Bir ülkede yaşamın üç aşağıya beş yukarıya genelde aynı seyretmesi, yani bir istikrar içinde olması normal midir?
Bunu normal bir ülke için söylüyorsak, öyledir…
Yani normal bir ülke için hayatın genelde belli bir seviyede seyretmesi de normaldir tabii ki…
En mutlu ülkeler sıralamasındaki; Finlandiya, Danimarka, İsviçre, İzlanda, Hollanda’daki yaşam gibi mesela…
Ben sözü Kuzey Kıbrıs’a getireceğim, bizde durum tam terstir.
Bizde yaşanan sıkıntılar, sorunlar, fiyaskolar, ihmaller, istismarlar çerçevesinde bir istikrardan söz edebiliriz. Bizde kötünün, çirkinin, fiyaskonun istikrarı var.
Aynı sorunların tekrar tekrar yaşanması ama bunlardan ders alınamaması anlamında can sıkıcı tekrarlar zinciri var buralarda…
Benzer şeyleri tekrar tekrar yaşamak oldukça yorucu bir şey ama maalesef bir kesim vatandaş da kanıksıyor bunları.
Böyle sorunlar içinde “ah- vah” çekerek yaşamak kaderleriymiş gibi.
Vatandaşlar, sorunların son bulması için bastıramıyor, daha iyisini isteyemiyor, talep edemiyor, ister gibi yapıyor, sürekli bir söylenme hali var.
Ancak bu söylenme, yakınma hali sorunları çözmüyor, sosyal medyadaki isyanlar, yönetenler üzerinde etkili olamıyor.
Daha kısa süre önce Girne dağ yolunda ölümlü trafik kazası meydana gelmişti.
Daha önce defalarca olduğu gibi.
Bugün yine çok ciddi bir trafik kazası meydana geldi, TIR ile otomobil çarpıştı, insanlar araca sıkıştı, itfaiyenin yardımıyla çıkarıldı.
Biri ağır, iki yaralı var… Hayat kaybı da olabilirdi…
Bu kazalar defalarca olacak ama tedbir alınmayacak, insanlar ölecek, ölümden dönecek ama bu durum normalmiş gibi karşılanacak.
Birçok insan “Biz o yolu kullanmıyoruz, kullanmaya korkuyoruz” diyor.
Bu mu yani? Böyle mi olmalı? Tedbir bu mu?
Ben de o yolu kullanmıyorum ve kullanmamaya da kararlıyım ama neden böyle olsun?
Neden o yola insanların ölmeyeceği bir düzenleme yapılmasın?
Neden o yolu kullanmak zorunda olanlar, canı burnunda seyahat etsin?
Neden yıllardır hükümetler bu rezilliği seyrediyor da tedbir almıyor?
Neden ülkenin önceliği olması gereken bu yolla ellenmiyor da bu ülkenin önceliği olmayan cumhurbaşkanlığı binası ve meclis binası inşası devam ediyor?
Önce insanınızın can vermeyeceği tedbirleri alacaksın, sonra lüksüne, şatafatına, sözde itibarını yükseltecek işlere sarılacaksın?
Gerçi bu ülkede trafik tümden insan yaşamını tehdit ediyor ama böyle Girne dağ yolu gibi spesifik ölüm saçan yollarımız da var…
Daha ne olması lazım? Bu korkunç kazalar daha ne kadar tekrarlanacak, daha ne kadar insan ölecek veya ağır yaralanacak?
Trafik kazalarına tedbir yok, iş kazalarına tedbir yok, çevre felaketine tedbir yok, kamudaki karmaşa ve verimsizliğe tedbir yok, durmak bilmeyen pahalılığa tedbir yok, kaçakçılığa tedbir yok, kaçak yaşama tedbir yok, polisiye olaylara tedbir yok, perişan hale sokulan kurumlara tedbir yok…
Rant, yolsuzluk, yandaşı kollama, kişisel çıkarlar peşinde koşma olayları can sıkıcı bir duruma dönüştü.
Bakıyorsunuz, çözüm bulmasını bekledikleriniz bambaşka bir havada, sanki onlar başka bir ülkede yaşıyormuş gibi.
Sizin gündeminiz başka, onlarınkiyse bambaşka, kendi çıkarları çerçevesinde halka yabancılaştılar. Bazılarının hallerine bakınca insanın çıldırası geliyor.
Her şey ama her şey kötüye gidiyor ve akıl almaz bir şekilde ülkede kötü normalleştiriliyor.
“Herhalde bıçak kemiğe dayanmadı” dedi bir arkadaşım.
Bıçak kemiğe dayanmadı mı? Bıçak kemiği de kesti ama uyuşturulmuş sanki bu vatandaşlar, sanki daha kötüsünü bekliyormuş gibi.
“Dur bakalım ne olacak” tavrı… Daha ne olsun? Daha ne olmasını bekliyorsunuz ki bu ülkede?