Bilindiği gibi; KKTC kendi parası yerine dolarizasyon diye adlandırılan Türkiye’nin para birimi TL’yi kullanmaktadır. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti’nde istikrar olmadan KKTC’de istikrar sağlanmasına imkân ve ihtimal pek bulunmamaktadır. Bu açıdan, istikrarlı başka bir para birimine (Euro gibi.) ve /veya istikrarlı bir para birimine endeksli muhasebe sistemine geçiş gibi serzenişler haklı olarak zaman zaman gündeme gelmektedir.
KKTC’de istikrarsızlığı daha da artıran ve TL’deki değer kaybının yarattığı enflasyonun KKTC’de daha yüksek gerçekleşmesine neden olan maalesef başka olgular da bulunmaktadır. Bu olguların başında, neredeyse tamamen ithalata dayalı bir ülke durumunda olmamızdır. Şöyle ki, 2.8 Milyar $ ithalat ve 159 Milyon $ ihracat verileri dikkate alındığında; ihracatın ithalatı karşılama oranı sadece yüzde 5.6’dır. Bu durumda ise, TL’nin değer kaybı hem ithal ürün fiyatlarını hem de ithal girdilere bağlı olan üretim maliyetlerini artırmaktadır. Buna ilaveten, TL’nin Euro karşısındaki değer kaybı Güney Kıbrıs’tan gelen talebi artırdığından ülkemizde aynı anda hem maliyet hem de talep enflasyonu gerçekleşmektedir.
Geçtiğimiz haftalarda duyurulduğu gibi; 2023 Dünya Sefalet Endeksi yayınlandı. Amerikalı iktisatçı Arthur Okun tarafından geliştirilen sefalet endeksi; Nobel ödüllü Amerikalı iktisatçı Robert Barro tarafından yeniden formüle edilmiş ve son olarak 2023 yılında olduğu gibi Ekonomist Steve Hanke tarafından revize edilerek Hanke Yıllık Sefalet Endeksi (Hanke’s Annual Misery Index - HAMI) olarak yayınlanmıştır.
HAMI, yıl sonu işsizlik (ikiyle çarpılır), enflasyon ve banka kredi oranlarının toplamından kişi başına reel GSYİH'deki yıllık yüzde değişimin çıkarılmasıyla elde edilir (https://www.nationalreview.com/2024/03/hankes-2023-misery-index/). Bu endekse göre, bir ülkenin sefilliği o ülkedeki enflasyon, işsizlik ve borçlanma oranıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle, işsizliğin yükselmesi geliri olmayanların sayısının arttığını, enflasyonun yükselmesi yaşamın pahalandığını gösterdiği için endeksin yükselmesi sefaletin arttığını, dolayısıyla ekonomide bozulmanın ortaya çıktığını göstermektedir.
2023 Hanke Yıllık Sefalet Endeksine göre en sefil ülkeler sırasıyla Arjantin, Venezüella, Lübnan, Suriye, Zimbabve, Sudan ve 7. sırada Türkiye’dir. Bu ülkeler arasında Zimbabwe hariç Sefalet Endeksinde yer almalarına neden olan en önemli faktör enflasyon oranı olmuştur (https://www.nationalreview.com/2024/03/hankes-2023-misery-index/).
Türkiye ve KKTC için 2023 yılı enflasyon oranları TÜİK ve KKTC İstatistik Kurumu tarafından sırasıyla yüzde 64.77 ve yüzde 83.63 olarak açıklanmıştır. Daha yüksek oranda enflasyonun gerçekleştiği KKTC’nin Sefalet Endeksindeki yeri doğal olarak Türkiye’den daha kötü olacaktır.
Ülkemizdeki Kalkınma Ekonomistlerinden ve Dünya Bankası uzmanlarından Mertkan Hamit, artan eşitsizlik, yüksek genç işsizliği ve düşük kadın istihdam oranları gibi sosyoekonomik sorunlara da dikkat çekerek, Kıbrıs’ın kuzeyinin Sefalet Endeksi’nde Arjantin, Suriye ve Lübnan’dan sonra 4. sırada yer aldığını iddia etti (https://www.kibrispostasi.com/c50-EKONOMI/n515736-ekonomist-mertkan-hamit-sefalet-endeksinde-zirveye-oynuyoruz). Aynı paralelde, Cardiff Üniversitesi ekonomi profesörü Engin Kara, KKTC için yaptığı Sefalet Endeksi hesaplamalarını değerlendirerek KKTC’de genç nüfus Sefalet Endeksinin KKTC Geneli Sefalet Endeksinden belirgin şekilde kötüleştiğini ileri sürmüştür (https://bugunkibris.com/2024/04/25/ekonomi-profesoru-engin-kara-kuzey-kibrisin-sefalet-endeksini-hesapladi).
Sonuç olarak; sakın kimse yanlış anlamasın ve başka mecralara çekmesin ama Türkiye özellikle fiyat istikrasızlığından dolayı düştüğü sefiller ligine KKTC’yi de sürüklemiştir. Aynı para birimini kullandığımız sürece Türkiye ile farklı ligde olmamızı beklemek ekonomik akla uygun olmayacaktır.