Kıbrıs

“Hayat pahalılığı asgari ücretliye de yansımalı”

Abone Ol

Eniz ORAKCIOĞLU

   Zaman zaman asgari ücrete hayat pahalılığı altında yapılan artışlar asgari ücretin geriye gitmesine ve vatandaşın alım gücünün düşmesine sebep oldu. Asgari ücret bugün “başlangıç ücreti”nden çıkıp “geçim ücreti” haline geldi.

   Tam da bu noktada birçok sivil toplum örgütü, çeşitli kesimler ve sendikalar bir süredir asgari ücreti hayat pahalılığına endekslenmesi çağrısı yapıyor.

   Konu ile ilgili BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, asgari ücretin hayat pahalılığına bağlanması gerektiğini en başından beri savunduklarının altını çizdi.

   Serdaroğlu, hayat pahalılığının bir artış olmadığını, tamamen geçmişteki kayıpların ve yaratılan enflasyonun maaşlara yansıması olduğunu vurguladı. Serdaroğlu, hayat pahalılığın maaşlara yansıtılmasının Anayasal bir haksa olduğunu kaydederek, bu nedenle tüm maaşlara asgari ücrette de dahil yansıtılması gerektiğini vurguladı.

   Asgari ücretin bir maaş türü olduğunu çalışanın bu maaşla hayatını idame ettirdiğini belirten Serdaroğlu, bu sebeple oluşan hayat pahalılığının gecikmeden bütün maaşlılara emekliye memura yansıdığı gibi asgari ücretliye de yansıması gerektiğini söyledi.

   Serdaroğlu, asgari ücreti hayat pahalılığın bağlansa da Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanabileceğini belirterek, hayat pahalılığı asgari ücrete yansıdıktan sonra ek bir artışa gereksinim duyulursa komisyonun toplanabileceğini kaydetti.

“Fahiş zamların önüne geçilebilecek”

   Serdaroğlu, asgari ücret hayat pahalılığına bağlandığında işverenlerin de artık ne kadar artış geleceğini bileceğini ve yapacakları artışlarında buna bağlı olarak dengeli olacağını belirtti.

   “Böyle bir durumda işveren bilecek ki yapacakları her fahiş artış enflasyonu yükseltecek” diyen Serdaroğlu, işveren o, enflasyonun yükselttikleri zaman 4 ay sonda maaşların da yani maliyetlerinin de yükseleceğini bileceğini belirtti.

   Serdaroğlu, bu nedenlerle işverenin de bir nebze hükümetin yarattığı enflasyona, elektrik, akaryakıt gibi zamlara tepki koyacağını ve giderlerinin artmaması için caba göstereceğini ifade ederek, böylelikle fahiş zamların önüne geçileceğini, piyasaya denetim geleceğini kaydetti.

“Talebimizi yineleyeceğiz”

   Asgari ücreti hayat pahalılığına endeksleme yönündeki taleplerinin masada olduğunu aktaran Serdaroğlu, asgari ücret belirlendikten sonra bu konuda gerekli yasal düzenlemenin yapılması için Çalışma Bakanlığı’nda bulunan taleplerini yineleyeceklerini vurguladı.

   Serdaroğlu, hükümetin asgari ücreti hayat pahalılığına bağlama konusundaki görüşlerinin olumlu olduğuna değinerek, bazı ekonomik örgütlerin ise hala daha bu konudaki fikirlerinin net olmadığını belirtti.

“Hayat pahalılığı altında verilen artış nedeni ile asgari ücret geriye doğru gitti”

   Serdaroğlu, yıllarca yapılan yanlış politikalardan dolayı çalışanların zamlar karşısında alım gücünün düştüğüne dikkat çekerek, alım gücünün korunmaması ve dönem dönem hayat pahalılığı altında verilen artış nedeni ile asgari ücretin geriye doğru gittiğini vurguladı.

   “Hayat pahalılığının yansıması çalışanları ileri götürmez ama alım güçlerini stabil tutar” diyen Serdaroğlu, hayat pahalılığının maaşlara yansıtılmaması nedeni ile vatandaşların alım gücünün düştüğünü, asgari ücretin de bu yüzden yıllar itibari ile geriye düştüğünü söyledi.

   Serdaroğlu, yıllardır verdikleri mücadelenin bu olduğunun altını çizerek, artık mücadelelerinin anlam kazandığını, belirli bir noktaya geldiğini belirtti.

   Serdaroğlu, şu anda hayat pahalılığını yeni işveren temsilcilerinin de konuştuğunu ve hayat pahalılığının altında bir artış verilmeyeceği konusunda fikir beyan ettiklerini söyleyerek, yapmış oldukları mücadelenin yavaş yavaş meyvelerini topladığının göstergesi olduğunu kaydetti.   

   Asgari ücretin başlangıç ücretinden çıkıp artık geçim ücreti haline geldiğinin altını çizen Serdaroğlu, asgari ücretin geçim ücreti olarak anılmaması için ise özel sektörde örgütlenilmesi gerektiğini belirtti.

   Serdaroğlu, özel sektörde örgütlenilmediği ve toplu iş sözleşmesi düzeneği kurulmadığı sürece elde edilen gelirin adaletli bir şekilde dağılımının olmayacağını belirtti.

 

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }