Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen panelde, “Irkçılık, Ayrımcılık ve Medya” ele alındı
Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen panel ile “Irkçılık, Ayrımcılık ve Medya” konusu, akademisyen ve hukukçular tarafından masaya yatırıldı. Çözülemeyen ulusal ve uluslararası sorunların ayrımcılığın yükselmesine yol açtığı vurgulanan panelde, medyanın ve özellikle de sosyal medyanın ayrımcı davranışları tetiklediğine dikkat çekildi.
Moderatörlüğünü Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Özejder’in yaptığı panelde, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konsey Üyesi ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, İstanbul Doğuş Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Çoban ile Yakın Doğu Üniversitesi’nden İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nur Köprülü ile İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi ve Medya Etik Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özen Çatal konuşmacı olarak yer aldı.
Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Turuncu Salon’da düzenlenen panelin açılış konuşmasını ise Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Ayhan Dolunay yaptı. Yakın Doğu Üniversitesi’nin uluslararası başarılarından söz eden Doç. Dr. Dolunay, “Özellikle BM kalkınma hedefleri bağlamında, eşitsizliklerin azaltılması hedefi ile uyumlu bu panel; Üniversitemizin eğitimde ve her alanda fırsat eşitliği sağlama yaklaşımı ile de doğrudan örtüşmektedir” dedi.
Panelin moderatörlüğünü yürüten Yrd. Doç. Dr. İbrahim Özejder de insan hakları, demokrasi, farklılıklara saygı gibi alanlarda son zamanlarda küresel çapta bir gerileme yaşandığını vurguladı. Medyanın yaşanan bu gerilemedeki rolünün sorgulanması gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Özejder, “Irkçılık, Ayrımcılık ve Medya” panelinin de bu amaca hizmet edeceğini söyleyerek sözü panelin ilk konuşmacısı Avukat Aslı Murat’a devretti.
Medyanın daha kat etmesi gereken yol var
Panelde ilk sözü alan Kıbrıs Türk Barolar Birliği Konsey Üyesi ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat medyadaki dil ve söylemlerin önemine değinerek nefret söylemi ve suçuna dair ülkedeki yasal düzenlemelerle ilgili bilgiler paylaştı. Murat, yasal düzenlemelerde son zamanlarda bazı ilerlemelerin gerçekleşmesine rağmen daha da genişletilmesine ihtiyaç olduğunu kaydederek “Devlet, ayrımcılığı önleyip eşitliği sağlamaya yönelik politikaları hayata geçirmelidir” dedi.
Devletlerin insan hakları ihlalleri ve ayrımcılık yasağı konusunda negatif ve pozitif yükümlülükleri olduğuna işaret eden Avukat Aslı Murat, bu doğrultuda devletin ayrımcılığı önleyip eşitliği sağlamaya yönelik politikaları hayata geçirmesinin önemine vurgu yaptı.
“Ayrımcılık günlük hayatta hepimizin bizzat maruz kaldığı ya da şahit olduğu bir durum. Geleneksel toplumsal normlar ile tek tip ve homojen siyasi tutumlar, mağduriyeti tetikleyici niteliktedir” diyen Murat, ayrımcılık yanında eşitlik kavramına da değindi. Medyada yer alan nefret söylemlerinin ayrımcılığı da meşrulaştırdığına dikkat çeken Avukat Aslı Murat, kullanılan dilin “hak etmiştir” algısı yaratmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Medyada ayrımcı dil ve ötekileştirme konularında son yıllarda iyileşme olduğunu da dile getiren Murat, "Geçmişe nazaran çok daha iyi durumdayız ama toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, yabancı düşmanlığı, zanlı - sanık hakları konularının haberleştirildiği durumlarda daha kat etmemiz gereken yol var" diyerek sözlerini tamamladı.
Medyada kullanılan kalıplaşmış dil yargıları yeniden üretiyor!
Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Medya Etik Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özen Çatal ise ırkçılık ve ayrımcılık bağlamında Medya Etik Kurulu’nun yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Ülke medyasından örnekler veren Doç. Dr. Çatal, medyada kullanılan dilin toplumda bazı kalıp yargıların yeniden üretilerek ayrımcılığın yerleşmesine neden olabildiğine vurgu yaptı.
Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nur Köprülü ise konuyu siyaset ve sistem açısından ele alarak son yıllarda Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve popülist siyasetin ortaya çıkmasındaki temel dinamiklere işaret etti. Avrupa’da popülist partilerin son yıllarda artan oy oranının siyasi, ekonomik ve kültürel nedenlerine değinen Prof. Dr. Köprülü, “Diplomasiyi de kapsayan uluslararası toplum olarak nitelendirilen yapı daha etkin kılınmalıdır” dedi.
Sosyal medya ırkçı ve ayrımcı düşünceyi hızla yayıyor!
Panele çevrimiçi olarak bağlanan İstanbul Doğuş Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Çoban ise ayrımcı söylemlerin hızla yayılmasında sosyal medyanın rolüne değindi. Sosyal medyanın, geleneksel medyaya göre çok daha güçlü bir etkileşime sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çoban, “Sosyal medyanın etkileşim temelli olması ve mobilizasyon konusunda da hızlı bir etkiye sahip olması, ırkçı/ayrımcı düşüncenin hızla yayılması ve eyleme geçirilmesini kolaylaştıryır” dedi. Prof. Dr. Çoban, “Irkçı/ayrımcı sosyal medya hesapları; nefret söylemi, çevrimiçi mikrosaldırılar ve tacizle, stereotipleştirme yöntemlerini kullanıyorlar. Ayrıca, sosyal medya algoritmalarının ırkçı/ayrımcı önyargıları güçlendirmesi ve sonuçta siyasal manipülasyon malzemesine dönüştürmesi de mümkün olmaktadır” ifadesini kullandı.
Öte yandan ötekileştirilmiş, ırkçı/ayrımcı saldırıların hedefi olmuş toplulukların da alternatif sosyal medya mecralarını kullanarak kendilerini ifade etme olanağı da yakaladıklarını söyleyen Prof. Dr. barış Çoban, “Önyargı ve kalıpları sorgulayan ve parçalayan içerik ve etkinliklerin üretimi, ayrıca çevrimiçi/çevrimdışı kampanyalarla kapsayıcı, paylaşımcı yaklaşımların geliştirilmesi çoksesli ve demokratik bir toplumsal alanın yaratılması açısından son derece önemli” ifadesini kullandı.