20 kişilik bir öğrenci seçilerek söz konusu kampa katıldıydık. Türkiye ile ilk tanışmam olduydu..

İSTABUL dışında Zonguldak’a, Karabük’e kadar gitmiş Demir Çelik Fabrikasını ve ötesi bazı kentleri de görme imkânı bulmuştuk.                                                                                                                 

Doğrusu gezide sükûtu hayale uğradığımı, hatta bu düşüncemi günlük not defterciğime yazdığımı hatırlarım. Türkiye her yönü ile dökülüyordu! Ankara dışında mamur kent hatırımda kaldığınca bir de İzmir’di. İnsanlar yamalı elbiseler giyiyorlardı. Her tarafta fukaralık vardı..

Yıllar sonra bu kez Ankara’daki üniversitesine öğrenci olarak gittiğimde “eh” dedimdi “yavaş yavaş kalkınıyor, bir şeylere benziyor..” Diyordum ama   bu kez de yokluk ve darlık vardı! Mesela biz öğrenciler taifesi parasız kaldık mı “Najet jilet, lüks sabun çorap falan satardık ki karşılığında en azından lokantalarda üç dört günlük yemek parasını toparlardık! Anadolu’dan erlerinin postalları delik, pantolonları yamalıydı.. Ve her köşede bir dilenci vardı!

ARTIK öyle bir Türkiye yok.. Şükür Allaha.. Ki kadınların tek başlarına sokağa çıkamadıklara nazire artık Türkiye Bayan voleybol takımı Avrupa şampiyonu olmakta.. Ne büyük gurur..                                     

Aslında çoktandır Türkiye dünyasallaşıyor, irileşiyor her alanda söz sahibi olurken  kendi uçağını kendi hava araçlarını kendi arabasını yapacak düzeye gelecek kadar büyüyor. Büyüklüğünün ispatını “teknofest” gibi sergierde dünyanın gözlerinin içine sokuyor..

BU TÜRKİYE’yi artık kimse görmezden gelemez. Lafım Güney’deki komşuyadır. Arkasını AB’ye de yaslamış olsa Amerika’ya da sığınsa eğer vakti zamanı gelirse daha doğrusu gelsin diye muzırlık üstüne muzırlık yapmaya devam ederse sonu hüsran olacaktır çünkü bir kez daha kaybedecektir!  

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }