TC Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, Kolombiya eski Dışişleri Bakanı Holguin Cuellar'ı Kıbrıs Şahsi Temsilcisi olarak ataması hakkında açıklama yayımladı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC), atamanın yapılmasına iki koşul ile rıza verdiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Bunlardan ilki; Şahsi Temsilci’nin görev yönergesinin, Ada’daki iki taraf arasında yeni resmi çözüm müzakerelerinin başlatılmasına ilişkin olarak ortak zemin bulunup bulunmadığının araştırılmasıyla sınırlı kalmasıdır. İkincisi ise; Şahsi Temsilci’nin görev yönergesinin süresinin 6 ayı aşmamasıdır. Nitekim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Tatar da bu hususun altını çizmiştir."
Ada'da iki taraf arasında ortak zeminin var olmadığı gerçeğinin BM Genel Sekreteri’nin raporlarında da belirtildiğine işaret edilen açıklamada, "Yarım asırdan uzun bir süredir müteaddit defalar müzakere edilmiş ve Rum tarafının uzlaşmaz tutumu nedeniyle asla hayata geçirilememiş olan federal çözüm modelinin güncelliğini yitirmiş ve tüketilmiş olduğu apaçık ortadadır." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, Kıbrıs’ta herhangi bir yeni müzakere sürecinin başlamasının vazgeçilmez önkoşulunun, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ile eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi olduğuna dikkati çekilerek, "Bu itibarla iki taraf arasında ortak zemin oluşabilmesi ancak bu anlayış çerçevesinde mümkün olabilecek, ömrü tükenmiş iki kesimli, iki toplumlu federasyon arayışına yönelik bir sürece bir kez daha girişilmesi söz konusu olmayacaktır." denildi.
Ada'daki iki taraf arasında yeni resmi çözüm müzakerelerinin başlatılmasına ilişkin ortak zemin bulunup bulunmadığı hususunun herhangi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek şekilde tespiti için Şahsi Temsilci'ye verilen 6 ay görev süresinin yeterli olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Şahsi Temsilci Sayın Holguin Cuellar’a yeni görevinde başarılar diliyor, hazırlayacağı raporun tarafların tutumlarını ve Ada’daki gerçekleri nesnel bir şekilde yansıtması, gerekli sonuçları çıkarması ve bu sonuçlar temelinde gelecekte izlenebilecek gerçekçi hareket tarzının ne olabileceğini kayıt altına alması beklentimizi vurguluyoruz."