Neden-sonuç ilişkisi iyi incelendiği zaman; siyasi, sosyal veya basından bazı kesimler misyon edinmişçesine “Kıbrıs Türkü bir şey başaramaz” algısı yaratmaya çalışmaktadırlar.
Kıbrıs Türkü devlet yönetemez, Kıbrıs Türkü yatırım yapamaz, özelleştirilen kurumları Kıbrıs Türk Yatırımcılar devralamaz, Kıbrıs Türkü dev projeleri gerçekleştiremez şeklindeki algılar Kıbrıs Türkünün zihnine kazılmaya çalışılmaktadır. Maksatlı kişilerin aşağılık kompleksi yaratma hedefi toplumun bazı kesimlerinde maalesef başarılı olmuştur.
Özellikle federasyon ve çözüm kisvesi altında propaganda yapan maksatlı kesimler bizlerin kendi başımıza devlet yönetemeyeceğiz iddiasını devamlı dillendirmektedirler. Bu iddialarını savunmak için ise ülkemizde ardı arkası kesilmeyen yönetim hataları, skandallar ve yolsuzluklar malzeme olarak kullanılmaktadır.
Kıbrıs Türklerinin kendi kendini yönetemez ve bir şey başaramaz algısını sadece sol ve federasyon sevdalıları değil farklı bir riyakârlıkla sağ cenah da sergilemektedir. Devlete ve cumhuriyete sözde sahip çıkmayı şiar edinen sağ cenah devlet olma ve devleti yönetme adına yapabilecekleri her türlü falsodan geri kalmamaktadır.
Kurucu başkanının anıt mezarını dahi halen daha tartışma konusu eden, patronaj ve nepotik ilişkiler ile devleti işlemez duruma getiren, kolaycılığı seçerek yönetme erkini emanet eden, koltuk ve güç uğruna kukla hale getirilmesine razı olan, başta KIB-TEK olmak üzere yolsuzluk, usulsüzlük ve çürümüşlüğe dur diyemeyen ve işgüzarlık olsun diye yaptığı büstü bile liderine benzetemeyen sağ cenah da Kıbrıs Türkünün devlet yönetemez ve bir şey başaramaz misyonuna bilinçli veya bilinçsiz katkı koymaktadır.
Gerek sol gerekse sağdan gelen Kıbrıs Türkünü bir nevi aşağılayıcı girişimlere karşı tokat gibi yanıt olabilecek en önemli olgu, Kıbrıs Tük kimliğine sahip insanlarımızın başarı öyküleridir. Bunların başında ise merhum Ünal Çağıner gelmektedir
Ünal Çağıner amiyane tabirle öldüğü zaman badem gözlü olan değil Kıbrıs Türkünün devamlı yüz akı olmuştur. Kıbrıs Türkünü aşağılık kompleksi içine koyup özgüvenden yoksun kuklalıyı kabul etmeyi misyon edinen anlayışa karşı inadına dirayet, inadına basiret ve inadına muvaffakiyet diyen Ünal Çağıner, Kıbrıs Türküne ayakta durma, kendini yönetme ve başarmaya yönelik rehber olabilecek bir başyapıt meydana getirmiştir.
Ünal Çağıner’in özellikle yoktan var ettiği turistik tesis ve işletmeler ile diğer yatırım ve girişimlere yabancılar dahi gıpta ile bakmaktadırlar. Ayrıca, merhum Çağıner’in iş adamı olarak paydaşlar ile kurduğu sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler de ders kitaplarında yer alacak niteliktedir.
Özetle; Kıbrıs Türkü olarak bizi aşağılamaya çalışan ve özgüvenimizi tehdit eden her türlü tehlikeye karşı dimdik ayakta durmalı ve vereceğimiz mücadele ve azim için Merhum Çağıner ve benzeri değerlerimiz bizlere rehber, moral ve motivasyon kaynağı oluşturmalıdır.