Çocuğun kendini sevilir ve değerli hissedebilmesi için ailesine yönelik güven bağına gereksinimi vardır. Mutlu çocuk, en başarılı çocuk değildir. Mutlu çocuk, en çok şımartılan değildir. Mutlu çocuk, güvenli, mutlu olmanın anahtarını bulmuş ailelerde yetişen çocuktur.
Toplumun varlığını sürdürmesinde,olmazsa olmazı çağrıştıran biricik varlık olan aile; toplumsal, biyolojik, felsefi açılardan da vazgeçilmezi oluşturur. Bunun yanında, koşulsuz olarak sunduğu sevgi ve kabul edişle yüreğimizin gereksinimlerini giderir.
Kendimizi aile olarak algılamamızı sağlayan duygusal faktör ise, tartışmasız çocuklarımızdır. Önce düşüncede sonra annesinin karnında büyüyen çocuk; yaşama merhaba dediği anda, yaşamı ve bizi değiştirecek kadar güçlüdür. O’nu koruruz. O’na bakarız. O’nu besleriz. Onun için güvenli, sevgi dolu yuvayı kurarız. Yuvadan dış dünyaya adım atacağı zaman yaklaştığında hazır olmasını isteriz. Dünyayı keşfetmek için yuvadan ayrıldığında, ilk durağı anaokuludur çoğunlukla. Macera ruhuyla keşif gezisinin sürmesini ve saati geldiğinde üsse, yani yuvaya dönmesini bekleriz. Ancak evdeki çocuk ile toplumsal hayata henüz katılan çocuk aynı çocuk değildir artık. Ve bir daha da olmayacaktır. Bu yeni çocuğu anlamakta zorlanabiliriz. O da bizi anlamıyor gibidir. Hiç beklemediğimiz yeni davranışlarının, alışkanlık haline gelmesinden endişe duyarız. Oysa aradığı sadece yuvadaki güvendir. Dışarıdaki dünyanın çekiciliği ile yuvasının rahatlığı arasında sıkışmıştır. Bundan dolayı bir ileri bir geri gider gibidir. Evdeki güveni okula taşımaya çalıştıkça, şaşırtıcı davranışları da artar. Okulla ailenin işbirliğinin zamanı gelmiştir.
Güven; çocukların dünyasında; sevgi ile aynı önemde olan ihtiyaçtır.
Çocukluktaki güven ihtiyacı zedelendiyse, bu sonraki yaşamı etkiler. Kurduğu ilişkilerde, hep güven arar. Bulduğunda da tanıyamayabilir. Neyi istemediğinizi bilmek, neye ihtiyaç duyduğunuzu gördüğünüzde tanımanızı sağlayamayabilir.
Güven ihtiyacını giderebilecek kişiler, anne ve babalardır. Bunların telafisi yoktur. Ölüm gibi zorunlu ayrılıklar dışında; ana baba boşanmış bile olsalar, ana babalık rolleri devam etmektedir. Bunun çocuk tarafından doğru bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Sadece anne ve babası boşandı. O, ana yada babasından boşanmadı.
Değişken davranışlar, çocuğu şaşırtır. İyi ve kötüyü; doğru ve yanlışı öğrenmesi engellenir. Size saygısı zedelendiği gibi, kafası da karışır. Saldırganlık ya da içe kapanıklık özellikleri gösterebilir.
Birbirinize, ona ve kardeşine duyumsadığınız sevgiyi saklamayın. Kıskançlık olur diye endişelenmeyin. Kardeşine ve ona gösterdiğiniz eşit ifadeli sevgi; güven duygusunu ve size olan inancını sağlamlaştıracaktır.