İlaç sıkıntısıyla ilgili “kriz masasını” iki yıl sonra kurabildiler…
Boşuna demediler ki “Ateş düştüğü yeri yakar” ya da “çeken bilir” diye… Başına gelmeyen mutlaka başkasını anlamaya çalışabilir, empati yapma çabasına girebilir ama inanın ki çeken kadar bilemez…...
. Bunlar iddia, bir şey diyemem ama hayatta olan hastaların yaşadığı eziyeti görebiliyorum.
İlaç eksikliğiyle ilgili eylem bile yaptı örgütler, sokağa döküldü, tepkisini ortaya koydu, muhalefet mecliste defalarca konuyu gündeme getirdi, eleştiri yaptı, öneri sundu, ilaç eksikliği konusunda onlarca haber çıktı medyada, sosyal medyada yığınla paylaşım var ama sorun hâlâ çözülemedi.
Pandemiyi gerekçe gösterdiler, döviz krizine bağladılar, Türkiye’de de ilaç sıkıntısı olduğunu, doğal olarak bunun bizi de etkilediğini anlattılar.
Hepsi de olabilir, “hepsinin de rolü vardır” diyelim, Türkiye’de ve bazı başka ülkelerde de bu sıkıntılar yaşandı, kabul ediyorum ama bu küçücük ülke, koskoca dünyadan ilaç bulacak bir organizasyon yapamazsa, iki yıldır buna çözüm üretemiyorsa kusura bakmayın ama buna ya “beceriksizlik” ya da “umursamazlık” denir.
Sosyal devlet olamıyorsak, devlet vatandaşının böylesine yaşamsal sorununu çözemiyorsa, neyi çözecek? Devlet vatandaşını ilaçsızlıktan ölüme terk eder mi? Normal bir ülkede, normal devlet yöneticileri bunu yapmaz tabii ki yapmamalı, mazeret bulmamalı, çare üretmeli…
Geçen gün Sağlık Bakanlığı, sağlık örgütlerini toplayarak bir kriz masası oluşturdu. En nihayet ha? Tam iki yıl sonra ilaç kriziyle ilgili “kriz masası” kuruldu.
“Günaydın size” diyeceğim de demiyorum, en azından ülke yöneticileri ülkede bir ilaç krizi olduğunu kabul etmiş oldu, bu kriz masası ile…
Peki bu kriz masası ne yapacakmış? Toplantıda alınan kararlara göre, hekimler ve eczacılar tarafından risk faktörüne göre yaşamsal ilaçların sınıflandırılması ve ilaç listelerinin güncellemesi yapılacakmış…
Stoklardaki eksik ilaçların tamamlanabilmesi adına ülkeye ilaç ihracatının yapılabileceği ülkeler ele alınmış…
Yerli ilaçların ruhsatlandırılması ve/veya üretimi yapılabilmesi için yasa-tüzük çalışmalarını yürütecek komitenin kurulmasına karar verilmiş…
Biz ne kriz masaları gördük, yalnızca adları olan faaliyet gösteremeyen… Umarım bu da öyle olmaz… Bakın bu yapılacakların tümü de devlet hantallığı içinde zaman alabilecek işler, bu arada hayat devam ediyor, hastalar ilaç bekliyor, umarım ellerini çabuk tutarlar, umarım ilaç tedarikinde daha hızlı, daha pratik yöntemler de bulunur.
Başta da dediğim gibi, siz toplanadurun, “şunu yapacağız, bunu yapacağız” deyin ama ilaçsızlık konusunda ateş düştüğü yeri yakmakta, acısını çeken bilmektedir.
Bir an önce bu yetersizlik, bilinmezlik, yoksunluk haline bir son verilmelidir. İnsan sağlığıyla ilgilidir bu, hiçbir şeye benzemez ve kıyas yapılamaz.