İsias davası duruşmasında Başbakanlık Müsteşarı Durali Güçlüsoy, tanık olarak dinletildi.
6 Şubat’ta enkaz alanına ilk gelenlerden biri olduğunu belirten Güçlüsoy, enkazda gözlem ve değerlendirme çalışması yaptıktan hemen sonra arama-kurtarma çalışmalarına başladıklarını söyledi.
Güçlüsoy, enkazda “canlı çıkarma ihtimalinin az olduğunu”, ilk etapta mevcut ekipmanlarla gece-gündüz iki vardiya olarak hiç ara vermeden çalışmaları yürüttüklerini kaydetti.
Enkazın öne doğru, yani ana yol yönüne devrildiğini, yan cephelerden müdahale ettiklerini ifade eden Güçlüsoy, enkazdan sağ çıkan kişilerden bilgi alarak hareket ettiklerini dile getirdi.
Güçlüsoy, üçüncü günün sabahında bölgedeki otel çalışanı birinden binanın içerisinde kendilerini yönlendirecek çok önemli bilgileri aldıklarını ancak bu süre zarfında hiçbir otel yetkilisinin enkaz alanında olmadığını dile getirdi.
“Ne insani, ne vicdani, ne de ahlaki olarak destek gördük” diyen Güçlüsoy, bir daha böyle bir şeyin yaşanmamasını temenni etti.
Güçlüsoy, İsias Otel’in “yaşam alanı oluşmayacak” şekilde yıkıldığını, ancak yan binalarda durumun bu şekilde olmadığını dile getirdi.
Sivil savunma ekipleriyle yaptıkları araştırmalarda enkazın üzerine yan binadan parça kopmasının mümkün olmadığını belirlediklerini anlatan Güçlüsoy, depremin ilk günü enkaz alanında “kulakla dinleme”, daha sonra ekipmanın gelmesiyle “elektronik dinleme” yaptıklarını ancak hiç ses duymadıklarını vurguladı.
Enkaz alanına geldiklerinde ihtiyaçları olan tüm iş makinelerini yanlarında getirdiklerini ancak binanın beton kalitesinin çok düşük olduğunu belirten Güçlüsoy, “Bina kum yığınına dönmüştü, yaşam üçgeni yoktu” dedi.
Enkazdan çıkarılan cansız bedenlerin yüzde 99’unun şiltelerin üzerinde ve yatar durumda olduğuna dikkat çeken Güçlüsoy, “Karı-koca cansız bir çifti o gün beraber uyurken” aldıklarını, bu durumun da kendilerini çok etkilediğini belirtti.
Güçlüsoy, enkaz alanından hiç ses duymadıklarının bir kez daha altını çizdi.
Sanık Ahmet Bozkurt’un, “enkaz alanında oğlumu görmediniz mi” sorusuna yanıt veren Güçlüsoy, “Biz öğleden sonra gittik ama konsolosumuz oradaydı, kimse yoktu” dedi.
Sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise, “Otel öne doğru yıkıldı dediniz, bu malzemeyi tanımlar mısınız? Neye benziyordu?” diye sordu. Güçlüsoy ise moloz şeklinde kumlaşmış beton ve taş parçaları olduğunu söyledi.