Halkın Partisi’nin 3. Olağan Kurultayı yapıldı
“Büyük bir acıyı, toplumsal travmayı hep birlikte yaşadık”
Ülkenin çok zor bir dönemden geçtiğini, büyük bir acıyı, toplumsal travmayı hep birlikte yaşadığını belirten Özersay “Hepimizin bağrı yanık. Kısa yoldan zengin olmak isteyen, rant peşinde koşan, sorumsuzca davrananlar nedeniyle evlatlarımızı yitirdik. Canlar gitti, evlatlar gitti. 6 Şubat depremini ve çok acı sonuçlarını iliklerimize kadar hissettik. Hem evlatlarımızı, vatandaşlarımız kaybettik hem de Türkiye’de binlerce masum vatandaşımızı kaybettik. Bu bir kader değildir, bir ihmaldir, bir cinayettir. Sorumlularının hesap vermesi gereken, bu memleketin her bireyinin hesap vermesi, hesap sorulması gereken bir olaydı ve bunun hesabını soracağız.” dedi.
Türkiye’nin acısnı da paylaştıklarını söyleyen Özersay, bu sebeple şubat ayında yapılması kararı aldıkları kongreyi iki kez ertelemek zorunda kaldıklarını, Ramazan ayı içerisinde tercih etmemelerine rağmen yasalara, ve tüzüğe saygıları nedneiyle yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti.
“Halkın Partisi devletin bağımsızlığına
yürekten sahip çıkanların partisi”
Ülkede 50 yıllık kemikleşmiş partilerin göz önünde bulundurulduğunda Halkın Partisi’nin yoktan var edildiğini söyleyen Özersay, 7 yaşında yeni ve genç bir siyasi parti olduklarını Halkın Partisi’nin yürekten sahip çıkanlar sayesinde ayakta duran ve büyüyecek olan, ülkeyi yönetmeye talip olacak bir siyasi parti olduğunu vurguladı.
Halkın Partisi’nin bir çok sorun yaşadığını ama buna rağmen hiçbir zaman vazgeçmediğini ve asla vazgeçmeyeceğini belirten Halkın Partisi lideri Kudret Özersay “En az benim kadar sizler de çok net biçimde bazı şeyleri birlikte yaşadık. 7 yılda vefasızlığı gördük, ihaneti gördük. Ama bunlar önemli değil. Önemli olan Halkın Partisi geçen 7 yılda hiç kesintiye uğramadan samimiyeti, sahiplenmeyi başardı. Halkın Partisi bütün bu yaşananlara rağmen hiçbir zaman vazgeçmedi, vazgeçmeyecek.” dedi.
Devletin bağımsızlığının Halkın Partisi için esas olduğunu vurgulayan Özersay, şöyle devam etti:
“Biz milletvekili yemini ederken tırnak içinde söylüyorum ‘devletin varlığını ve bağımsızlığını koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim’ dedik. Biz yeminimizin arkasında durduk, bağımsızlığımıza sahip çıktık. Bağımsızlığımız ayaklar altına alınırken, gayrimeşru hükümet kurulurken hiçbir şey yokmuş gibi bağımsızlığı göz ardı ederek gölge düşürecek davranışlara boyun eğemezdik. Namusumuz ve şerefimiz üzerine verdiğimiz yeminin arkasında durduk”
Özersay Halkın Partisi’nin Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin hakkına samimiyet hakkına inanan bir parti olduğunu, Kıbrıs Türkü kendi kendini yönetmelidir, iradesine saygı duyulması gerektiğini söyledi.
En az Kıbrıslı Rumlar kadar Kıbrıs Türkü’nün de bir devlet sahibi olmaya hakkı olduğunu belirten Özersay,KKTC’ye inanan bir parti olarak Halkın Partisi için bağımsızlığın esas olduğunu vurguladı.
“Türkiye bizim canımız, insanı da kardeşimizdir”
KKTC ve Türkiye’nin menfaatine olmayacak, Kıbrıs Türkü’ne zarar verecek her şeye karşı çıkacaklarını belirten Özersay “Hiç kimse başka türlü yorumlar, değerlendirmeler yapmaya kalkmasın. Açık yüreklilikle söylüyorum. Türkiye bizim canımız, insanı da kardeşimizdir. Acısı acımız, sevinci sevincimizdir. Hiçbir zaman aksini düşünmedik. Biz bunun bilinciyle hareket eden bir siyasi partiyiz. Kardeşler doğruları gördüğünde alkışlar, yanlışları gördüğünde söyler...” dedi.
UBP-DP-YDP hükümetini gayrımeşru olarak nitelendiren Özersay, hükümetin demokratik teamüllere uyularak kurulmadığını, KKTC’nin bağımsızlığına, halk iradesine gölge düşürecek bir görüntünün ortaya çıktığını iddia etti.
Ana muhalefet partisi CTP’nin gayrimeşru hükümete memleketi teslim ettiğini savunan Özersay “Bu kadar yıl burada ayrı bir devlet var, Kıbrıslı Türkler yönetiyor derken şimdi uluslararası alanda bunu savunmak eskisinden çok daha zordur. Bunu bu kadar yıldır milli var oluş mücadelesini savunan insanları üzen bir durumdur. Aynı hata 2006 yılında da yapılmıştır...” dedi.
Şu anda yaşananların geçmiş dönemde kurulan CTP-ÖRP gayri meşru hükümeti zamanında da gerçekleştiğini belirten Kudret Özersay “2006’da kurulan CTP-ÖRP hükümeti bugün yürürlükte bulunan elektrik sözleşmesi imzalandı, bugün de kurdurulan gayrimeşru hükümet aynı şirketle, aynı veya daha kötü şartlarla bir sözleşme imzalamaya oturmak üzeredir. Aynı şartlarda bir başka gayrimeşru hükümet toplum menfaatine olmayan gayri meşru bir sözleşmeyi ihalesiz bir şekilde sonuçlandırma noktasındadır. Bu bir tesadüf değildir. Bir yıl önce bu gayrimeşru hükümet kurulduğunda Halkın Partisi olarak bir uyarı yapmıştık; böyle hükümetlerin olduğu dönemlerde kurumlarımız gider, laiklik elden gider, meşruiyetleri olmadığı hükümetlerde devletin en temel ilkeleri yıpranır ve zarar görür demiştik. Üzülerek söylemek zorundayım ki maalesef yaptığımız uyarılarda haklı çıktık...” ifadelerini kullandı.
Özersay, kurumların, değerlerin, toplumun yıpratıldığını, erozyona uğradığını laikliğin de erozyona uğradığını, Anayasa’nın ayaklar altına alındığını savundu.
Özersay, “Tam da bunun için dur demek, sineye çekmemek önemlidir. Bu gayrimeşru hükümet 1 gün bile görevde kalmamalı, istifa ettirilmeli demiştim, muhalefetin diğer isimleriyle görüşme yapmıştık. Ama günün sonunda sine-i millete gidip evde oturalım demedik. Topluma gidip bu hükümeti istifaya zorlayalım dedik. Maalesef ana muhalefet partisi mecliste kalmayı, bu hükümetin devam etmesi sürecinde muhalefet yapmayı tercih etmiştir.” dedi.
Özersay, “Herkesin maskaralık dediği bu durumun parçası olalım diye milletvekili seçilmedik, maaş çekip oturmak için seçilmedik, halk bizi meclise başımıza vursunlar, keyfi şekilde hükümet kursunlar, dombuladan başbakan çıkarsınlar biz de orada oturup seyirci olalım diye oraya göndermedi. Biz bunları sineye çekemezdik” ifadelerini kullandı.
İktidarıyla, muhalefetiyle hükümetin gayrimeşruluğunu kanıksayan meclisin kendilerini kesinlikle temsil etmediğini söyleyen Özersay 2011 yılında siyasete atılmadan önce “bu vekiller beni temsil etmiyor” dediğini hatırlattı.
Özersay, “Meclis, Anayasa’yı hiçe sayan haliyle bağımsızlığa gölge düşüren haliyle, bir gecede kendi ayıplarını örtmek için yasa geçiren haliyle, iktidarıyla, muhalefetiyle bugayri meşruluğu kanıksıyorsa bu meclis bizi temsil etmiyor” dedi.
Sorunların çözümünün hükümetten bir an önce kurtulmak olduğunu belirten Özersay hükümeti krizi yönetememekle suçladı
Özersay, "Çocuklarımızı çadırlarda çamurlar içinde eğitim gördüler, depremde bina dayanıklılığı konularında birlikte çalışmaları gereken Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile nasıl kavga ettiklerini, diyaloğu kopardıklarını, süreci uzattıklarını düşünün, depremden dolayı koymaya ve yapmaya çalıştıkları maaş kesintilerini nasıl yüzlerine gözlerine bulaştırarak toplumsal dayanışma ruhunu da zedelediklerini ve günün sonunda da geri adım attıklarını hep birlikte gördük.” dedi.
Kavgalarının memleket kavgası olduğunu söyleyen Özersay, HP’nin fabrika ayarlarına döndüğünü kaydetti.
Özersay, “Yeni dönemde kapımız samimiyetle önce memleketim diyenlerin ve diyebilenlerin hepsine açık olacaktır. Halkın Partisi, bundan sonra bağımsızlıktan ve kendi kendimizi yönetmekten yana taraftır, taraf olacaktır. Halkın Partisi bundan sonra da laiklikten yana taraftır, taraf olacaktır. Halkın Partisi bundan sonra demokrasi, insan hakları ve meşruiyetten yana taraftır ve taraf olacaktır. Halkın Partisi devletin ve halkın parasının çalınmasının, rant paylaşımlarının, rüşvetin ve peşkeşin karşısında, temiz siyasetten yanadır. Halkın Partisi için alınan sine-i millet kararı Halkın Partisi’nin fabrika ayarlarına dönüşünün sinyalidir.” dedi.
Halkın Partisi Genel Sekreteri Ahmet Tokatlıoğlu da konuşmasında “ülkemizde son yıllarda giderek daha da yoğun şekilde yaşanan demokrasiye aykırı, halk iradesini görmezden gelen uygulamalara karşı sessiz kalmamak, demokrasiye ve devlete sahip çıkmak, halk iradesine ve bağımsızlığa aykırı uygulamalara karşı bir tepki vermek, Kıbrıs Türk halkına yaşatılan demokrasi bunalımlarının normalleştirilmesini kabul etmemek için, “Bu yaşananlara gözümüzü kapatmayı, parmağımızın arkasına saklanmayı kabul etmiyoruz.” dedi.
Genel Sekreter Ahmet Tokatlıoğlu, “Yaşananlara gözümüzü kapatıp parmağımızın arkasına saklanamazdık, bu bize yakışmazdı, Halkın Partisi olarak ilkelerimize sahip çıktık ve bir duruş sergileyerek sine-i millet kararı aldık. Şimdi çalışıp partimizi yeniden güçlendirme sürecindeyiz” ifadelerini kullandı.
Halkın Partisi’nin yeni Parti Meclisi üyeleri de şu isimlerden oluştu:
Lefkoşa:
Yenal Senin
Muzaffer Dönmez
Buğra Dervişoğlu
Can Sözer
Mehmet Özbilgehan
Teksen Köroğlu
Tolga Atakan
Aral Moral
Ali Çırakoğlu
Savaş Toksöz
Serhat Kotak
Denis Dinand
Sezgin Madencioğlu
Uğur Çulhaoğlu
Onur Güler
Kürşat Köseoğlu
Varış Tanrıöver
Girne:
Erhan Onuralp
Özgül Ezgin
Yusuf Avcıoğlu
Ahmet Tokatlıoğlu
Ümit Anibal
İhsan Tuncalı
Uğur Kıroğlu
Çavidan Çağlar
Salih Değirmencioğlu
Ledün Caymaz
Neşe Anibal
Gazimağusa:
Ercan Şadan Elçin
Duygu Uzun
Özgür Vehit
Berk Ömer Erçika
Süleyman Canatan
Hasan Tosunoğlu
Cihan Abi
Celal Sesli
Gülsün Korun
Hüseyin Tabur
Ali Gerçeker
Özgül Çırakoğlu
Orhan Delikuş
İskele:
Hasan Hasanbulli
Emin Onuş
Sinan Erhan Gece
Perihan Kaya
Ersin Şemi
Güzelyurt:
Adem Topak
Turgut Alas
İmam Güçlü
Lefke:
Enver Öztoprak
Hasan Karlıtaş
Bunlar da ilginizi çekebilir