Duruşmada Mehmet Fatih Bozkurt da dinlenmeye başladı.
1993 yılında üniversite eğitimi için KKTC’ye gittiğini, 1999 yılında üniversite eğitimi bitince geri döndüğünü söyleyen Bozkurt, babasının otomotiv şirketinde çalışmaya başladığını, daha sonra da babasının otelinde yüzde 5’lik bir hisseyle çalışmaya başladığını kaydetti.
Otelle ilgilenemediği için hissesinin daha sonra yüzde 1’e düşürüldüğünü anlatan Bozkurt, 2016 yılında babasının rahatsızlığı nedeniyle yine babasının talimatıyla otelde hissesinin çoğaltıldığını ve yetkilendirildiğini dile getirdi.
Aynı dönemde babası hasta olduğu için kat izni başvurusunda bulunduğunu ve onay aldığını belirtti.
Otel işleyişle ilgilenmediğini, otel yönetimine ilgi duymadığını ve otomotiv şirketinde çalıştığını dile getiren Mehmet Fatih Bozkurt, otelin temeli ve kolonlarının sağlam olduğunu düşünerek hareket ettiğini belirtti.
Daha önceki ifadesinde yönetim kurulu başkanı olmadığını söylediğini, ancak yönetim kurulu başkanı olduğunu sonradan öğrendiğini belirten Bozkurt, yönetim kurulu başkanı olmasına rağmen otel işleyişiyle ilgilenmediğini kaydetti.
Müştekileri temsilen Avukat Çetin Arslan, kaçak kat olan sekizinci katın malzemesinin ne olduğunu sordu, sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise otelle ilgilenmediği için hangi malzemeden yapıldığını bilmediğini ancak söz konusu yapının binanın temeline zarar vermediğini iddia etti.
Müşteki avukatlarının bir sorusu üzerine Bozkurt, “Benim her şeyde yetkili olmam, her şeyi yapabileceğim anlamına gelmez. Ben talimatları babamdan alıyorum. Sadece imza atıyorum” dedi. Avukatların “sekizinci kat ruhsatlı mı ruhsatsız mı” sorusuna “bilmiyorum” diye yanıt veren Mehmet Fatih Bozkurt, depremden önceki cuma günü otelde olmadığını, Kıbrıs’tan sigaraları kimin aldığını bilmediğini iddia etti.