Kıbrıs

“Gece yarılarına kadar çalıştık, heyecanlıyız”

Abone Ol

  Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri önemli bir projeye daha imza attı. Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Liseler Arası Elektrik Tasarruflu Araç Yarışması”nda 2020’de Caretta isimli araçla Türkiye ikinciliği, 2021’de “İlke” isimli araçla şampiyonluk kazanan ekip, şimdi de “Gufi” ismini verdikleri elektrikli araçla jüri önüne çıkıyor.

   “Gufi”, Öğretmen Ali Rıza Doğan’ın rehberliğinde “Makine”, “Motor”, “Metal ve Teknoloji”, “Bilişim”, “Elektrik” ve “Elektronik” gibi bölümlerde eğitim gören 7 öğrencinin emeğiyle ortaya çıktı.

   4. Endüstri Devrimi’nin yaşandığını, yapay zekânın ön planda olduğu günümüz çağında elektrikli araçlara rağbet artarken, Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerinin böyle bir atılım gerçekleştirmesi hem ülkemizin gelişim göstermesi hem de eğitimin nitelikli bir hale bürünmesi noktasına büyük öneme sahip.

   “Gufi”nin tasarımından son haline kadar projede aktif rol oynayan Öğretmen Ali Rıza Doğan ve öğrenciler yaşadıkları süreci bagimsiz.com’a anlattı.

    Doğan, aracın baştan sona öğrencilerin emeğiyle meydana geldiğini, öğrencilerin gece gündüz demeden büyük gayretle çalıştığını vurgularken, öğrenciler de ellerinden geleni yaptıklarını ve büyük heyecan içerisinde olduklarını ifade etti.

 

Doğan: Gufi, baştan sona öğrencilerin ortaya çıkardığı bir ürün

 

   Öğretmen Ali Rıza Doğan, 2018’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki (ODTÜ) robot yarışmasına katıldıklarını, 3 yıldır da “Teknofest Liseler Arası Elektrik Tasarruflu Araç Yarışması”na katılım gösterdiklerini belirterek, daha önce Caretta isimli araçla Türkiye’de ikinci olduklarını, İlke isimli araçla şampiyon olduklarını bu yılki aracın isminin ise Gufi olduğunu vurguladı.

   Yarışmanın 24 Nisan 2023 tarihinde başlayıp 1 Mayıs’ta biteceğini dile getiren Doğan, “İnşallah yine başarılı olacağız” dedi. Doğan, Gufi’yi tepeden tırnağa öğrencilerin ürettiğine işaret ederek hem tasarım hem üretim aşamasında öğrencilerin aktif rol aldığını anlattı. Doğan, öğrencilerin kışın zor günlerinde geceye kadar çalıştığını söyledi.

   Aracın tasarımının 12. sınıf öğrencisi Arda tarafından yapıldığına dikkat çeken Doğan, hem gövde hem kabuk hem şase hem de aksamlarını onun tasarladığını söyledi.

   Doğan, projenin sponsoru olan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde aracın kalıbının çıkarıldığı üzerinde durarak, “Onların lazer kesimini, straforlarını kullandık. Kabuk tasarımını bu şekilde düşündük. Kabuktan sonra araç biraz daha şekillendi. Sonra aracın diğer mekanik akşamların, elektronik kart tasarımını ve yazılımlarını yetiştirdik” dedi.

“3 aylık bir çalışma sonucu doğdu”

 

   Aracın yaklaşık 3 aylık çalışmanın sonucunda tamamlandığını belirten Doğan, daha sona aracın CEMSA’da ve trafikte test sürüşlerinin yapıldığını kaydetti.

   Doğan, şöyle devam etti:

   “Çünkü oradaki yarışma bir hız yarışması değil, bir enerji verimliliği yarışması. Bir mesafe var, asıl amaç bu mesafeyi en az enerjiyi tüketerek bitirmek. Biz de bu doğrultuda daha az akım çekmesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Tamamen elektrikli bir araç.”

   Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) yerli enerji verimliliğine yönelik ürünleri desteklediğini dile getiren Doğan, birinciye 60 bin TL, ikinciye 50 bin TL ve üçüncüye ise 40 bin  TL destek verildiğini ifade etti.

“Araçta bizim yaptığımız 5 yerli ürünümüz var”

   Doğan, araç içerisinde yapılan her yerli ürüne hem puan verildiğine hem de en çok yerli ürün yapan takımının 20 bin TL’yle desteklendiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

   “Yerli ürün derken, yerli ürünü satın alıp kullanmanız kastedilmiyor. Bütün tasarımı, yazılımı sizin yapmış olmanız gerekiyor. Bizim aracımızda 6 tane yerli ürünümüz var. Bunlardan bir tanesi araç kontrol sistemi. Araç kontrol sisteminin kart tasarımını, aracın tüm yönetimini o kontrol sistemi yapıyor. Pilin, motorun sıcaklığını, hızı kontrol edip gösteriyor. Herhangi bir hata verdiğinde onu tarih-saat damgasıyla gösterebiliyor, yani kara kutusu da var.

   Böyle bir kontrol sistemi isteniyor ve biz bunu yerli ürettik. Batarya Yönetim Sistemi (BYS) de yerli ürettiğimiz bir ürün. Bu sistemle şarj sırasında bataryanın korunması için balanslı şarj edilebilmesini sağlıyor. Pillerin ömrünü uzatıyor. Çünkü asıl sıkıntı pillerin balanssız şarj edilmesi, bu pilleri bozuyor. Batarya paketini yerli yaptık. Elektronik diferansiyel… Yani aracın iki tane motoru var sağ ve sol arka tekerleklerde bulunuyor. Direksiyonu bir tarafa kırdığınızda arkadaki motorların devir sayılarının değişmesi gerekiyor ki dönebilsin. Bu da bizim yerli ürünümüz. Bu yerli ürünlerden puan alıyoruz.”

  Aracın oluşma sürecinde Makine Bölümü, Motor Bölümü, Metal Bölümü ve Bilişim Bölümü’nden öğrencilerinin olduğunu dile getiren Doğan, aracın karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle söz konusu bölümlerin kolektif (birçok kişinin bir araya gelmesi sonucu) olarak çalıştığını ifade etti.

“Eğitim artık tahtaya çıkıp ders anlatmak değil,

çocukların projelerle yaşayarak öğrenmesi”

 

   Doğan, eğitimin artık tahtaya çıkıp ders anlatmak olmadığın vurgu yaparak, bir proje kapsamında yaparak, yaşayarak öğrenmenin daha verimli bir öğrenme biçimi olduğunun altını çizdi.

   Öğrencilerden Cemilcan ile Arda’nın 3 yıldır yarışma takımında birlikte olduklarına işaret eden Doğan, her iki öğrencinin de kişisel gelişimin yüksek olduğunu, bu sürecin onlara çok şey kattığını söyledi.

   Doğan, şöyle devam etti:

   “Bu çocuklar mühendis olacaklar, mühendislik fakültesine gidecekler ve projelerinin gelecekte yapacakları mesleklerle ilgili çok büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Yani projeyle öğrenmek çok daha iyi diye düşünüyorum. Bir şeyin üretimi, ortaya bir şeyin çıkmış olması tabii ki öğrencilerin kendilerine güven duymalarını sağlıyor.”

   Bu tür üretimlerin okulun yaygın bir üne, sevilen bir isme sahip olmasını (polülerite) da sağladığını belirten Doğan, meslek liselerinin temel sorununun kaliteli öğrenciler yerine akademik alanda başarılı olmayan öğrencilerin bu okullara gelmesi olduğunu savundu.

Öğrenciler ne dedi? Öğrenciler ne dedi?

 

Cemilcan Üngüder:

 

   “Elektronik Bölümü 12. sınıf öğrencisiyim. Aracın takım kaptanıyım. Bu yıl aracımızı yaparken süremiz çok kısıtlı olduğu için bütün gücümüzü kullandık. Gece gündüz çalıştık, sabah erken saatlerde gelip gece yarılarına kadar çaba sarf ettik.  Kaybedecek bir vaktimiz yoktu.  Evde projelerimize baktık, devrelerimizi tasarladık. Aracın elektrik ve elektronik sorumlusu olduğum için ayrıca kartları tasarladım, aracın kablolamasında görev aldım. Kartları tasarlarken ne kadar yerli ürün kullanırsak o kadar avantajlı olduğunu düşündüğümüz için birçok yerli ürün yapmaya çalıştık ve bunlar şu an aracımızda aktif olarak çalışmaktadır.

   Araç kontrol sistemi, Batarya Yönetim Sistemi, elektronik diferansiyel gibi birçok güzel ve verimli kartlarımız bulunmaktadır. Bunlar bizim araçlarımız ve yarışma için çok büyük bir öneme sahip. Çünkü ne kadar fazla yeri ürün yaparsak bizim için o kadar ödül puan demektir. Yarışta ödül puanı olduğunda yarıştaki performansınız biraz daha düşük olsa da o puanımızın toplamı bizi daha yukarı çıkaracaktır, bu yüzden de daha fazla puan almış olacağız. 

   Yarış, verimlilik yarışıdır. İstenilen turu, istenilen sürede en az enerjiyle tamamlamanız gerekir. Biz de geçen sene bunu tam istediğimiz yaptık ve birinci geldik. Yarışmada bize belli bir süre ve tur veriyorlar, o süre içerisinde turu atmamız isteniyor.  Sonra bataryamıza bir ölçüm cihazı takıyorlar ve bataryamızdan ne kadar enerji gittiğini tespit ediyorlar. Yaptıkları tespit üzerinden de ne kadar verimli bir araç ürettiğimiz ortaya çıkar ve yarışmada kaçıncı geldiğimiz belirlenir.

   Bu projede olduğumuz için hem Türkiye’den hem de buradan birçok üniversiteden teklif var. Şu an onları değerlendiriyorum, bu alanda ilerlemeyi düşünüyorum. Elektrikli araçların önü çok açık, şu an elektrikli arabalara büyük bir ilgi var. Çünkü doğa dostu ve karbon ayak izimizi ne kadar azaltırsak bizim o kadar iyi. Fosil yakıta karşı bir savaş hali var. Doğamızı sevdiğim ve elektrikli araçların bu konuda önemli olduğu için bu alanda ilerlemeyi düşünüyorum.”

Oğuzhan Seven:

 

   “Motor Bölümü öğrencisiyim, 11. sınıfım. Motor ve teknoloji ilişkisiyle ilgileniyorum. Arabanın tekerlek, fren sistemi, kontrol sistemiyle ilgilendim. Bunun yanında dış iskeletinin yapısıyla ilgilendim. Aracın ortaya çıkma süreci benim için çok güzel oldu. Bu süreç benim için ilerleyen zamanda da katkı sağlayacak. İlerleyen zamanlarda da otomotiv mühendisliği okumak istediğim için bu süreç bana büyük katkı sağladı. Şefim (Cemilcan Üngüder) ve hocamdan (Ali Rıza Doğan) birçok şey öğrendim.

    Benim için eğlenceli bir çalışma oldu. Hafta sonları da dahil olmak üzere hiç durmaksızın çalışmaya devam ettik. Bazı sorunlar çıktı ama onları nasıl halletmemiz gerektiğini öğrendik. Yarışma için çok heyecanlıyım. Şefim 3 yıldır yarışmalara katıldığı için sürekli anlatıyordu. Ben bu yıl ilk defa katıldım, benim için büyük bir deneyim oldu. Bölüm hocalarıma beni önerdikleri için teşekkür ederim.”

 

Cuma Sert:

 

   “Ben 9. sınıfım, bu seneki aracın şoförüyüm. Aracın ortaya çıkış sürecinde diğer arkadaşlarıma göre daha bilgisizdim. Arkadaşlarım geçen senelerde de katıldığı için daha bilgiliydi, o yüzden bana birçok şey öğrettiler. Bu aşamada daha çok izledim ve onlara yardım ettim. Bu okula ve takıma geldiğim için çok mutluyum. Takımdan dolayı kendimle ve arkadaşlarıma gurur duyuyorum. Bir yandan korku, bir yandan heyecan var.

Arda Kahraman:

  

“Bu projede aracın yazılımı ve kabuk tasarımıyla sorumluydum. Öncelikle araştırmalarımızı yaptık, yurt dışından gerekli malzemeleri getirdik. Öğrendiklerimizi bir araya getirerek belli bir üretimi ortaya koyduk.  Süremiz de baya kısıtlıydı, yarışmalar seçimden dolayı 3-4 ay öne alındı.

   Bu yüzden hızlı çalışmak zorunda kaldık. Geçen sene arabanın kabuğunu yeni yapıyorduk ama bu projede arabayı bitirdik bile. Araçtaki tüm modüller bize ait. Araç kontrol sisteminde kontrol edilecek bir sürü sensör bulunuyor. Yazılımsal olarak da kendi içinde yapılması gerekenler var. Bunların hepsini aynı anda kontrol etmek biraz zor oldu.

   TEKNOFEST’e giderek ülkemizi duyuracağız, bu projenin kendimiz için de büyük katkısı olacak. Bu elektrikli bir araç. Fosil yakıt kullanmadığımız için hem doğaya zarar vermiyoruz hem de yakıtı daha ucuza denk geliyor.

 

Ahmet Ön:

 

“Ben 10. sınıf Makine Bölümü öğrencisiyim. Bu sene bu takımdaki ikinci senem, bu takımdayım diye çok mutluyum ve arkadaşlarım da çok iyi insanlar. Bu yüzden bu projeyle uğraşmak bana zevk veriyor, bu proje bana çok şey kattı. Her konuda yardım alabiliyoruz. Derste gördüklerimizden daha fazlasını öğrenip uyguluyoruz.

Ömer Baysal:

“Metal ve Teknoloji Bölümü 11. sınıf öğrencisiyim.Bu sene ilk defa TEKNOFEST’te yer alacağım. Aracımızda ölçülü şekilde profil kesme ve kaynaklama işleriyle sorumluyum. Burada olmaktan gururlu ve onurluyum. İnşalllah yolun sonunda şampiyonluğu alacağız. Ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz, hedefimiz şampiyonluk.”

 

 

  

  

  

  

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }