İki Toplumlu Barış İnisiyatifi-Birleşik Kıbrıs öncülüğünde 100’den fazla Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sivil toplum örgütü ve sendikanın desteğiyle, Kıbrıs’ta son 60 yıldır yaşanan çatışmalar ve savaşın kurbanlarının anıldığı “Yaralarımızı İyileştirenleri Onore Ediyoruz” etkinliği dün akşam ara bölgedeki Dayanışma Evi’nde yapıldı.
Etkinlikte 3’ü Kıbrıslı Türk, 3’ü Kıbrıslı Rum olmak üzere, kayıpların bulunmasına yardımcı olan 6 kişi onurlandırıldı.
Michalis Yangou, Derviş Özer, Andreas Kostas Gounaris, Leyla Kıralp, Mustafa Gürsel ve Kyriakos Andreou plaketle onore edildi.
Gecenin sunumunu ve plaket takdimini, kayıpların bulunmasına çok büyük katkıları olan, bu konuda uluslararası ödülleri de bulunan deneyimli gazeteci Sevgül Uludağ üstlendi. Uludağ, onore edilen kişileri ve neler yaptıklarını katılımcılara tek tek anlattı, ders nitelikli çok dokunaklı konuşmalar yaptı.
Etkinliğe kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Katılımcılar arasında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Türk milletvekilleri, siyasiler, sendikacılar ve sivil toplum örgütü temsilcileri de vardı.
Etkinlikte onurlandırılan kişiler ve diğer konuşmacılar, kayıpların bulunması için bir kez daha herkesi yardımcı olmaya çağırdılar ve Kıbrıs’ta barış, çözüm dileğinde bulundular.
Ödül töreninin sonunda, World Duet grubu, barış, dostluk mesajlarıyla dolu güzel bir müzik dinletisi sundu.
Sevgül Uludağ’ın anlatımıyla onore edilecek kişiler
Sevgül Uludağ, onore edilecek kişileri ve verdikleri hizmetleri yazılı bir metine bakmadan tek tek anlattı.
Kayıpları bulmak için birlikte çalıştığı söz konusu gönüllü 6 kişiyi “Arkadaşlarım” dite tanıtan Uludağ, onlarla arkadaş olmaktan duyduğu mutluluğu da dile getirdi.
İşte Sevgül Uludağ’ın anlatımıyla onore edilen 6 kişinin anlamlı öyküleri:
Kiriakos Andreu
“Lisi’den Kiriakos Andreu, kendi köyünden ve başka köylerden ‘kayıp’ edilmiş olan Kıbrıslı Rumların olası gömü yerlerinin yanı sıra, Kıbrıslı Türk ‘kayıpların’ olası gömü yerlerini bulmak için çok zamanını verdi. Yıllar boyunca Kıbrıslı toplumlarımızın yaralarını iyileştirmek için yoğun çaba harcayan Kiriakos Andreu’yla birlikte pek çok kereler Lisi ve çevresindeki köylere ziyaretler yaptık, olası gömü yerleri aradık, şahitler götürdük bizimle birlikte ve Kayıplar Komitesi yetkilileriyle buluştuk buralarda... Bu ortak çabamızın ve çok değerli okurlarımızla şahitlerimizin sonucunda bölgeden bir düzineden fazla ‘kayıp’ Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk’ün gömü yerlerinin bulunmasını sağladık.”
Leyla Hüseyin Kıralp
“Toplumlarımızın yaralarını iyileştirmeye çalışan Leyla Hüseyin Kıralp, aslen Marili yani Tatlısulu... 1974’te EOKA-B’nin Dohni katliamında eşini kaybetmiş... Evlenip eşi Ahmet’in köyü olan Zigi’ye (Terazi) yerleşmişti. Leyla Kıralp ve kaynatası da Zigi’de deniz sahilinde şimdilerde ‘Gumbaris Balık Lokantası’ olarak bilinen lokantanın sahibiydi...
1974’te savaş esnasında bir gün bazı Kıbrıslı Rumlar Zigi’deki evlerine gelerek Leyla’nın eşi Ahmet’i alıp gitmişlerdi. Zigi ve Dohni’den EOKA-B’cilerin işlediği Dohni katliamında öldürülecekti Leyla’nın eşi, diğer Kıbrıslı Türklerle birlikte ve yıllar sonra onlardan geride kalanlar, Kayıplar Komitesi’nin Yerasa ve Pareklişa’daki kazılarında bulunacak, defnedilmek üzere ailelerine iade edileceklerdi... Bu kazılarda kalıntıları bulunamayan iki Kıbrıslı Türk daha var ve onların aileleri hala bu konuda bir gelişme bekliyor...
EOKA-B’nin Dohni katliamında eşini kaybeden Leyla, yalnızca kendi yaralarını iyileştirmekle kalmadı, aynı zamanda Kıbrıs’ta barış ve yeniden uzlaşma için her fırsatta etkinlikler yaparak sesini yükseltti. Eşi ‘kayıp’ olmasına karşın iki toplumdan insanları bir araya getiren etkinliklerde nefret ve intikam yerine birlikte ortak ve barışçıl bir gelecek kurmaktan söz etmekteydi...
‘Paylaştığımız Beyaz, Islak Mendil’ başlıklı otobiyografik kitabını, sevgili oğlucuğu Şevki Kıralp Rumcaya çevirecek ve Leyla Kıralp bu kitabı bir barış aktivisti olarak Kıbrıs’ın güneyindeki köylere ve kentlere taşıyarak Kıbrıslı Rum izleyicilere hitap edecek, insanlık adına bir ışık huzmesi oluşturacak ve bu adada daha iyi bir gelecek kurulması için umudu inşa edecekti...
Leyla Kıralp bununla da kalmadı ve gerek yaşadığı sokakta gerekse o sokağın çevresinde bazı ‘kayıp’ Kıbrıslı Rumların olası gömü yerlerini bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdi... Hayır, hiçbir kötü olaya bulaşmamıştı. O yalnızca toplumlarımızın yaralarını iyileştirmeye çalıştı ve tüm hayatını buna adadı...”
Dr. Derviş Özer
“Dr. Derviş Özer, 1974’te henüz on yaşlarında bir çocuktu ve Abohor’da ve Abohor çevresinde küçük bir çocuk olarak çok şey görüp çok şeye tanık olacak, tüm bunlar da onu travmatize edecekti, şoke olacaktı çocuk yaşında... Yıllar sonra bunları kaleme almaya başlayacak ve gazetemiz YENİDÜZEN’de onun olağanüstü öykülerini paylaşacaktık... Bu öyküler, ‘kayıplarla’ ilgili, savaşın kurbanlarıyla ilgili öykülerdi... Bunları POLİTİS gazetesindeki sayfamızda da paylaşacaktık ve daha sonra da bu öykülerini bir araya getirdiği ‘Ona selam söyle’ başlıklı kitabını yayımlayacaktı...
Dr. Derviş Özer, gerek Abohor, gerekse Mesarya’nın çeşitli noktalarında bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine ‘kayıpların’ olası gömü yerlerini gösterecek ve başkalarının da olası gömü yerleri hakkında konuşup bilgi vermelerini sağlamaya çalışacaktı.
Derviş Özer ayrıca, biri Kıbrıslı Türk, biri Kıbrıslı Rum olan iki ‘kayıp’ şahsın heykellerini de yapacaktı – Stroncilo’dan (Turunçlu) Stavros Poyrazis ile Pelatusa/Poli’den Cengiz Ratip’in büstleriydi bunlar...
Bu iki olağanüstü insan, öteki toplumdan köylülerinin hayatlarını kurtarmışlar ve bunu kendi toplumlarının bazı elemanları tarafından ölümle tehdit edilmelerine rağmen yapacaklardı... Derviş Özer ayrıca 1974’te Voni kampında tutuklu Kıbrıslı Rum esirleri koruyan ve orada meydana gelmiş olan tecavüzleri durdurmayı başaran Alpay Topuz’un da büstünü yaptı ve Mağusa’da 1974’te savaş esnasında yaralanan Kıbrıslı Türkler-e yardım eden Dr. Hacıgago’nun da heykelini yaptı...”
Mihalis Yangu Savva
“Toplumlarımızın yaralarını iyileştirmeye çalışan bir diğer insan da Mihalis Yangu Savva’dır. Kendi ‘kayıp’ kardeşinin gömü yerini, beş diğer ‘kayıp’ Kıbrıslı Rum’la birlikte Bilelle’de kendi çabalarıyla bulup kardeşini defnettikten sonra da hiç durmadı Mihalis...
Hayatının geride kalanını ‘kayıpların’ bulunmasına adadı. Hem Kıbrıslı Türk hem Kıbrıslı Rum ‘kayıpların’ gömü yerlerinin bulunması için sürekli uğraş veriyor... Onun bu çabaları bazı suçluları çok rahatsız etti ve zaman zaman tehditler de aldı Mihalis Yangu Savva fakat hiçbir zaman bu insani çabasından vazgeçmedi.”
Mustafa Gürsel
“Toplumlarımızın yaralarını iyileştirmeye çalışan ve onore edilecek olan bir diğer olağanüstü insanımız da Mustafa Gürsel’dir. O emektar bir gazetecidir, kayıpların gömü yerlerinin bulunması için çok zamanını harcıyor ve tüm bunları da yürekten gelerek, gönüllü olarak, karşılığında herhangi bir şey beklemeksizin yapıyor...
Mustafa Gürsel St. Hilarion ve çevresinde bazı olası gömü yerleri göstermiş ve onun bu çabaları sonucunda en az 13 kayıp Kıbrıslı Rum ve bir Yunan’dan geride kalanlar bulunmuştur Kayıplar Komitesi kazılarında...
Mustafa Gürsel ayrıca, çevresinde bir şeyler bilen insanları da olası gömü yerleri hakkında bildiklerini paylaşmaları için sürekli olarak teşvik etmektedir.”
Andreas Kostas Gunaris
“Aslen Dikomolu olan Andreas Kostas Gunaris, aynı şekilde çatışmanın yaralarını iyileştirme yolunu seçti. Dikomo ve çevresindeki ‘kayıp’ şahısların olası gömü yerlerini aramak için çok zamanını harcadı ve bu olası gömü yerlerini bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine gösterdi.
Tüm bunları gönüllü olarak, insaniyetten ve karşılığında hiçbir şey beklemeksizin yapmaya devam ediyor Andreas Kostas Gunaris...”