Gündem

Gürcafer: Tapu Dairesi’nde hâlâ 100 binin üzerine sözleşmenin yani 20-30 milyar TL’lik bir kaynak beklemede

Abone Ol

   Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, İmar Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle daha fazla insan kaynağından faydalanmanın yolunun açılmasının amaçlandığını belirtti.

    İmar (değişiklik) Yasa Tasarısı’nda kullanım oranını artırma ya da yüksek kat yapma izni gibi maddeler olmadığını söyleyen Gürcafer, imar planı yapma ekibinin ve paydaşlarının çoğaltılması, belediyelere yetkiler verilmesinin hedeflendiğini ifade etti. “Yasa değişikliğiyle peşkeş çekme varsa, gerekli mücadeleyi ben de herkesle birlikte veririm. İmar (değişiklik) Yasa Tasarısı tıkanıklıkları açacak, imar planlarının yapılmasını sağlayacak. Tüm belediyeler kendi imar planlarını yapmak için çalışacak, alt yapılarını oluşturacaklar. Biz, iş dünyası olarak ihtiyaç duyulan kaynağa odaklanacağız” dedi.

   BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ile köşe yazarı Emin Akkor’un sunduğu “Empati” programına konuk olan KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, imar planı, İskele Long Beach bölgesindeki yapılaşma, sınır kapılarıyla ilgili tekrar imzalanan protokolle ilgili soruları yanıtladı.

Gürcafer: Belki de ‘bir daha seçilme gailem
yoktur’ diyen insanlara ihtiyacımız vardır

 

   Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, ülkemizde ihtiyaçların ve sosyo-ekonomik politikaların belirlenmesi açısından kurumsal bir yapıya ihtiyaç olduğunu ifade ederek bu yapı oluşturulmazsa Türkiye’nin murat ettiği kendi ayakları üzerinde duran KKTC’nin yaratılamayacağını söyledi.

   Gürcafer, atılacak her adımın ana hedefe hizmet edecek bir yapı olması gerektiğini belirterek demokrasisi, sosyal devlet anlayışı gelişmiş bir KKTC yaratmak için gereklerin yapılmasının önemine değindi. Gürcafer, ülke ekonomisini “hasta” olarak tanımlayarak, ülke yönetiminin “hasta ekonomiyi” düzeltmek için gerekli çalışmayı yapmadığını belirtti.

   Gürcafer, “Sırtımızı hep Türkiye’yle imzalanacak protokole dayamak istemiyorsak, ekonomik kalkınma için gerekenleri yapmalıyız. Örneğin geliştirilecek alanı tespit ederek pazarının ne olduğu, maliyet hesaplaması, lobi çalışmaları yapılmalı. Bilimsel olarak dünya örnekleri incelenerek ele alınmalı. Ancak ev ödevimize iyi çalışmadığımız gibi ders de almıyoruz. Bu bir nevi sarmala dönüştü biz de bunun içinde savrulup gidiyoruz. Belki de ‘bir daha seçilme gailem yoktur’ diyen insanlara ihtiyacımız vardır” dedi.

“100 binin üzerine sözleşme Tapu’da bekliyor”

   Gürcafer, Tapu Dairesi’nde hâlâ 100 binin üzerine sözleşmenin yani 20-30 milyar TL’lik bir kaynağın beklemede olduğuna dikkat çekerek personel eksikliği nedeniyle işlerin yürümediğini söyledi.

   Tapu Dairesi’ne bir yıllığına, 100 personel alımı yapılmasını talep ettiklerini ifade eden Gürcafer, devlet yapısının günlük sorunlara odaklandığından sorunların çözümünün sürekli geciktiğini belirtti.

“İmar (değişiklik ) Yasa Tasarısı’yla daha
fazla insan kaynaklarından faydalanacağız”

   Cafer Gürcafer, ülkede büyük tartışma konusu olan İmar (Değişiklik) Yasa Tasarısı’yla ilgili de detaylı bilgiler verdi.

   Gürcafer,  Güney Kıbrıs’ta imar yasasının 1972 yılında yürürlüğe girdiğini, bugüne kadar da 29 kez revize edildiğine dikkat çekerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ise ilgili yasanın 1989’da yapıldığını ancak hiç revize edilmediğini vurguladı. İlgili paydaşların yasanın revize edilmesi gerektiğini görüp neden bugüne kadar çalışma yapmadıklarını soran Gürcafer, imar konusunun yaşamla ilgili olduğunu ve sürekli güncellenmesi gerektiğini söyledi.

   Gürcafer, İmar Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle daha fazla insan kaynaklarından faydalanmanın yolunu açmanın amaçlandığını belirtti.

   Ülkemizdeki imar planları eksikliklerine işaret eden Gürcafer, 1990’lı yıllarda yapılıp, bitmiş olması gereken imar planlarının yani yaşamın temel planlanmasının bugün eksikliğinin hissedildiğini vurguladı.

   Gürcafer, emirname ve imar planı olmayan yerlerde Fasıl 96 İmar Yasası’nın uygulandığını belirtti.

   İmar planlarının Şehir Plancıları Odası’na kayıtlı şehir plancıları tarafından yapılmasının yasa gereği olduğunu anımsatan Gürcafer, 30 şehir plancıda 10’unun aktif olmadığını, bu kadar az kişiyle nasıl iş yapılacağını sordu. Gürcafer, imar planlarının hazırlanmasında sıkıntı yaratan bu maddenin değiştirilerek, şehir plancılarının yanına mimarlar ve mühendislerin de eklendiğini ifade etti.

   Gürcafer, “Ülkemizde binin üzerinde mimar var. Katılımcılığı artırarak ülkenin planlamasını yapmak gerekiyor. Eskiden kaymakamlıklarda olan onay yetkisi yasadaki değişiklikle belediyelere verildi. Belediye meclisi onayı şartı kondu” dedi.

    İmar (değişiklik) Yasa Tasarısı’nda kullanım oranını artırma ya da yüksek kat yapma izni gibi maddeler olmadığını anlatan Gürcafer, imar planı yapma ekibinin ve paydaşlarının çoğaltılması, belediyelere yetkiler verilmesinin amaçlandığını belirtti.

   Gürcafer, Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi bölgeleriyle ilgili iki tane imar planı hazırlandığını ifade ederek 2. planın belediye meclislerinden oybirliğiyle geçtiğini anımsattı. Birinci ile ikinci planda sit alanları, ormanlar, kıyı koruma alanları, dere kenarları yani ortak değerlerinin hepsinin aynı olduğuna işaret eden Gürcafer, “Farkı; ülkesel fizik plan incelendiğinde Girne’de doldu, turizmde gelişim alanı artık İskele’dir deniliyor ancak Girne’ye mavi bölgeye yüzde 100, İskele’de yüzde 40 kullanım hakkı veriliyor. Biz burada terslik olduğunu söyledik” dedi. Gürcafer, ikinci planın Resmi Gazete’de yayımlandığını, bunun yürürlüğe girebileceğini belirttiklerini ancak şehir plancılarla anlaşamadıklarını belirtti.

   Gürcafer, şöyle dedi:

   “Yasa değişikliğiyle peşkeş çekme varsa, gerekli mücadeleyi ben de herkesle birlikte veririm. İmar (değişiklik) Yasa Tasarısı tıkanıklıkları açacak, imar planlarının yapılmasını sağlayacak. Tüm belediyeler kendi imar planlarını yapmak için çalışacak, alt yapılarını oluşturacaklar. Biz, iş dünyası olarak ihtiyaç duyulan kaynağa odaklanacağız.

   Lafazanlık yaparak toplumsal varlığımızı var edemeyiz. Ekonomik özgürlüğü kazanmak lazım. Mesela Lefkoşa imar planı var ama alt ölçek yani mahallelerin planları yoktur. Yaşamı planlamak için temeli oluşturmak gerekiyor”.

 

“Konut başına fona para yatırıyoruz”

   Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, İskele Long Beach bölgesindeki yapılaşma konusunda da bilgi verdi. Söz konusu bölge için alınan ara emri kararı nedeniyle imarın yavaş yavaş Dörtyol ve Geçitkale’ye kaydığını anlatan Gürcafer, bir ev oluşana kadar buna 80’e yakın alt sektörün katkı koyduğunu ancak konut oluştuktan sonra yaşanan sorunların müteahhidi bağladığını belirtti.

   Bölgede yaşanan alt yapı sorunlarıyla ilgili de girişimleri olduğunu anımsatan Gürcafer, şöyle devam etti:

“Ahmet Hüdaoğlu’nun KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı olduğu dönemde, İskele’deki yapılanmanın arttığını, elektrik ihtiyacının karşılanması için girişimin şart olduğunu aktardım. Çalışma yapıldı ve trafo merkezi oluşturulması için arazi tahsis edildi. İhaleye de çıkıldı. İhalenin sonuçlanması sonrası bölgedeki elektrik sıkıntısı ortadan kalkacak.

   Alt yapı sorunlarını da gidermek için fon oluşturulması önerisi sunduk. Kirleten öder mantığıyla hareket ederek konut başına fona para yatıralım, kendi paramızla arıtma tesisimizi yapalım dedik. Bakanlar Kurulu da bu yönde bir karar üretti. Şimdi fona para yatmaya başladı ancak CTP mecliste buna yasal olmadığı gerekçesiyle itiraz etti. Yasanın geçmesiyle birlikte müteahhitlerin katkısıyla proje hazırlanacak, ihale açılacak ama bunun parasını devlete külfet olmamak için biz ödeyeceğiz. Modellemesini de yaptık”.

“Sınır kapıları iyileştirilecek”

   KTİMB Başkanı Gürcafer, sınır kapılarının iyileştirilmesi çalışması kapsamında hükümetle imzalanan yeni protokole de işaret ederek Metehan Sınır Kapısı’nda yapılacak çalışmalardan söz etti.

   Söz konusu sınır kapısının batı tarafında askeri alanın kullanımı için talepte bulunulduğunu, kabul gördüğünü ifade eden Gürcafer, oradaki dağınıklığın ortadan kalkacağını, otopark alanının genişletileceğini, işlemler için ayrı bir şerit oluşturularak beklemeleri azaltacaklarını söyledi.

 

“Toprakların yabancılaşma,

yanlış verilen vatandaşlıklardan”

   Ülke topraklarının “yabancılaştığı” söylemlerine de açıklık getiren Cafer Gürcafer, bunun nedeninin ülkede yanlış verilen vatandaşlıklar olduğunu belirtti.

   Gürcafer, Fasıl 96 çerçevesinde 20 bin konut yapmak için 1000 dönümlük araziye ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek 100 bin konut için ihtiyaç duyulan arazinin ise 5 bin dönüm olduğunu söyledi.

   KKTC’nin 2 milyon 455 bin dönüm olduğuna dikkat çeken Gürcafer, “20 bin konut üzerinden örnek verecek olursak; 1 ev, 4 ay yabancıya kiralandığında bu ülkeye 1 milyon turist gelir. Bu turistler de ülke ekonomisine katkı sağlar” dedi.

   Toprakların yabancılaşmasının turistler anlamında olmadığına dikkat çeken Gürcafer, nedeninin ülkede yanlış verilen vatandaşlıklar olduğunu yineledi. Vatandaşlıklar konusunda bazı sınırlamalar getirilebileceğini söyleyen Gürcafer, “Kontrolsüz biçimde vatandaşlık dağıtılır, sınırlama olmazsa, herkes 50 bin, 100 bin dönüm arazi alır. Bu alımlar sadece vatandaşlıklarla değil avukatlar ve muhasebeciler aracılığıyla da oluyor. Vatandaşlık verildiğinde mesleki ya da farklı konularda sınırlamalar getirilerek durum kontrol altına alınabilir” dedi.

 

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }